DOLAR

32,5026$% 0.32

EURO

34,7539% 0.4

GRAM ALTIN

2.409,01%1,23

ÇEYREK ALTIN

3.945,00%1,00

TAM ALTIN

15.756,00%1,00

BİST100

10.045,74%-0,37

BİTCOİN

1854265฿%-6.03177

Akşam Vakti a 20:08
İstanbul HAFİF YAĞMUR 14°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Orbit Haber
  • EKONOMİ
  • 2024 Yılı Merkezi yönetim bütçesi Cevdet Yılmaz’ın konuşma metni

2024 Yılı Merkezi yönetim bütçesi Cevdet Yılmaz’ın konuşma metni

Sayın Başkan,
Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Üyeleri,

Hepinizi Sayın Cumhurbaşkanımız ve şahsım adına saygı ve muhabbetle selamlıyor, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2022 yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşmelerinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 17 Ekim 2023 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuştur.

Bugün itibarıyla Gazi Meclisimizde, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerine başlamış bulunuyoruz.

2024 yılı bütçesi hükümetlerimizin 22’nci, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin ise 6’ncı bütçesidir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Genel Seçimler gibi tarihi iki seçim sürecinin demokratik olgunluk içinde tamamlanması ile siyasi belirsizlikler ortadan kalkmış, pekişen güven ve istikrar zemininde, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı imkânlarla hızla kurulan hükümetimiz çalışmalarına ara vermeden başlamıştır.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, kamuoyu ile paylaştığımız 2024 – 2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ve Gazi Meclisimizin takdirine arz ettiğimiz On İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim bütçemiz ile politika çerçevemiz de netleştirilmiş, öngörülebilirlik sağlanmıştır.

Katılımcı bir anlayış ile tüm toplumsal kesimlerle istişare içinde şekillendirdiğimiz OVP ile bütçe hazırlıklarına yönelik yasal süreci başlatmıştık.

Ardından 2053 vizyonunu da içerecek şekilde hazırladığımız On İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı geçtiğimiz pazartesi günü Gazi Meclisimize sunduk, önümüzdeki hafta görüşmelerine devam edeceğiz.

Orta ve uzun vadeli hedeflerimizle uyumlu şekilde hazırlanan 2024 Yılı Bütçe Kanunu Teklifimiz, meclisimizin onayının ardından, Türkiye Yüzyılının ilk bütçesi olacaktır.

2024 Yılı Bütçesi, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında daha da güçlü Türkiye’yi inşa ve ihya bütçesidir. Bu vesileyle 29 Ekim’de idrak edeceğimiz Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını şimdiden tebrik ediyor, bütçemizin Cumhuriyetimizi daha ileriye taşıma yolunda katkıda bulunmasını diliyorum.

Bütçe teklifimiz içerdiği 67 ayrı program alanı ile “dirençli şehirler, dirençli ekonomi ve dirençli toplum” önceliklerini esas almaktadır.

İşçisi, memuru, emeklisi, esnafı, çiftçisi, çocuğu, genci ve yaşlısıyla toplumun tüm kesimlerini ve ülkemizin tüm yörelerini gözeterek hazırladığımız 2024 Yılı Bütçesini Gazi Meclisimizin takdirine sunuyoruz.

Bu bütçeyle depremle yıkılan şehirlerimizi daha iyi şekilde yeniden ayağa kaldıracak, geleceğe dönük afet risklerini azaltacağız.

Mali disiplini esas alan, maliye ve para politikaları koordinasyonunu güçlendiren, yapısal reformları öne çıkaran bir anlayış ile ekonomimizde istikrarı kalıcı hale getireceğiz.

2024 Yılı Bütçesi, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, insan odaklı ve sosyal refahı artırıcı bir yaklaşımla hazırlanmıştır.

Ortak akılla belirlediğimiz gerçekçi politikalarımızla, tüm dünya ile birlikte ülkemizi de olumsuz etkileyen hayat pahalılığının üstesinden geleceğiz.

Bütçemiz aynı zamanda enerji ve gıda arz güvenliği, iklim değişikliği ve dijital dönüşüm gibi alanlarda ülkemizin elini daha da güçlendirecek yapıdadır.
Aynı zamanda aile kurumumuzu, değerlerimizi, milli bünyemizin tüm zenginliklerini kapsayan ve koruyan bir bütçedir.

2024 Yılı bütçesiyle terörle mücadeleye kararlılıkla devam edecek tüm şehirlerimizde huzuru ve refahı sürdürülebilir kılacağız.

Her bir vatandaşımızın geleceğe daima güvenle bakmasını temin edeceğiz.

Bölgemizdeki kriz ve çatışmalara rağmen, güvenli bir liman olarak ülkemizin dimdik ayakta durmasını; barış eksenli etkili diplomasimize, demokratik istikrarımıza, milli birlik ve beraberliğimize borçluyuz.

Son günlerde, İsrail ve Filistin bağlamında yaşanan insani dramın sonuçları ortadadır.

Filistinli kardeşlerimizin acılarını paylaşmak için ilan edilen milli yas günlerinin içindeyiz.

İsrail’in saldırıları sonucunda şehit düşen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralananlara Allah’tan acil şifalar diliyorum.

Gazze’de yaşayan halkın su, elektrik, yakıt, gıda, ilaç gibi en temel insani ihtiyaçlardan mahrum bırakılması, uluslararası hukuka, temel hak ve özgürlüklere açık bir aykırılık teşkil etmektedir.

Hastaneleri, camileri bile bombalanan Filistinliler için barışı savunmak insanlık görevidir.

Daha fazla masum kanı dökülmemesi için çaba sarf etmek hepimizin sorumluluğudur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 12 Ekim günü kabul ettiği Ortak Bildiri’yle bu haksızlıklara karşı güçlü bir duruş sergilemiştir.

Bu insani ve onurlu duruşundan dolayı Meclisimizin tüm gruplarını gönülden tebrik ediyorum.
Tüm dünyayı, özellikle başta BM olmak üzere tüm uluslararası toplumu bu vahşetin son bulması yönünde çözüme katkı vermeye davet ediyoruz.
Türkiye olarak çatışmaların ve acıların sonlandırılması, soruna adil ve kalıcı bir çözüm bulunması yolunda üzerimize düşeni kararlı bir şekilde gerçekleştirmeye devam edeceğiz.

Bölgesel ve küresel dengelerin anahtar ülkesi olarak diplomaside belirleyici rolümüzü sürdüreceğiz.

Sayın Başkan,
Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Üyeleri,

Sunumda; öncelikle küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisi üzerindeki değerlendirmelerin ardından, 2024 yılı bütçemizde öngördüğümüz ana hususlara değineceğim.

Sunumum;
• Küresel Ekonomik Görünüm
• Türkiye Ekonomisinde Görünüm
• Bütçe Gerçekleşmeleri ve 2024 Yılı Bütçe Öngörüleri;
o 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı
o 2023 Yılı Bütçe Gerçekleşme Tahminleri
o 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi
• Orta Vadeli Programdaki Politikalar Çerçevesinde Bütçenin Temel Özelliklerinden

oluşacaktır.

 

I. KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM
Sayın Başkan,
Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Üyeleri,

Bilindiği üzere, son yıllarda bütçelerimizi olumsuz küresel ve bölgesel koşulların etkisi altında hazırlamaktayız. 2024 yılı bütçesini de dünya ekonomisinde süregelen zayıf görünümü, artan risk ve belirsizlikleri dikkate alarak hazırlamış bulunuyoruz.
Küresel ekonomide 2021 yılında yaşanan güçlü toparlanma sonrasında 2022’de daha ılımlı bir büyüme kaydedilmiştir. Toplam talebin güçlenmesi ile eş zamanlı olarak yaşanan arz sorunları, neticesinde, başta gıda ve enerji olmak üzere, emtia fiyatlarında tarihi yüksek seviyeler görülmüş, bu dönemde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı gıda ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmayı artırmıştır. 2022 yılı boyunca küresel fiyat düzeyi, alınan önlemlerle düşüş sürecine girmiş olsa da halen tarihsel ortalamaların üzerinde seyretmektedir.
Küresel düzeyde artan politik ve ticari gerilimler, ekonomik ve siyasi alanda çok sayıda değişime sebep olmaktadır. Ticarette karşılıklı kısıtlama ve yaptırımlar, belirsizliklere yol açmakta ve küresel ekonomik aktivite üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bölgesel düzeyde rekabet belirginleşmekte, müttefik ülkeler ayrımı yaygınlaşmakta ve yeni işbirliği ve ticaret ilişkileri ortaya çıkmaktadır.
Rusya-Ukrayna savaşının yanı sıra Ortadoğu’da beliren savaş ortamı, insani boyutta kabul edilemez sonuçlara yol açmaktadır. Bu çerçevede, çatışmaların tırmanması ve daha geniş bir coğrafyaya yayılması halinde, küresel ekonomik düzende ciddi olumsuz etkiler doğabilecektir. Jeopolitik risklerde görülen son tırmanışlar, özellikle enerji ve gıda fiyatları kanalıyla küresel enflasyonu etkileme potansiyeli taşımaktadır.

