39,2921$% 0.02
44,9337€% 0.26
4.171,66%-0,12
6.774,00%-1,32
27.012,00%-1,32
9.486,56%0,12
4143591฿%0.16586
Türkiye hayat emeklilik 2022 yılının birinci çeyreğine ilişkin fon verilerini fon bülteni ile açıkladı.
2022 yılının ilk çeyreği küresel piyasalar için zor geçti. ABD’de istihdam piyasasının olumlu görüntüsü korunarak artık güçlü parasal desteğe ihtiyacı olmadığını gösterdi ve yıllık %8’e yaklaşan enflasyon, FED’in şahinleşmesine neden oldu.
Nitekim ocak ayı toplantısında mart ayında varlık alım programının sonlandırılması kararını alan ve faiz artırım sinyali veren FED, mart ayındaki toplantıda faizleri 25 baz puan artırdı ve önümüzdeki dönemde de faizleri artırmaya devam edeceğine dair sinyal verdi.
Daha sonrasında FED Başkanı Powell, mayıs ayındaki toplantıda gerekmesi halinde faizleri 50 baz puan artırabileceklerini söyledi.
Geçen yıl enflasyondaki yükselişi geçici değerlendiren Powell’ın ve diğer FED üyelerinin şahin tonda konuşması risk iştahını azaltırken, buna Rusya’nın şubat sonuna doğru Ukrayna’ya saldırması da piyasalar için oynaklığı artıran diğer bir gelişme oldu.
Rusya’nın harekatı sonrasında Batı, Rusya’ya sert yaptırımlar uygularken, Rusya’dan da gerilimi artıran karşı hamleler geldi. Önemli bir petrol ve gaz ihracatçısı olan Rusya’ya yönelik ambargolarla petrol fiyatlarında sert yükselişler gözlenirken buna diğer emtialar da eşlik etti. Bunun dışında gıda fiyatlarında da yükseliş gözlenirken, bu durum halihazırda yüksek seyreden enflasyona yönelik endişeleri dah da artırdı. Buna reaksiyon olarak da özellikle FED’in oldukça şahinleştiği gözlendi.
Avrupa Merkez Bankası da varlık alım programının beklenenden daha hızlı bitirileceği sinyali vererek şahin bir duruş sergilendi. Önceki konuşmalarında resesyon beklemediğini belirten Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde ise Rusya-Ukrayna savaşının uzun sürmesi halinde ekonomik maliyetinin yüksek olacağını ve kısa vade için daha yüksek enflasyon ile yavaş ekonomik büyüme ile karşı karşıya kalınacağını belirtti.
Avrupa ülkelerinin
Rusya gazına bağımlılığı Euro Bölgesini zorlayan gelişmelerin başında gelirken savaşın ortaya çıkması bölgede güvenlik endişelerini de arttırdı. Enflasyon endişeleri ile birlikte ABD 10 yıllık tahvil faizi geçen yıl sonundaki %1,50’li seviyelerden %2,55’li seviyelere kadar yükseldi.
Bu arada FED’in faiz kararı ile birlikte iki yıllık tahvil faizinin, 10 yıllık faizi yakalamasıyla verim eğrisinin yataylaşması resesyon endişelerini beraberinde getirdi. Ancak, ABD ekonomisinin güçlü görüntüsünü koruması ve olumlu şirket bilançoları sert fiyatlamaların önüne geçti.
Aksine ilk çeyrek, pandeminin başladığı 2020 yılının ilk çeyreğinden sonra en zor dönem olsa da borsalarda dipten hatırı sayılır alımlar yapıldı ve yılbaşında olan kayıplar büyük ölçüde telafi edildi. Öte yandan, Avrupa’da güven endekslerinin düşüş göstermesi, Bölge ekonomisine yönelik endişelerin canlı kalmasını sağladı.
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülke endeksleri ilk çeyrekte sırasıyla %5,5 ve %7,3 oranlarında düşüş kaydetti. Çin’de artan vakalar sonrasında getirilen kısıtlamalar ve ekonomide zayıflama işaretleri ile sonradan olumlu açıklamalar gelse de regülasyon kaygıları baskıya yol açtı.
