DOLAR

32,4550$% -0.12

EURO

34,8613% -0.46

GRAM ALTIN

2.442,56%0,28

ÇEYREK ALTIN

4.050,00%0,07

TAM ALTIN

16.177,00%0,06

BİST100

9.915,62%2,05

BİTCOİN

2079202฿%-0.81216

İmsak Vakti a 04:27
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Orbit Haber
  • GÜNDEM
  • Perinçek medyası Aydınlık ve Ulusal Kanal Mevlüt Çavuşoğlu’nu hedef aldı!

Perinçek medyası Aydınlık ve Ulusal Kanal Mevlüt Çavuşoğlu’nu hedef aldı!

Doğu Perinçek’in başında olduğu Aydınlık Gazetesi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD’ye giderek Suriye’ye sırt çevirdiğini öne sürdü. Perinçek medyası Aydınlık ve Ulusal Kanal Mevlüt Çavuşoğlu’nu hedef aldı!

İşte Aydınlık’ın Mevlüt Çavuşoğlu haberi

Orbit – Prof. Dr. Hasan Ünal, “Bütün süreci baltalamaya yönelik bir girişim.” derken, Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe “ABD’yle Suriye’de birlikte politika izleyecek imkân kalmadı.” diye konuştu. Em. Tuğg. Fahri Erenel ise ortak bir mekanizma önerisinin yerinde olduğunu fakat hayata geçmesinin mümkün görünmediğini söyledi. Ayrıca Erenel, ABD’nin F-16’ları da vermeyeceğini dile getirdi.
Terörün kaynağı ABD’ye, Suriye’de işbirliği çağrısıTerörün kaynağı ABD’ye, Suriye’de işbirliği çağrısı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Antony Blinken ile görüşmesinde, ABD’nin Suriye’ye bir Özel Temsilci ataması ve siyasi sürece daha fazla önem vermesi gerektiği yönündeki sözleri tepki çekti. Suriye’deki yıkım ve gözyaşının esas sorumlusunun ABD olduğunu vurgulayan uzmanlar, Türkiye’nin Suriye’de ABD ile ortak yürütebileceği bir politika olmadığını bildirdi. İşte uzmanların değerlendirmeleri…

‘SURİYE’DE SİYASİ SÜREÇ ÇABASI ÇOK YANLIŞ’

Prof. Dr. Hasan Ünal:

“Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini normalleştirmek için bir siyasi süreç çabası içinde olması yanlıştır. Suriye’de bir siyasi çözüme ve sürece ihtiyaç yoktur. Suriye; milli, üniter, anayasal yapıda bir ülkedir ve öyle kalmalıdır. Suriye’de siyasal süreçten bahsetmek demek; milli üniter yapısının değişmesini istemek demektir. Bu en fazla Türkiye’ye zarar verir. Milli üniter yapının alternatifi; içinde otonom bölgeler barındıran devlet yapısıdır. O zaman PKK/PYD kukla devlet yapısının oluşturulmasını da dolaylı olarak biz sağlamış oluruz. Canımızı dişimize takıyoruz, silahlı mücadele veriyoruz, şehitler gaziler veriyoruz, ama PKK’nın amaçlarına dolaylı hizmet edecek bir politika izlemiş oluyoruz.

Bir de siyasi süreç lafının içinde söylenen bir laf daha var: Muhaliflerle rejimi uzlaştırmak. Bu da çok yanlış. Bunun Türkiye’ye karşılığı ne demektir? Bize Amerikalılar gelse dese ki; ‘Biz sizi Kürtlerle -PKK diyemeyeceği için- uzlaştıralım. Size siyasi bir süreç lazım. Bu anayasal yapınızı değiştirmeniz gerekli.’ deseler ne yaparız?

Ayrıca bizim yetkililerin rejim kelimesini de bırakması gerekir. Bu rejim kelimesi de siyasi süreç lafı zehirlidir.