Sayın Başkan,
Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Üyeleri,

Küresel düzeyde dirençli hale gelen enflasyonla mücadelede 2022 yılının başından itibaren yaygın bir biçimde parasal sıkılaşma eğilimi gözlenmektedir. Başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ekonomilerde politika faiz oranları uzun süredir görülmeyen sıklıkta yükseltilmiştir.
Sıkılaşan finansal koşullar rezerv para birimlerinin güçlenmesine ve gelişmekte olan ülke para birimlerinde dalgalanmalara yol açmaktadır. Bu gelişmeler ve zayıflaması beklenen talep görünümü nedeniyle, küresel büyümede ivme kaybı ihtimali giderek kuvvetlenmektedir.
Yaşanan bölgesel savaşlar nedeniyle finansal piyasalarda güvenli limanlara yönelme eğilimi ortaya çıkmakta, para ve emtia piyasalarında dalgalanmalar görülmektedir. Enflasyonla mücadele edilirken durgunluğa girilmemesi için ülke merkez bankalarının ölçülü adımlar atması gündeme gelmektedir.
Süregelen riskler ve belirsizlikler küresel büyümeye ilişkin ihtiyatlı tahminleri beraberinde getirmektedir. Nitekim Uluslararası Para Fonu (IMF)’nun “2023 Yılı Ekim Ayı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu”nda, dünya ekonomisinin 2022 yılında yüzde 3,5 büyüme kaydetmesinin ardından, 2023 yılında yüzde 3,0 ve 2024 yılında yüzde 2,9 ile daha ılımlı büyümesi öngörülmektedir.

 

 

 

 

Grafik 1: Dünya Ekonomik Büyüme Oranları (2022-2026)

 

Kaynak: Uluslararası Para Fonu, Ekim 2023 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu

2022 yılında yüzde 2,6 büyüyen gelişmiş ülkelerin belirgin ivme kaybederek 2023 yılında yüzde 1,5, 2024 yılında ise yüzde 1,4 oranında büyümesi beklenmektedir.
Bölgelere ve ülkelere özgü ayrışmalar nedeniyle büyüme performanslarında ekonomiler arasında ciddi farklar oluşması beklenmektedir. 2023 yılında ABD’nin yüzde 2,1, Avro Bölgesi’nin yüzde 0,7 büyümesi öngörülmekte iken 2024 yılında bu ekonomilerin sırasıyla yüzde 1,5 ve yüzde 1,2 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.
Başlıca ticaret ortaklarımızdan biri olan Almanya’nın büyüme tahminleri 2023’te yüzde eksi 0,5, 2024 yılında yüzde 0,9’dur. Fransa’nın 2023 yılı büyüme tahmini yüzde 1,0, 2024 yılı büyüme tahmini ise 1,3’tür. İngiltere’nin ekonomik büyümesi 2023 yılında yüzde 0,5 ve 2024 yılında yüzde 0,6 olarak tahmin edilmektedir.
2022 yılında yüzde 4,1 büyüyen yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerin ise 2023 ve 2024 yıllarında yüzde 4,0 oranında büyümeleri beklenmektedir. Bu kapsamda, Çin’in büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilerek 2023’te yüzde 5,0, 2024’te ise yüzde 4,2 olmuştur.
Benzer şekilde, 2023 Yılı Eylül Ayı OECD Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, küresel büyümenin 2023 yılında yüzde 3,0, 2024 yılında ise yüzde 2,7 olması beklenmektedir. 2023 yılında ekonomik büyümenin ABD’de yüzde 2,2, Avro Bölgesi’nde yüzde 0,6 ve Çin’de yüzde 5,1 olarak tahmin edilmektedir.
Görüldüğü üzere, uluslararası tahminler genel olarak küresel büyümenin aşağı yönlü eğilim izleyeceğine ve dünya ekonomisinde ılımlı bir yavaşlama yaşanacağına işaret etmektedir. Ancak, söz konusu tahminlerde Ortadoğu’da ortaya çıkan son krizin olası hasarları henüz dikkate alınmamıştır.
Sıkılaşan koşullar ve jeopolitik gerilimlerle birlikte IMF’ye göre küresel mal ve hizmet ticaretinde bu yıl ancak yüzde 0,9 oranında büyüme gerçekleşmesi beklenmektedir. 2024 yılında ise ticaret hacmindeki artışın tekrar toparlanarak yüzde 3,5’e çıkacağı tahmin edilmektedir.

 

 

 

Grafik 2: Küresel Ticaret Hacmi Büyümesi (2022-2026)

Kaynak: Uluslararası Para Fonu, Ekim 2023 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu

Küresel enflasyon son yıllarda 2000’li yılların ortalama seviyesinin yaklaşık iki katına çıkmıştır. 2023 yılında yıllık manşet enflasyon oranlarında baz etkisi ve emtia fiyatlarındaki ılımlı görünümle düşüş eğilimi görülmektedir. Çekirdek enflasyon oranlarında ise azalış hizmet fiyatlarındaki katılık sebebiyle daha yavaş gerçekleşmektedir.
Emtia fiyatlarının jeopolitik gerilimler ile iklim koşullarının etkisiyle daha değişken bir hal alması, enflasyonla mücadelede yerinde ve yeterince sıkı politika duruşunun sergilenememesi ve talep koşullarının destekleyici olmaya devam etmesi küresel enflasyondaki yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.

II. TÜRKİYE EKONOMİSİNDE GÖRÜNÜM
Sayın Başkan,
Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Üyeleri,

Küresel görünümün ardından Türkiye ekonomisine ilişkin gelişmeleri de kısaca paylaşmak istiyorum.
2022 yılında Rusya-Ukrayna savaşı sonucu tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar ve küresel enerji ile gıda fiyatlarının artışı sonucu oluşan olumsuzluklara rağmen, büyümeyi destekleyici politika ve tedbirlerle, ülkemiz ekonomisi sınırlı düzeyde etkilenmiş, iktisadi faaliyet canlılığını sürdürmüştür. Böylece, Türkiye yüzde 5,5’lik büyüme hızı ile OECD ülkeleri ortalaması olan yüzde 2,9’un oldukça üzerinde bir büyüme oranına ulaşarak 13 yıllık kesintisiz büyümesini sürdürerek olumlu ayrışmıştır. Bununla birlikte, 2020-2022 döneminde dünya ekonomisi kümülatif olarak yüzde 7 büyürken, Türkiye ekonomisi yaklaşık yüzde 20 büyümüştür.
Grafik 3: Ekonomik Büyüme Oranları (2022-2026)

2023 yılının ilk yarısı itibarıyla kuvvetli iç talep ve hizmetler sektörü öncülüğünde yüzde 3,9 büyüme ile son 12 çeyrektir kesintisiz büyüme sürecimiz devam etmiştir.
Yılın ikinci yarısında turizm ve iç talepteki seyrin ekonomik faaliyetlerdeki olumlu görünümü koruyarak büyümeyi desteklemesi beklenmektedir. Küresel düzeyde ekonomik durgunluk belirtilerine rağmen 2023 yılı genelinde Türkiye ekonomisinin yüzde 4,4 büyüyeceği tahmin edilmektedir.
Türkiye ekonomisi 2022 yılı itibarıyla yaklaşık 906 milyar dolar GSYH büyüklüğü ile dünyada 19’uncu sırada yer almakta olup IMF Raporunda yer alan tahminlere göre bu yılsonu itibarıyla 17’nci sıraya kadar yükseleceği öngörülmektedir. Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden GSYH büyüklüğüne göre ise ülkemizin dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi konumunu koruması beklenmektedir.
Kaydedilen güçlü büyüme performansıyla 2018 yılında 28 bin 299 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden kişi başına gelirin 2023 yılında artışını sürdürerek 41 bin 354 dolar seviyesine kadar yükselmesi ve 2022 yılında yüzde 69 olan AB ortalamasına yakınsama oranının yüzde 72,2’ye ulaşması öngörülmektedir.
2024 yılında ise, ekonominin üretim ve talep yönüyle dengeli bir görünüm sergileyerek, büyümenin sürdürülebilir bileşenleri olan net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının ağırlığının arttığı bir yapıyla yüzde 4,0 büyüme oranına ulaşılması hedeflenmektedir.
Sayın Başkan,
Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Üyeleri,