Ukrayna – Rusya savaşının en çok etkilediği varlık ise petrol oldu. Mart ayında sert hareketler sergileyen
ve 128 Dolar’ı gören Brent petrol ilk çeyrekte %38,7 oranında artarak dönemi 108 Dolar’dan kapattı. Doğalgaz ve buğday fiyatı ise %51,3 ve %30,5 oranında arttı. Ons altın ilk çeyrekte %5,9 oranında yükselirken gram altın ise %16,2’lik bir getiri performansı ortaya koydu.
Pariteler tarafında, EUR/USD %2,7 oranında düşüş kaydederken, Gelişmekte Olan Ülke para birimlerinde ayrışmalar gözlendi. Brezilya, Güney Afrika gibi emtia ihracatçısı ülkelerin para birimlerinin pozitif ayrıştığı bu süreçte TL ise negatif ayrıştı. İlk çeyrekte TL Dolar karşısında %9,3 oranında değer kaybetti.
Petroldeki artış ve savaş nedeniyle toplam turistinin %30’a yakınını Rusya ve Ukrayna’dan misafir eden Türkiye’de turizmden istenilen gelirin elde edilemeyeceği beklentileri TL’de baskı oluşturdu. 5 yllık CDS primleri 600’lere tırmanırken, 10 yıllık tahvil faizi ise 28’lere kadar tırmandı. Ancak, kapsamı genişletilen ve stopaj avantajı devam eden kur korumalı mevduat yükselişlerin sınırlı kalmasını sağladı.
Olumsuz gelişmelere karşın Dolar/TL 15,0 seviyesinin altında kalmayı başardı. İlk çeyrekte ekonomide kısmi ivme kaybına işaret eden verilere karşın, mart ayında %61,1’e çıkan yüksek enflasyonun da desteğiyle Borsa İstanbul ilk çeyrekte olumlu bir performans ortaya koydu ve çeyreği 2.233,3’ seviyesinden kapattı. Güçlü finansallar, düşük iskonto, hisse geri alımları ve temettü açıklamaları ile birlikte BIST100 endeksi yılın ilk çeyreğinde TL bazında %20,2 oranında prim yaptı.
MSCI Türkiye endeksi ise %9,5 oranında yükseldi. Zor geçen ilk çeyreğe karşın ülke risk primimiz (5 yıllık CDS) 11 baz puan iyileşerek 552 seviyesine geriledi. Son olarak, TCMB yılın ilk çeyreğinde %14 olan politika faizinde bir değişikliğe gitmeyerek faizi sabit bıraktı.
TCMB kararlarının piyasalar üzerinde net bir etkisi olmadı. Kur Korumalı mevduatın performansının ne ölçüde devam edeceği belirleyici olmaya devam edecek. Turizm gelirlerinin ne ölçüde etkileneceği ve gelen turiste paralel olarak elde edilecek döviz girdileri de kur tarafında takip edilecek diğer veriler olacak.
Dönemsel kar satışları ya da yatay hareketler olsa da enflasyonist dönem sebebiyle Borsa İstanbul’un en net alternatif olduğu, altın gibi güvenli limanlar için ise Merkez Bankası faiz artışlarının ve savaşın seyrinin izleneceği bir dönem geçirmeye devam edeceğiz.
Özetle yılın geri kalanında yurtdışında Rusya-Ukrayna savaşı ve merkez bankası politikaları izlenirken yurt içinde ise ağırlıklı olarak yeni ekonomik sistemin performansı ve enflasyon verileri takip edilecek.
Türkiye hayat emeklilik 2022 yılının birinci çeyreğine ilişkin fon verilerinn tamamını buradan indirebilirsiniz.
Ali Babacan mezunu olduğu ODTÜ’de konferans vermek istedi ancak öğrenciler izin vermedi… Babacan’dan ODTÜ’ye girememesiyle ilgili ilk açıklama