‘ADANA MUTABAKATI’NI GÜNCELLEYELİM’

“Bizim Suriye’yle normalleşme sürecinde iki konuya odaklanmamız lazım. Bunlardan biri sığınmacıların ilk adreslerine geri gönderilmesi ki, bu da ancak ve ancak Suriye Hükümeti ile işbirliği sayesinde gerçekleşir. İkincisi de Adana Mutabakatı’nın güncellenerek yeniden uygulamaya konulmasıdır. O süreçte de Rusya ile tam bir işbirliği yapılmalıdır. Hatta Rusya ile de bir Adana Mutabakatı imzalanmasında büyük fayda var. Biz bu mutabakatı gündeme getirdiğimizde, haliyle Suriye tarafı da bizim beslediğimiz bazı Suriyeli gruplar da dahil olmak üzere hepsinin terör örgütü olarak o metne yazılmasını isteyecektir. Dolayısıyla bunları kabul edeceğiz. Sonuçta bunlar Suriye’nin toprak bütünlüğüne kastetmiş örgütler.

‘DEVİR GARANTİSİ İSTENEBİLİR’

“Suriye Devleti şunu sorabilir: Kardeşim, sizin kontrolünüzdeki Suriye topraklarının Suriye’nin egemenliğine transferi ne zaman gerçekleşecek? Bize bu konuda garanti verin.

Burada Türkiye bir mutabakata imza atabilir, belki tarihler konulabilir. Güven ilişkisi oluşturabilmek için de Suriye yönetimi bizim kontrolümüzdeki bölgelere tayinler yapabilir. Yani vali, kaymakam gibi idari temsilciler tayin edebilir. Hastaneye doktor, okula öğretmen gönderir ve bunların maaşlarını verir. Türkiye’nin güvenlik birimleriyle işbirliği yapacak güvenlik ve istihbarat birimi gönderir. Sınır kapılarını devralır, gümrük memurları atar, Suriye Devleti’nin damgasını vurur. İşte o zaman Suriye Devleti der ki; Türkiye bu konuda samimi. Sen de dersin ki; evet ben samimiyim, sen de KKTC’yi tanı. Sürecin bu şekilde planlanması lazım.

‘AMERİKA SÜRECİ DAĞITIR’

“Şimdi Amerika siyasi sürece dahil olsun deniliyor. Amerika siyasi sürece dahil olursa zaten o süreci dağıtır. Bu kez Türkiye ile Suriye arasında normalleşme asla olmaz. Amerika gelip onu bozar. Zaten amacı da o. Bir de Amerika Suriye’ye Özel Temsilci atasın deniliyor. Duyunca çok üzüldüm. Bütün süreci baltalamaya yönelik bir girişim. Amerikan Özel Temsilcisi’nin ne işi var? Bütün bu başımıza gelenlerin sorumlusu Ameika değil mi?”

‘ABD’NİN HEDEFİ TÜRKİYE’Yİ PARÇALAMAK’

Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe:

“ABD ile Suriye’de birlikte politika izleyecek bir imkân ya da herhangi bir konu kalmadı. Bugüne kadar defaten söylendi, isteklerde bulunuldu, 90 gün içerisinde geri çekmeleri gerekiyordu ama bunca zaman içerisinde ABD bir adım atmadı. Ben bundan sonra ABD’nin Suriye’de Türkiye yanlısı bir politika izleyeceğini beklemiyorum. Çünkü buradaki politikalarını PKK/YPG ve DEAŞ üzerinden yürütüyorlar. ABD’nin hedefindeki ülkeleri de incelediğimizde; Türkiye ile bu bölgede işbirliği yapmasının imkânsız olduğunu görüyoruz. Hedefindeki ülkeler; özellikle Soğuk Savaş’tan sonra Yugoslavya, Rusya, İran, Suriye ve Türkiye. Bunları sırayla karıştırmaya başladı. FETÖ darbe girişimiyle Türkiye’ye bir müdahalede bulundu fakat başaramadı. Şu anda parçalayamadığı, istikrarsız hale getiremediği iki tane ülke var: Türkiye ve İran. Bu iki ülke üzerinde politikalarını geliştiriyorlar. Bu iki ülkeyi parçalayıncaya kadar da bu politikasını devam ettirecektir. İstikrarlı bir Türkiye istemeyecektir.