Güçlü ekonomik aktivitenin istihdam oluşturma kapasitesi üzerinde olumlu etkileriyle, istihdamımız 2023 yılının ikinci çeyreğinde tarihi yüksek seviyelerine ulaşmıştır.
Grafik 4: İstihdam Edilen Kişi Sayısı (2022-2026)

Yılın ilk yarısında net 220 bin istihdam artışı sağlanmış olup 2023 yılı genelinde ekonomideki canlılığın sürmesiyle yılsonu itibarıyla istihdamdaki yıllık artışın 900 bini aşarak işsizlik oranının yüzde 10,1’e gerilemesi, 2024 yılında ise yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
Önümüzdeki üç yıllık süreçte istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artacağı ve işgücüne katılım oranlarında öngörülen artışa rağmen işsizlik oranının 2025 yılı itibarıyla tek haneli seviyelere kalıcı olarak düşeceğini tahmin etmekteyiz.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
İç talepteki canlılık hizmet sektörü enflasyonundaki katılığı artırmış, bu durum çekirdek enflasyonda ve beklentilerde düşüşü sınırlamıştır.
Enflasyonun dünya genelinde bir sorun haline geldiği son yıllarda, makroekonomik ve finansal istikrarı kalıcı bir şekilde güçlendirmek amacıyla çeşitli tedbirler hayata geçirilmiştir.
Son dönemde para politikasında güncelleme ve makro ihtiyati tedbirlerde sadeleştirme ile parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek, makro finansal istikrarı sağlamlaştırmak amaçlanmıştır.
Para ve maliye politikaları arasındaki eşgüdümü sağlayan, şeffaf ve güvenilir politika adımlarımızın olumlu etkileri ile 2024 yılının ikinci yarısından itibaren kalıcı bir dezenflasyon sürecine girmeyi bekliyoruz. Bu dönemi, geçiş süreci olarak tanımlayarak dezenflasyon sürecinin başlaması için gerekli adımları atmayı sürdürmekteyiz. Bu doğrultuda, enflasyon kalıcı ve düşük tek haneli seviyelere gerileyene kadar tüm politika araçları kararlılıkla kullanılmaya devam edilecektir.
Grafik 5: Tüketici Enflasyonu (2022-2026)

GT: Gerçekleşme Tahmini; OVP: Orta Vadeli Program (2024-2026)
Sayın Başkan, Değerli Komisyon Üyeleri,
2022 yılı, yaşanan tüm dışsal olumsuzluklara rağmen ihracatta artışı sürdürdüğümüz ve küresel ölçekte payımızı artırdığımız bir sene oldu. 2020 yılında küresel salgının etkisiyle 170 milyar doların altına inen ihracatımız, 2022 yılında 254,2 milyar dolara ulaşarak OVP hedeflerimize yakın seviyede gerçekleşmiştir. Dünya genelindeki mal ticaretinden aldığımız pay ise 2000’li, yılların başında yüzde 0,4 düzeyinde iken,2021 yılında ilk kez yüzde 1’in üzerine çıkmış, 2022’de de artışını sürdürerek yüzde 1,02 olarak gerçekleşmiştir.
2023 yılında, küresel ölçekte devam etmekte olan sıkılaştırıcı para politikası uygulamalarının ekonomik aktivite üzerindeki etkilerinin özellikle ana ihracat pazarımız olan Avrupa ekonomilerinde daha da şiddetli bir şekilde hissedildiğini görmekteyiz. Avrupa ekonomileri için büyüme beklentilerinin, salgın dönemi hariç tutulduğunda son yılların en düşük seviyesine düştüğü görülmektedir. Buna rağmen 2023 yılı Eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatımız 253,5 milyar dolar seviyelerinde bulunmaktadır.
Zayıflayan dış pazar ve Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketine rağmen, ihracatta küresel payımız artmaya devam etmektedir. Küresel ihracattan aldığımız pay yılın ilk çeyreğinde yüzde 1,03, ikinci çeyreğinde ise yüzde 1,05 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu artışta, dış pazarlarda aktif bir şekilde faaliyet gösteren ihracatçılarımız ile onlara uygun bir iş yapma ortamı sunan politikalarımız temel belirleyici unsurlar olmuştur.
2024 yılında ihracat hedefimiz olan 267 milyar dolara ulaşmak için gerekli tüm politika adımları hayata geçirilecektir. Küresel düzeyde yeni eğilimleri dikkate alarak rekabetçiliği güçlendirmek ve tedarik zincirlerinde yaşanan değişimlerle ortaya çıkacak fırsatlardan azami ölçüde yararlanmak üzere tüm gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz.
İthalat tarafında ise, önümüzdeki dönemde sıkılaştırıcı politikaların da etkisiyle son iki aydır süregelen düşüşün devam edeceğini ve cari işlemler dengesinde iyileşme yaşanacağını öngörmekteyiz.
Ülkemiz turizm geliri ve ziyaretçi sayısı açısından salgın öncesinden daha güçlü bir performans sergilemekte, bu gelişmeler hizmetler dengesi üzerinden cari işlemler dengesine olumlu yansımalarını sürdürmektedir. Turizm sektörünün güçlü performansıyla 2023 yılı sonunda turizm gelirlerimizin 55,6 milyar dolar ile rekor bir seviyeye ulaşmasını bekliyoruz.
Bu gelişmeler neticesinde 2023 yılı sonu itibarıyla cari işlemler açığını GSYH oranının yüzde 4 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
Grafik 6: Cari İşlemler Dengesi/GSYH (2022-2026)

Sayın Başkan, Değerli Komisyon Üyeleri,
Finansal piyasaların görünümüne bakıldığında, Eylül 2023 itibarıyla bankacılık sektörünün Tahsili Gecikmiş Alacaklar oranının yüzde 1,5 ile tarihi düşük seviyelere gerilediği görülmektedir. Ayrıca, Ağustos 2023 itibarıyla yüzde 18,5 olan Sermaye Yeterlilik Rasyosu ise sektörün beklenmeyen şoklara karşı güçlü tamponlara sahip olduğunu göstermektedir.
Hanehalkı ve reel sektör borçluluğu bakımından ülkemiz düşük bir riskliliğe sahiptir. Uluslararası Ödemeler Bankası veri tabanına göre, 2023 yılı ilk çeyreği itibarıyla Türkiye’nin hanehalkı borcunun GSYH’ya oranı yüzde 11,4 iken, gelişmekte olan ülke ağırlıklı ortalaması yüzde 48,4’tür. Türkiye, finansal kesim dışındaki firmaların borcunun GSYH’ya oranında da 2023 yılı ilk çeyreği itibarıyla yüzde 51,9 ile düşük riskliliğe sahiptir. Aynı dönemde gelişmekte olan ülke ağırlıklı ortalaması yüzde 111,4’tür.
İhracat, yatırım ve üretimi desteklemek amacıyla etkileri 2022 yılı ikinci çeyreğinden bu yana izlenen hedefli kredi politikaları sonucunda bu kredilerin; toplam krediler içindeki payı 2022 yılı Mart ayındaki yüzde 17,5 seviyesinden 2023 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 19,4 seviyesine yükselmiştir. Aynı dönemde KOBİ’lere sağlanan kredilerin payı ise yüzde 23’ten yüzde 27,9’a çıkmıştır.
2023 yılı Haziran ayından bu yana para politikasında kademeli faiz artışı ve makro ihtiyati politikalarda sadeleşme süreci yürütülmektedir. Atılan adımlarla kredi piyasasının işlevselliği artırılırken tüketici kredilerindeki artışların daha dengeli bir patikaya gelmesi sağlanmıştır. Yıllık tüketici kredi artışı 2023 yılı Nisan ayında en yüksek değerini gördükten sonra Eylül ayı itibarıyla yüzde 50’nin altına gerilemiştir.
Grafik 7: Yıllık Tüketici Kredisi Büyüme Oranları (%)

Teminat yetersizliği nedeni ile finansmana erişim sorunlarını çözmek üzere Hazine Destekli Kefalet Sistemi etkin bir şekilde kullanılmaya devam edilmektedir. Hazine destekli KGF paketleri hazırlanırken yatırım ve ihracat odaklı amaçlar ön planda tutularak kredilerin öncelikli sektörlere kullandırılmasına özen gösterilmektedir. Nitekim ticari kredi kefalet büyüklüğünden yüzde 40,3 ile en büyük payı imalat sanayii almaktadır. Ayrıca, 2017 yılında 26 milyar lira olan ihracat kredisi kefalet büyüklüğü 13 Ekim 2023 itibarıyla 109 milyar liraya yükselmiştir. Son olarak 3 Eylül 2023 tarihinde kullanılabilecek kredi garanti limiti KOBİ’ler için 100 milyon liradan 150 milyon liraya, büyük işletmeler için ise 350 milyon liradan 500 milyon liraya artırılmıştır.
Merkezi Yönetim yurt içi borç stokunun vadeye kalan süresinde de iyileşme sürmektedir. 2021 yılında 3 yıl olan iç borçlanmanın ortalama vadesi 2022 yılında 3,6 yıla, 2023 yılının Ağustos ayı itibarıyla ise 3,8 yıla yükselmiştir.
2023 yılı dış finansman programı çerçevesinde, Nisan ayında Hazine tarafından uluslararası piyasalarda ilk yeşil tahvil ihracı gerçekleştirilmiş, 2,5 milyar dolar tutarındaki ihraçta, ihraç tutarının üç katından fazla talep gelmiştir. Söz konusu yeşil tahvil ihracı ile Ocak ve Mart aylarında gerçekleştirilen diğer iki ihraçla birlikte bu sene Eylül ayı itibarıyla uluslararası sermaye piyasalarından toplam 7,5 milyar dolar tutarında dış finansman sağlanmıştır.
AB tanımlı genel yönetim borç stoku milli gelire oranla oldukça düşük seviyededir. 2021 yılı sonuna göre 10,1 puan düzeyinde bir gerilemeyle 2022 yılında yüzde 31,7 seviyesinde gerçekleşen AB tanımlı genel yönetim borç stokunun GSYH’ya oranı 2023 yılının ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 34 seviyesinde gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, AB ülkelerinde 2023 yılının birinci çeyreğinde yüzde 83,7 olarak gerçekleşmiştir.
Mart 2023 tarihi itibarıyla, Uluslararası Ödemeler Bankası verilerine göre kamu borç stokunun milli gelire oranı gelişmekte olan ülkelerde yüzde 67,4 gelişmiş ülkelerde yüzde 109,1 iken Türkiye’de yüzde 31,1 olarak gerçekleşmiştir.

 

Grafik 8: AB Tanımlı Genel Yönetim Borç Stoku/GSYH (2002-2023)

Türkiye ekonomisinin hedeflenen güçlü ve istikrarlı büyümeyi sağlaması için yurt içi tasarruflar önem arz etmektedir. 2021 yılında GSYH’ya oranla yüzde 30,6 olarak gerçekleşen yurtiçi tasarruf oranı, iç tüketimdeki artışa bağlı olarak 2022 yılında yüzde 30,0 olarak gerçekleşmiştir.
2003 yılında faaliyete başlayan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve 2017 yılında yürürlüğe giren Otomatik Katılım Sistemi (OKS), devletimizin teşvikleriyle birlikte tasarrufların artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. 30 Eylül 2023 itibarıyla BES katılımcı sayısı yaklaşık 8,4 milyon kişiye, fon büyüklüğü 621,7 milyar liraya, sistemin verdiği emekli sayısı da 251.558 kişiye ulaşmıştır. Aynı tarih itibarıyla OKS kapsamındaki çalışan sayısı yaklaşık 7,2 milyon kişiye, fon büyüklüğü ise 49,4 milyar liraya ulaşmıştır.

 

III. BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ VE 2024 YILI BÜTÇE ÖNGÖRÜLERİ
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
2022 yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifine ilişkin temel büyüklüklere değinerek konuşmama devam etmek istiyorum.
2022 yılında;
• Bütçe giderleri 2 trilyon 942,7 milyar lira,
• Bütçe gelirleri 2 trilyon 800,1 milyar lira,
• Bütçe açığı 142,7 milyar lira,
• Faiz dışı fazla 168,2 milyar lira

olarak gerçekleşmiştir.
Bütçe disiplini açısından 2022 yılı performansımız Avrupa Birliği üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında, ülkemiz pozitif yönde ayrışmaktadır. Bütçe açığının GSYH’ya oranı AB üyesi ülkelerde ortalama yüzde 3,4 iken bu oran ülkemizde yüzde 1 olmuştur.
Bütçe disiplininden ödün vermeden yapılan harcamaların kompozisyonuna bakıldığında, harcamaların;
• Yüzde 39,9’unun cari transferler ve sermaye transferlerinden,
• Yüzde 24,2’sinin personel giderleri ve sosyal güvenlik Devlet primi giderlerinden,
• Yüzde 10,6’sının faiz giderlerinden,
• Yüzde 9,4’ünün sermaye giderlerinden,
• Yüzde 8,8’inin mal ve hizmet alım giderlerinden,
• Yüzde 7,1’inin borç verme giderlerinden,
oluştuğu görülmektedir.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
2023 yılı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine ilişkin yılsonu beklentilerimiz ise şu şekildedir.
2023 yılında;
• Merkezi yönetim bütçe giderlerinin 6 trilyon 562,6 milyar lira,
• Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 4 trilyon 929,7 milyar lira,
• Bütçe açığının 1 trilyon 633 milyar lira,
• Faiz dışı açığın 986,8 milyar lira,
olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz.
2023 yılsonu bütçe açığının milli gelire oranının ise yüzde 6,4 olacağını öngörüyoruz.
2023 yılı için öngörülen 762 milyar lira deprem harcaması hariç bütçe açığının milli gelire oranı başlangıç öngörüsüne uygun olarak yüzde 3,4 seviyesinde beklenmektedir. Gelir tahsilatımızdaki olumlu performansa göre bu oranın daha aşağı düzeylerde gerçekleşmesi olası görülmektedir.
Bütçe giderlerinin detaylarına bakıldığında,
2023 yılında;
• Personel giderlerinin 1 trilyon 326,5 milyar lira,
• Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderlerinin 183,2 milyar lira,
• Mal ve hizmet alım giderlerinin 471 milyar lira,
• Cari transferlerin 2 trilyon 501,6 milyar lira,
• Sermaye giderlerinin 538,8 milyar lira,
• Sermaye transferlerinin 685,1 milyar lira,
• Borç verme giderlerinin 210,4 milyar lira,
• Faiz giderlerinin 646,1 milyar lira

olarak gerçekleşmesini bekliyoruz.
2023 yılında vergi gelirlerinin yaklaşık 4 trilyon 270,7 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 659 milyar lira olacağını öngörüyoruz.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Şimdiye kadar hazırladığımız bütçeler ile hastaneler, otoyollar, demiryolları, köprüler, tüneller, barajlar, içme suyu ve sulama tesisleri, organize sanayi bölgeleri, AR-GE merkezleri, enerji ve savunma sanayi projeleri gibi sayısız yatırımı hayata geçirdik. Bu çerçevede, 2024 yılı bütçemizde de yatırımlarımıza devam edeceğiz.
Enerjiden tarıma, eğitimden sağlığa, sanayiden savunma sektörüne kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her alanda somut ve dinamik politikaları, planlı ve programlı bir şekilde birer birer uygulamayı sürdüreceğiz.
Maliye politikamızı deprem ve afet harcamalarını yaparken yapısal bir bozulmaya yol açmayacak ve bütçe disiplinini koruyacak bir yaklaşım içerisinde uygulamaktayız.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Bildiğiniz üzere, bütçe kanun teklifleri, harcama tavanları ve gelir kalemlerine ilişkin tahminleri içeren bir dokümandır. 2024 Yılı Merkezi yönetim bütçesi kapsamında, 226 kamu idaresinin bütçesi bulunmaktadır. Bu çerçevede, 2024 yılı Bütçe Teklifimize ilişkin rakamsal detayları da sizlerle paylaşmak istiyorum.
2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde bütçe giderlerinin 11 trilyon 89 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 8 trilyon 437,1 milyar lira olacağı tahmin edilmektedir.
Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 6,4 olarak gerçekleşeceği öngörülmektedir.
Son 20 yılık süreçte, bir taraftan mali disipline kararlılıkla devam ederken, diğer taraftan da bütçeyi hizmet bütçesi haline getirdik. 2002 yılında milli gelire oranla yüzde 14,3 olan faiz giderlerini oldukça düşük seviyelere indirdik. Nitekim, 2024 yılı bütçesinde faiz giderlerinin GSYH’ya oranının yüzde 3 seviyesinde olmasını öngörmekteyiz.
Grafik 9: Faiz Giderleri/GSYH (Yüzde)