Şöyle bir şey olabilir: ABD, Türkiye ile birlikte hareket etmek isterse, mutlaka Türkiye’nin kendi yörüngesinde hareket etmesini isteyecektir. Türkiye’nin kriz bölgelerine müdahale gücü olarak kullanılmasını isteyecektir. Türkiye de buna karşı çıkıyor, dolayısıyla ABD’nin uzun vadeli politikalarıyla Türkiye’nin politikaları şu anda karşı karşıya. Bu yüzden ben Suriye’de bir işbirliği olabileceğini tahmin etmiyorum.

Fakat ben bunun diplomatik bir görüşme olduğunu düşünüyorum. İran ve Rusya’nın da bu görüşmeden bir sonuç çıkmayacağını, sadece diplomatik bir girişim olduğunu teyit edeceğini değerlendiriyorum.”

‘ABD İŞİNE GELMEZSE MEKANİZMAYI İŞLETMEZ’

Em. Tuğgeneral Fahri Erenel:

“Bir çok bölgede Amerika ile karşı karşıya geliyoruz. Her geçen gün sorunlar yumağı haline dönüşen Türk-Amerikan ilişkilerinde, doğrudan temasa yönelik bir mekanizma önerildiğini değerlendiriyorum. Türkiye, farklı coğrafyalardaki faaliyetlerinin Amerika’nın siyasi karar vericilerine doğru yansıtılmadığını düşünüyor. Bu mekanizma vasıtasıyla özellikle siyasi anlamda alınacak kararların teknik anlamda müttefiklik ilişkisine zarar vermesinden endişe edildiği görülüyor. Bu tabi olumlu bir düşünce. Çünkü Biden aylar önce F-16’lar için ‘destekliyorum’ dedi, aradan ne kadar zaman geçti ama verilmiş bir karar hala yok. Bu da Türkiye’nin hava savunmasını, bekasını etkiliyor. Kafkaslar’da da durum aynı. Şu an ABD’nin Ermenistan’a desteği var. Paşinyan kendi başına karar vermeye başladı, Azerbaycan’la ilişkileri bir kenara bırakmaya başladı. Ukrayna konusunda Amerika’nın barışla ilgili konularda geride kalması ve Türkiye’yi bir şekilde yaptırım konusuna mecbur kılmaya çalışması, Rum Yönetimi’ni silahlandırması, Ege’deki sorunlar, Libya’da benzer gelişmeler var. Bütün bunlarda aktarımların siyasetten arındırılmış bir şekilde doğrudan bir mekanizma ile yapılmasının daha etkili olacağı değerlendiriliyor.

ABD ile kurulacak bir mekanizma Astana Süreci’nin kenara atılması ya da Cenevre Süreci’nin canlandırılmasına yol açmaz. Çünkü Türkiye’nin Astana Süreci’ne bağlılığı ortada. Amerika ile teklif edilen mekanizmanın Astana ile kesişme noktasının olmayacağını, tam tersine Astana’ya bir katkı sağlayabileceğini düşünüyorum. Tabi Amerika böyle mekanizmalara hep evet der ama bu tür mekanizmaların hiç işlemediğini görüyoruz. Daha önce Suriye’de de kurulmuştu ama işlemedi. ABD, bunları işine geldiği zaman işletiyor. O yüzden öneri uygun ama bunun sahada yansımasının tam karşılığının olmayacağını düşünüyorum.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Ordu’da Sabahattin Sarıkaya’nın teknesi az kalsın batacaktı… Ordu’da Tuana Kardeşlerin teknesi batma tehlikesi geçirdi

HIZLI YORUM YAP