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
11 ilimizi doğrudan etkileyen, “Asrın Felaketi” olarak nitelendirdiğimiz Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler, 120 bin kilometrekarelik bir alanda, 14 milyon insanımızın yaşadığı, ülkemizin tarımsal ve sanayi üretiminin yoğun olarak yapıldığı, kadim medeniyetimizin tarihi, kültürel ve turistik bakımından zenginliklerini barındıran yörelerimizde büyük bir yıkıma neden oldu.
Çok geniş bir alanda, büyük bir nüfusu, çeşitli boyutlarda etkileyen bu büyük felaket sonucunda can kayıpları yaşanmış, şehirlerimiz ve altyapıları, sanayi alanları, tarihi ve doğal zenginlikleri, kırsal yerleşim alanları, sulama, iletişim, ulaşım ve lojistik altyapısı, eğitim ve sağlık kurumları, ibadethaneler ve sosyal donatı alanları büyük zarar görmüştür.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katkıları ile depremin hemen ertesi ayında yayımladığı depremlere ilişkin rapor kapsamında depremin ekonomiye tahmini maliyeti yaklaşık 104 milyar dolar olarak hesaplanmıştır.
Depremin ilk anından itibaren acil müdahale kapsamında çok sayıda kamu personeli ve gönüllü vatandaşımız tüm imkânlar harekete geçirilerek, deprem bölgesindeki ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olarak yoğun bir çaba sarf etmişlerdir.
Afetin ilk anından itibaren depremzedelerimize taşınma, kira ve nakdi yardım olarak desteklerimizi hızlı bir şekilde gerçekleştirdik.
Bu vesileyle bir kez daha depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet geride kalanlara sabır diliyoruz. Depremin ilk anından itibaren fedakârca görev alan herkese teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Depremin yaralarını sararken, alanında uzman akademisyenlerimizle birlikte yerleşime açılacak alanlarda deprem, heyelan, taşkın, kaya düşmesi ve diğer afet risklerinin tespitini yaptık. Hızla yeni yerleşim yeri seçimi, yıkılan ve ağır hasar gören mevcut yerleşim alanlarının arazi kullanımı ve afet risk durumunu belirledik.
Güvenli yerleşim alanları için, “Dirençli Şehirler” yaklaşımımıza uygun şekilde planlama ve tasarım süreçlerini en detaylı şekilde tamamladık.
Depremin en çok etkilediği ve büyük oranda şehir merkezlerinde kalan eski yerleşim alanlarının zeminlerini de detaylı bir şekilde inceledik. Bu bölgelerde, fay hattına yakınlık söz konusu olduğunda, vatandaşımızı da mağdur etmeyecek şekilde imar kısıtlaması, bina yüksekliği ve yoğunluğunda azaltım dâhil her türlü kısıtlamayı yaptık.
İnşa sürecinde kullanılacak tüm malzemelerin kalitesinden tedarik zinciri ve lojistiğe, inşa sürecini yönetecek kurum ve kuruluşların belirlenmesinden sosyal ve yeşil alanların tespitine kadar her alanda sistemli bir çalışmayı tüm sektör temsilcileri, yerel yönetimler ve bilim insanlarımızla birlikte tamamladık.
Tüm projelerimizi, Türkiye Yüzyılı vizyonu ve ülkemizin tüm ulusal ve uluslararası strateji ve politika belgeleri, sektörel projeksiyonları, eylem planları, çevre düzeni, bölge, bütünleşik kıyı alanları ve nehir havzası yönetim planlarını dikkate alarak tasarladık. Şehirlerimizi ovalardan çıkararak yamaçlara doğru uzanacak bir hatta sıvılaşmanın olmadığı ve fay hatlarından uzak alanlara inşa ediyoruz.
Kapsayıcı, afetlere duyarlı ve yaşanabilir bir şehirleşmeyle depremden etkilenen tüm şehirlerimizde yaşanabilirliği en yüksek seviyeye çıkaracak “kentsel dönüşüm seferberliğiyle” afetlere duyarlı ve sıfır atık yönetimi ile yaşanabilir yerleşimler oluşturmayı hedefliyoruz. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde, bu hafta Pazartesi günü, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurduğumuz Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ve bu çerçevede Meclisimizin gündemine gelmesini beklediğimiz kentsel dönüşümü hızlandırmayı hedefleyen kanun teklifi önem arz etmektedir.
Ayrıca, deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın “yerinde dönüşüm” taleplerini belli kriterler çerçevesinde karşılıyoruz.
Hiçbir afette, hiçbir felakette milletimizi sahipsiz bırakmadığımız gibi deprem bölgesindeki 11 ilimizin altyapısı ve üstyapısıyla yeniden ayağa kaldırılması birinci önceliğimizdir.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Bildiğiniz üzere, 2023 yılı Şubat ayında meydana gelen Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinde hasar gören bölgelerin yeniden ihyası, imarı ve depremin etkilerinin süratle ortadan kaldırılması ile diğer ödenek ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Temmuz ayında Meclisimizde bir ek bütçe teklifi kabul edildi.
2023 yılı içinde bütçeden 762 milyar lira tutarında deprem harcaması yapılacağını öngördük. 2024 yılı bütçemizde afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için 1 trilyon 28 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Bu tutarın GSYH’ya oranı yüzde 2,5 seviyesindedir.
Devletimiz tüm yetkilileri ve kurumlarıyla, deprem bölgesindeki hayatın süratle normale dönmesi için çalışmalarına aralıksız bir şekilde devam etmektedir.
Bu çerçevede, bütçemizin tüm imkânlarını seferber ederek ortaya koyduğumuz deprem harcamaları hariç 2024 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını ise şu şekilde öngördük:
• Personel giderleri için toplam 2 trilyon 865,9 milyar lira,
• Mal ve hizmet alım giderleri 669,8 milyar lira,
• Cari transferler 4 trilyon 52,8 milyar lira,
• Sermaye giderleri 636,5 milyar lira,
• Sermaye transferleri 68,1 milyar lira,
• Borç verme giderleri 298,2 milyar lira,
• Yedek ödenekler 215,3 milyar lira,
• Faiz giderleri 1 trilyon 254 milyar liradır.

Grafik 10: Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri

2024 yılında merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 2023 yılı gerçekleşme tahminlerine göre yüzde 71,1 artışla 8 trilyon 437,1 milyar liraya, vergi gelirlerinin ise yüzde 73,5 oranında artarak 7 trilyon 407,7 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz.
Bütçe gelirlerinin alt kalemleri şöyledir:
• Gelir Vergisi 1 trilyon 188,9 milyar lira,
• Kurumlar Vergisi 1 trilyon 275,7 milyar lira,
• Katma Değer Vergisi 2 trilyon 497,7 milyar lira,
• Özel Tüketim Vergisi 1 trilyon 403,9 milyar lira,
• Diğer Vergi Gelirleri 1 trilyon 41,5 milyar lira,
• Vergi Dışı Gelirler 1 trilyon 29,4 milyar liradır.

Grafik 11: Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri

 

 

 

IV. ORTA VADELİ PROGRAMDAKİ POLİTİKALAR ÇERÇEVESİNDE BÜTÇENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Orta Vadeli Programda öngördüğümüz makro büyüklükler çerçevesinde hazırladığımız 2024 yılı bütçesinin temel özellikleri hakkında bilgi vermek istiyorum.
Her yıl olduğu gibi, 2024 yılı bütçesini de toplumun tüm kesimlerini gözeten ve koruyan vatandaş odaklı bir yaklaşımla hazırladık.
2002 yılından beri eğitimi en öncelikli meselemiz olarak gördük ve 7,6 milyar lira olarak devraldığımız Milli Eğitim bütçesini 2024 yılında 1 trilyon 90,2 milyar liraya yükselttik.
Tüm çocuklarımızın kaliteli eğitime erişimini sağlamak amacıyla özellikle dezavantajlı bölgelerdeki okulların fiziki imkânlarının iyileştirilmesi, yeni derslik yapımları, eğitim yapılarının depreme karşı güçlendirilmesi, okulların bilişim altyapılarının iyileştirilmesi gibi faaliyetler başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığının yatırım bütçesini de 2023 yılı ödeneğine (ek bütçe dâhil) göre yüzde 117 artışla 46,1 milyar liradan 100,2 milyar liraya yükseltiyoruz.
Öğretmenlik Meslek Kanununu yürürlüğe koyduk; böylece, öğretmenlerin kariyer imkânlarını genişlettik. 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla bir öğretmenimizin maaşında uzman öğretmen olduğunda yaklaşık 2.900 lira, başöğretmen olduğunda ise yaklaşık 5.800 lira artış olmuştur. 2002 yılında toplam öğretmen sayımız 510.469 iken, 2023 yılı Eylül ayında toplam öğretmen sayımız 1.032.916’ya yükselmiştir. Uzman öğretmen sayımız 507.788, başöğretmen sayımız 63.728’dir.
Yükseköğretim alanında başta yükseköğretime erişim olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler kaydettik. 2002 yılında ülkemizde 76 üniversite mevcut iken bu sayıyı 209’a yükselttik. Devlet üniversitesi sayısını da bu dönemde 53’ten 129’a çıkardık. Üniversite sayısının artırılmasıyla geçmişte en büyük sorunlardan biri olan yükseköğretime ulaşılabilirlik sorunu çözülmüş, yükseköğretimde fırsat eşitliği sağlanmıştır. 2023-2024 eğitim öğretim dönemi itibarıyla yükseköğretim görmekte olan öğrenci sayımız yaklaşık 8 milyona ulaşmıştır.
Artan üniversite ve öğrenci sayısına paralel olarak üniversitelerimize ayırdığımız kaynağı da sürekli artırıyoruz.
Ayrıca yükseköğrenim öğrencilerinin faydalandığı yurt yatak kapasitesi 2002 yılı sonunda 182.258 iken 2023 yılı Ekim ayında 953.692 sayısına ulaştırılmış, bu alanda yüzde 423’lük bir artış sağlanmıştır. İlaveten yatırım programında yer alan 81 adet yurt projesinin yapımına da devam edilmektedir. Yakın bir gelecekte 1 milyonu aşan bir kapasite oluşturulmasını bekliyoruz.
Yükseköğretim de dâhil edildiğinde, eğitim bütçemizi 2024 yılında 1 trilyon 615,2 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece merkezi yönetim bütçesinden 2002’de yalnızca yüzde 9,4 seviyesinde pay alan eğitime 2024 yılında yüzde 14,6 oranı ile en büyük payı ayırıyoruz.
Üniversitelerimizin Ar-Ge ve yenilik kapasitelerini güçlendirerek ülkemizin performansını yükseltmek üzere araştırma altyapısı yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor, Araştırma Üniversitelerini özel programlarla destekleyerek 20 devlet üniversitesine ilave bütçe tahsis ediyoruz.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri
Eğitimle birlikte hükümetlerimiz döneminde en fazla önem verdiğimiz konuların başında sağlık gelmektedir.
2022 yılında başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık personelimizin sabit ek ödemeleri merkezi yönetim bütçesi kapsamına alınmış ve taban ödeme adıyla ilave bir ödeme unsuru getirilmiştir. Aynı zamanda hekimlerimizin mali haklarının yanında emekli aylıkları da önemli oranda artırılmıştır.
Sağlık hizmetlerinde insan gücü sayımız 2002 yılında, 257 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 379 bin iken, 2023 yılı Eylül ayında 842 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 1 milyon 410 bine çıkmıştır.
2002 yılında 91.949 olan toplam hekim sayımız, 2023 yılı Eylül ayında 194.431’e, 16.371 olan toplam diş hekimi sayımız 43.801’e, 113.872 olan hemşire ve ebe 310.514’e yükselmiştir.
Sağlık alanında insan kaynağımızı ülke genelinde geçmişe oranla adil ve dengeli bir şekilde dağıtıyoruz. Sağlık Bakanlığında 2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından en yüksek ve en düşük il arasında 13 kat fark var iken, bugün bu fark 2,8 kata inmiş durumdadır.
Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 779,6 milyar lira kaynak ayırıyoruz.
Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri ile Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında sağlık alanına ayrılan toplam kaynak 1 trilyon 650,1 milyar liraya ulaşmaktadır.
Sosyal devlet ilkesiyle ülkemizin sahip olduğu refahı toplumun tüm katmanlarına yaymaya kararlıyız. Dünyanın en iyi işleyen, en kuşatıcı sosyal destek sistemine sahip ülkelerinden biri olarak 2002 yılında 1,6 milyar lira olan sosyal yardım bütçesini, 2024 yılında 497 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu tutar bütçemizin yüzde 4,5’ine denk gelmektedir. 2002 yılında yüzde 0,4 olan sosyal yardım ve desteklerin GSYH’ya oranını 2024 yılında yüzde 1,2’ye yükseltiyoruz.
2024 yılında;
• Ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primi giderlerini karşılamak amacıyla 100,5 milyar lira,
• 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 64,1 milyar lira,
• Engelli vatandaşlarımızın evde bakımına destek amacıyla 56,2 milyar lira,
• Aile destek programı için 32 milyar lira,
• Sosyal konut finansmanının desteklenmesi amacıyla 16 milyar lira,
•Ekonomik yoksunluk içinde olan çocuklarımızın aileleri yanında yetişmelerine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 12,5 milyar lira,
• Elektrik tüketim desteği kapsamında 8,6 milyar lira,
• Engelli eğitim taşıma giderleri için 6,4 milyar lira,
• Koruyucu aile uygulaması kapsamında yaklaşık 1,4 milyar lira kaynak ayırdık.

Vatandaşlarımızın refahını artırmaya yönelik bütçeden sağladığımız diğer sosyal amaçlı kaynaklardan da kısaca bahsetmek istiyorum.
Vatandaşlarımızın daha ucuz elektrik ve doğal gaz kullanabilmeleri için 2024 yılı bütçesinde 508,6 milyar lira kaynak öngörüyoruz. 2023 yılında doğal gaz kullanan vatandaşlarımız ve KOBİ’lere doğal gazda yüzde 73 oranında, elektrikte ise mesken aboneleri için birinci kademede yüzde 63 oranında sübvansiyon uygulanmaktadır.
Avrupa İstatistik Ofisi tarafından yayımlanan verilere göre 2023 yılının ilk altı aylık döneminde Avrupa ülkeleri arasında hanehalkına en ucuz elektrik sağlayan ikinci ülke Türkiye’dir. Ayrıca 2022 yılının ikinci altı aylık döneminde hanehalkına en ucuz doğal gaz sağlayan ülke olmuştur.
Sakarya Gaz sahasının devreye alınmasıyla birlikte Mayıs ayının sonuna kadar vatandaşlarımıza ücretsiz doğal gaz sağladık. Sonraki 11 aylık dönem için ise vatandaşlarımızın 25 metreküpe kadar olan kullanımlarını ücretsiz hale getirdik. Bu kapsamda 19 milyar lira ödenek ayırıyoruz.
2022 yılı Ocak ayı itibarıyla asgari ücreti vergi dışı tuttuk. Bu imkândan tüm çalışanlarımız yararlanmaktadır. Bu kapsamda 2024 yılında 595,1 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz.
Aile ve toplum hizmetleri alanında da hız kesmeden devam eden çalışmalarımız kapsamında Sosyal Hizmet Merkezlerinin sayısı 405’e yükselmiştir. Sosyal Hizmet Merkezlerinin sayısını artırmaya devam edeceğiz.
Ayrıca, engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın toplumsal hayatın her alanına etkin katılmasını sağlayacak çalışmalarımızı 2024 yılında da sürdüreceğiz.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
2024 yılında bütçemizden tarıma 384 milyar lira kaynak ayırdık.
Bu kapsamda;
• Tarımsal destek programları için 91,6 milyar lira,
• Tarım sektörü yatırım ödenekleri için 100,6 milyar lira,
• Tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT’lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 191,8 milyar lira kaynak ayırıyoruz.
Tarım sektörüne yönelik yatırım ödeneklerini artırmaya devam ediyoruz. Tarımsal sulama yatırımı ödeneği 2021 yılında 9 milyar lira düzeyindeyken, 2022 yılında ek bütçe ile 20,4 milyar liraya, 2023 yılında 31,5 milyar liraya çıkardık. 2024 yılında da ek bütçe dâhil ödeneğe göre yüzde 91,5 artışla 60,3 milyar liraya çıkarıyoruz.
Tarımsal üretimde verimliliğin artırılması açısından en önemli unsurlardan olan sulama altyapısının iyileştirilmesi ve sulanabilir alanların artırılmasına yönelik çalışmalar kapsamında 2024 yılında brüt 130 bin hektar alanı sulamaya açmayı, 41 bin hektar alanda ise mevcut sulama sistemlerini modernize etmeyi hedefliyoruz.
Böylece, 2024 yılında 171 bin hektar alanda modern tekniklere göre sulama yapılması planlanmaktadır.
Sulama yatırımları ile eşgüdüm içinde yürütülen ve tarımsal altyapının iyileştirilmesi açısından önem verdiğimiz arazi toplulaştırmasına tahsis edilen ödenek tutarını 2021 yılında 825 milyon lira seviyesindeyken, 2023 yılında ek bütçe dâhil yaklaşık 2,1 milyar liraya çıkardık. Arazi toplulaştırma çalışmalarına 2024 yılında 3,8 milyar lira ödenek tahsis edilecektir.
Toplulaştırılan toplam tarımsal alan 2002 yılında 560 bin hektar iken 2023 yılı sonu itibarıyla tescili yapılan toplulaştırma sahası 7,27 milyon hektara ulaşacaktır. Bu kapsamda 2024 yılında 600 bin hektar tarım arazisinin tescil işlemlerinin gerçekleştirilerek toplulaştırmalarını tamamlamayı ve 700 bin hektar alanda yeni toplulaştırma çalışması başlatmayı planlıyoruz.
Taşkın koruma yatırımlarına ayrıca önem vermeye devam ediyoruz. 2023 yılında ek bütçe ile 9,35 milyar lira olan taşkın koruma yatırımı ödeneğini 2024 yılında 2023 yılı ek bütçe dâhil ödeneğe göre yüzde 145 artırarak 23,4 milyar liraya çıkaracağız. 2024 yılında 314 adet taşkın kontrol tesisi yapımını tamamlayarak ülke genelinde tamamlanan toplam taşkın kontrol tesisi sayısını 11.011’e yükseltmeyi hedefliyoruz.
İklim değişikliğinin ormanlar üzerindeki olumsuz etkilerinin ve sera gazı emisyonunun azaltılması, orman varlığının ve verimli orman alanlarının artırılması, orman yangınlarına daha hızlı ve etkin müdahalede bulunulmasına yönelik yatırımlara devam ediyoruz. Orman yangınları ile mücadelede kullanılmak üzere hâlihazırda envanterimizde 69 helikopter ile 22 yangın söndürme uçağı bulunmaktadır. Bu kapsamda yangına birinci derecede hassas bölgelerde ilk müdahale süresini ortalama 11 dakikaya indirdik ve bunu korumayı hedefliyoruz.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
2003 yılında 10 bin 959 kilometre olan demiryolu hat uzunluğumuz 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla 2.032 kilometresi Yüksek Hızlı Tren ve 219 kilometresi hızlı hat olmak üzere toplam 13 bin 919 kilometreye ulaşmıştır.
Önümüzdeki dönemde demiryolu yük taşımacılığının payı artırılacak, limanlar ve lojistik merkezleri ile iltisak hatları kurulacaktır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından “Ankara-Polatlı-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa-İzmir Yüksek Standartlı Demiryolu”, “Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli Yüksek Standartlı Demiryolu”, “Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Yüksek Standartlı Demiryolu” ve “Halkalı-Çerkezköy Yüksek Standartlı Demiryolu” projeleri tamamlanacaktır. Ayrıca, Komisyona sunumunu yaptığımız Plan döneminde, karasal yük taşımacılığında demiryolunun payı yüzde 5,76’dan 7,60’a çıkarılacak, devam eden demiryolu projeleri tamamlanacak ve mevcutlar modernize edilecek, demiryollarında elektrikli hat oranı yüzde 52’den yüzde 72’ye, sinyalli hat oranı ise yüzde 58’den yüzde 80’e çıkarılacaktır.
2003 yılı öncesi mevcut 6 bin 101 kilometre uzunluğundaki bölünmüş yol ağımızla sadece 6 ilimiz birbirine bağlıyken, 2003 yılından itibaren yapılan 23 bin 38 kilometre bölünmüş yol ile bölünmüş yol ağımız Eylül ayı sonu itibarıyla 29 bin 139 kilometreye ulaşmış ve 77 ilimizin birbiri ile bağlantısı sağlanmıştır. 2024 yılı sonunda bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 712 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz.
2003 yılında havayolu ulaştırmasını kullanan yolcu sayımız yaklaşık 34,5 milyon seviyesinde iken yılsonu itibarıyla bu sayının küresel salgın öncesi dönemde yakalamış olduğumuz 210 milyon yolcu seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz.
Son iki yıl içinde önemli ölçüde artırdığımız reel sektör desteklerine 2024 yılında da devam ederek “yatırım, istihdam, üretim ve ihracat” odağımızla özel sektör önceliğinde büyüme stratejimizi sürdürüyoruz.
Reel kesim destekleri için bütçemizden 376,5 milyar lira ödenek öngörüyoruz.
Bu kapsamda;
• Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemeleri için 165,9 milyar lira,
• Tarımsal krediler sübvansiyon desteği olarak 86 milyar lira,
• Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 30,4 milyar lira,
• Mesleki eğitim kapsamında ödenen Devlet katkısı için 25,2 milyar lira,
• İhracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 69 milyar lira kaynak ayırdık.

Savunma sanayii ekosistemimizin dışa bağımlılığını asgari seviyeye indiriyoruz.
Savunma ve güvenlik birimleri için, Savunma Sanayii Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dâhil edildiğinde 2024 yılında 1 trilyon 133,5 milyar lira ödenek öngörülmekte olup söz konusu tutar merkezi yönetim bütçe büyüklüğünün yüzde 10,2’sine karşılık gelmektedir.
2002 yılında yalnızca 62 savunma projesi yürütülürken proje sayımız 850’ye yükselmiştir. Savunma ve güvenliğe ayırdığımız kaynakların da katkısıyla savunma sanayi yerlilik oranı yüzde 80’e ulaşmıştır.
2022 yılı sonu itibarıyla, savunma firmalarımızın tüm savunma ve havacılık satışlarını içeren ve sektörün büyüklüğünü gösteren Toplam Savunma ve Havacılık Sektör Cirosu 12,2 milyar dolara ulaşmıştır.
Geçmişte yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı, 2022 yılında 4,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2023 yılsonu itibarıyla 6 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.
Türk savunma sanayinin son yıllarda göstermiş olduğu gelişim, birçok alanda firmalarımızın platform, sistem ve yeteneklerinin yurt dışı pazarlarda talep edilir hale gelmesini sağlamıştır. Bugün savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke sayısı 170’e, İHA ve SİHA’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi yaklaşık 230’a çıkmış ve Türk savunma sanayii ürünlerimiz küresel ligde ön planda yer almaya başlamıştır.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Mahalli idarelerimizi güçlendirmeye devam ediyoruz. 2002 yılında 4,7 milyar lira olan büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayırdığımız toplam kaynağı 859,6 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu kaynağın GSYH’ya oranı 2002 yılında 1,3 iken 2024 yılında bu oranın 2,1’e yükselmesini öngörüyoruz.
KÖYDES programı için 2024 yılında öngördüğümüz ödenek 6,9 milyar lira olarak planlanmıştır. SUKAP programı için ise 2,7 milyar lira kaynak ayrılmıştır.
Sulama projelerinden, demiryolu projelerine, havalimanlarından, denizyolu yatırımlarına birçok alanda yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.
2024 yılı bütçemizde sermaye giderleri için 787,9 milyar lira, sermaye transferleri için 649,7 milyar lirası afet konutlarının yapım giderlerinde kullanılmak üzere 720,8 milyar lira, yatırımları hızlandırma ödeneği için 84,1 milyar lira olmak üzere toplam 1 trilyon 592,9 milyar lira yatırım ödeneği öngörüyoruz. Bu tutar 2024 yılı bütçemizin yüzde 14,4’üne denk gelmektedir.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
AK Parti Hükümetleri döneminde çalışanlarımızın ve emeklilerimizin aylık ve ücretlerinde enflasyonun oldukça üzerinde reel artışlar yaptık.
2023 yılı Ocak ve Temmuz aylarında dönemsel zamma ilave oransal ve seyyanen artış yaparak en düşük devlet memuru aylığı 22.017 liraya yükseltilmiştir. Böylece 2023 yılında en düşük memur maaşındaki artış oranı yüzde 141,8, ortalama memur maaşındaki artış oranı ise yüzde 128,8 olmuştur. 2002 yılı Aralık ayı-2023 yılı Ekim dönemine baktığımızda ise en düşük memur maaşındaki reel artış yüzde 192’ye, ortalama memur maaşındaki reel artış ise yüzde 125’e ulaşmıştır.
2022 yılı Aralık ayında 3.500 lira olan en düşük emekli aylığı, 2023 yılı Ocak ayında 5.500 liraya, 2023 yılı Nisan ayında 7.500 liraya yükseltilmiş, böylelikle yüzde 114 oranında bir artış gerçekleşmiştir.
Sigortalılık başlangıç tarihi 8 Eylül 1999’dan önce olan vatandaşlarımızın yaş şartı aranmaksızın emekli olabilmelerine imkân sağladık.
Emeklilerimizin bayram ikramiyesi 1.100 liradan 2.000 liraya yükseltilmiştir.
Kasım ayında emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5.000 lira ödeme yapmayı öngörüyoruz.
2023 yılı Ocak ayından geçerli olmak üzere, kamu görevlilerimizin ek göstergelerini artırdık. Öğretmen, hemşire, polis, din görevlisi, şube müdürü, avukat gibi birçok kamu görevlimizi 3600 ek göstergeden yararlanır hale getirdik.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz ile Kesin Hesap Kanunu Teklifimizin Komisyonumuza sunuşu esnasında, Sayıştay Başkanlığı tarafından hazırlanan idare denetim raporlarına ve bu raporlara ilişkin genel değerlendirmelerimize de değinmek istiyorum.
Anayasal bir denetim kurumu olan ve denetim yetkisini Meclisimiz adına yerine getiren Sayıştay Başkanlığının denetimlerini önemsiyor, bulgular üzerinde hassasiyetle çalışıyor ve süreçleri takip ediyoruz. Bugün Komisyonumuzun gündeminde yer alan raporlar, 2022 yılında yapılan denetimlere ilişkin idare raporlarını içermektedir.
Değerli milletvekilleri, denetim raporlarına ilişkin rakamları paylaşmadan önce sizlerin de malumu olan ancak tekrar ifade etmekte yarar gördüğüm bir hususun özellikle altını çizmek istiyorum. Sizlerin de bildiği gibi, Sayıştay Başkanlığı tarafından Parlamentoya sunulan idare denetim raporlarındaki bulgularda, genel olarak idarelerin iş ve işleyişlerindeki süreçlerde tespit edilen hata ve noksanlıklar konu edilmektedir. “Kamu zararına” konu hususlar, 6085 sayılı Sayıştay Kanununun ilgili hükümleri uyarınca Sayıştay Başkanlığımız tarafından hesap yargılamasına konu edilmekte ve yargılamaya esas raporlarla alakalı olarak yargılama sonucuna göre işlemler tesis edilmektedir.
Sayıştay Başkanlığımız 2022 yılında, merkezi yönetim kapsamında toplam 198 kamu idaresinin denetimini gerçekleştirmiş olup Genel Raporlar ve merkezi yönetim kapsamında olmayan kurumlar da dâhil olmak üzere Meclisimize toplam 226 Rapor sunmuştur. Sayıştay tarafından 2022 yılında merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ilişkin birazdan ifade edeceğim sebeplere dayanan toplam 1.070 bulgu tespit edilmiştir. Söz konusu rakam, 2021 yılı raporlarında 1.614 iken titizlikle yapılan iyileştirme, düzeltme ve alınan diğer tedbirlerle bulgu sayısının 1.070’e düşürülmesi sağlanmıştır. 2021 yılına ait bulguların % 70’i idarelerimizin gerekli hassasiyeti göstermesi sonucunda 2022 yılına ait raporlarda yer almamış olup 2022 yılı raporlarında yer alan 708 adet yeni bulgu da aynı hassasiyetle ele alınacaktır.
Yine 2021 yılında Sayıştay tarafından tespit konusu edilen, merkezi yönetim kapsamındaki idarelerden faaliyet raporu yayımlamayan kamu idaresi sayısı 4 iken, 2022 yılında merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerimizin tamamının faaliyet raporu yayınlaması sağlanmış ve raporlar kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri,
Sayıştay tarafından hazırlanan denetim raporları kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra raporlar teker teker incelenmekte, detaylı analizler yapılmakta ve eleştiri konusu bulgular gruplandırılarak hataların kaynağı tespit edilmektedir.
İdare denetim raporlarında bulgu konusu yapılan hususlara bakıldığında; başta muhasebe kayıtlarında yapılan hatalardan kaynaklanan tespitler olmak üzere, kamu idarelerine ait taşınır ve taşınmaz mal kayıtlarında yapılan hatalar ile personel mevzuatına ilişkin iş ve işlemlerde yapılan hataların ön plana çıktığını görüyoruz.
Muhasebe kayıt hatalarından kaynaklanan bulguların en aza indirilmesini temin etmek amacıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından koordine edilen Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sisteminde muhasebe hesapları üzerinde kontroller konularak kayıt hataları azaltılmaktadır. Ayrıca, Sayıştay bulgularına ilişkin; eğitimler düzenlenmekte, talepte bulunan kamu idarelerine Hazine ve Maliye Bakanlığınca bilgilendirmeler yapılmakta, mevzuat düzenlemesi veya değişikliği gerektiren hususlar tespit edilerek mevzuat çalışmaları sürdürülmekte ve bulguların veya önerilerin yerine getirilip getirilmediğinin tespiti için kamu idarelerinde Hazine ve Maliye Bakanlığınca denetim faaliyetleri yürütülmektedir.
Önümüzdeki dönemlerde yapay zekâ uygulamalarından da faydalanılarak orta vadeli program, stratejik plan, bütçe, harcama, muhasebe, ödeme ile denetim süreçlerini de içeren ve mali riskleri tanımlama ve azaltma yeteneğine sahip olan sistemsel bir yapı kurulması hedeflenmektedir.
SONUÇ
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Hem yürütme, hem yasama olarak, daha planlı, daha programlı çalışmalar ortaya koymak, bunu yaparken üretken ve şeffaf olmakla mükellefiz.
Yürütme tarafında, Cumhurbaşkanı Kabinesi olarak, seçim tarihinden bugüne kadar yoğun bir çalışma yürüttük.
Milletimiz, 2023 seçimlerinde yüksek bir katılım ve demokratik bir olgunlukla iradesini sandıklara yansıtmış ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine yürüme yönünde kararlılığını ortaya koymuştur.
Bizler de görevlerimizi en iyi şekilde yaparak, milletimize layık olmanın gayreti içindeyiz.
Bütçe teklifimizi de, işte bu anlayışla oluşturduk ve meclisimizin takdirine sunuyoruz.
Ülkemizin ve milletimizin geleceğini ilgilendiren hususlarda siyaset kurumunun birlik ve beraberlik içinde hareket edebilmeyi başarması halinde, ortak hedeflerimize daha kolay ulaşabiliriz.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleştirdiğimiz bütçe görüşmeleri aynı zamanda ülkemize ilişkin hemen her alanda politikaların tartışıldığı geleceğe dönük önerilerin ortaya konduğu müzakere süreçleridir. Tarihi olarak parlamentoların varlık sebeplerinin başında gelmektedir. Bu bilinç içinde bütçe müzakere sürecimizin ülkemiz için verimli bir şekilde geçmesini temenni ediyorum.
Gerek komisyonda, gerek Genel Kurul’da dile getirilecek her görüş ve yapıcı eleştiri bizim için değerlidir, önemlidir ve ufuk açıcıdır.
Bütçe konusunda, ülkemizin ve milletimizin aydınlık yarınları için ifade edeceğiniz görüşleriniz için her bir milletvekilimize şimdiden teşekkür ediyorum.
Türkiye Yüzyılında en yüksek insani gelişmişlik seviyesini yakalamış ve üst gelir grubunu hedefleyen bir ülke olarak milletimizin refahını artırmak üzere gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.
2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin bir kez daha ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a güçlü liderliği ve sağladığı vizyon için şükranlarımı sunuyorum.
Başta Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere bütçe teklifinin oluşturulmasına katkıda bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşlarımıza gönülden teşekkür ediyor, hepinizi bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

SGK Geri ödemesi listesine giren 23 yeni ilacın adı ne?

HIZLI YORUM YAP