DOLAR

32,3723$% -0.35

EURO

34,7244% -0.26

GRAM ALTIN

2.393,46%-1,19

ÇEYREK ALTIN

3.930,00%-1,56

TAM ALTIN

15.694,00%-1,56

BİST100

10.161,82%1,16

BİTCOİN

1911704฿%1.48141

İkindi Vakti a 16:57
İstanbul PARÇALI BULUTLU 14°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Radyo Televizyon Üst Kurulunun 2023 TBMM Bütçesi görüşüldü!

Mecliste RTÜK Bütçesi görüşülürken İYİ Parti adına Aytun Çıray söz aldı ve partisinin görüşlerini açıkladı. Radyo Televizyon Üst Kurulunun 2023 TBMM Bütçesi görüşüldü!

RTÜK Bütçesi TBMM’de

Orbit – Şimdi, devletin tüm kuvvetlerinin tek kişide toplandığı, kurumların içlerinin boşaltılarak Hollywood setine dönüştürüldüğü istibdat rejimini her ne pahasına olursa olsun devam ettirmek için âdeta her şeyi göze almış durumdasınız; bu, ne yazık ki milletin ödediği bedelleri daha da ağırlaştırıyor. Değerli Türk milleti, istibdada kapı açan bu ucube rejimi uzatmak için elindeki güçle “Her şeyi göze alırım.” diyen varsa eğer çok yanılıyor çünkü istibdat rejimleri tabiatları icabı kendi sonlarını kendileri getirirler, bu onların kaçınılmaz akıbetleridir. Maalesef, istibdadın efendileri hiçbir zaman bu gerçeği umursamazlar, bildiklerini okumaya, iktidarlarını ayakta tutacağını sandıkları ayak oyunlarına ve büyük yanılgıya devam ederler.

Aytun Çıray: RTÜK bağımsız değil

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun medyanın kontrolü için özel bir rol oynayacağı fark edildi. Kısacası, RTÜK dediğimiz bu Kurul, 1994’te 3984 sayılı Kanun’la vücut bulmuştu. RTÜK’ün iktidar karşısındaki özerkliğini ve tarafsızlığını garanti altına alan bu kanun güçlü bir hukuk diliyle tanımlanmış, hükûmetin RTÜK ile ilişkilerini sadece Başbakan aracılığıyla yürüteceği hükme bağlanmıştı. Bu ne demektir, biliyor musunuz? Üst Kurul özerk, dolayısıyla tarafsız demektir. Böyle bir RTÜK’ün aynı menzil ittifakının medya hâkimiyeti, ihtiraslarına ve planlarına hizmet etmeyeceği aşikârdı, bunun için yeni bir kanun lazımdı, iktidar milletvekillerinin sorgulamadan parmakları kalktı ve 3984 sayılı Kanun’u mülga eden 6112 sayılı Kanun’la medya üzerinde mutlak bir tahakküm ve hâkimiyet kurulmasına hizmet edecek yeni bir RTÜK hazırlandı. Yıl 2011’di, yargıyı yürütmenin uzantısı kılan 12 Eylül 2010 referandumunun hemen sonrası dolayısıyla AKP-cemaat ittifakının altın çağıydı. 6112 sayılı Kanun’la düzenlenen yeni RTÜK… 2012 yılında Ergenekon kumpasının sözde davalarında karar aşaması yaklaştı ve Balyoz kumpas davası hızla ilerletilirken FETÖ medyası, AKP’nin havuz medyası ve güya demokrat, liberal destekçileriyle ekranda ve gazetelerde âdeta mahkemeler kurmakla kalmadılar, canlı yayınlarda başta masumiyet karinesi olmak üzere, temel hukuk ilkelerini yerle bir eden mahkûmiyet kararlarına imza attılar.

İşte, o sırada RTÜK, Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştıran bu saldırılara karşı neredeyse hiçbir şey yapmadı ve bu süreçler ülkemizi 15 Temmuz FETÖ kanlı hıyanet kalkışmasına getirdi. 15 Temmuz da Allah’ın bir lütfu olarak ucube rejime geçmenin güya ikna edici bir bahanesi oldu. Bu süreçte de RTÜK’ün katkıları unutulmayacak. Sonunda 17 Nisan 2017 Anayasa değişikliği referandumu yapıldı. Yüksek Seçim Kurulu tarafından alınan mühürsüz zarfları geçerli sayan kararla sonuçlar ters yüz edildi; atı alanın Üsküdar’ı geçtiği ilan edildi. 2018 genel seçimlerinin hemen ardından tek kişilik hükûmet sistemi bir kararnameyle yürürlüğe girdi. Mevcut Cumhurbaşkanı imzasıyla rejim resmen değişti. Değerli arkadaşlar, tek kişilik hükûmette yürütmeyi icra eden kişi yasamaya ve yargıyı da hükmetmeye başladı. Kanıt mı? Bir figürana dönüştürülen Mecliste millet adına yapar göründüğümüz bütçe, o kadar ki tek kişilik hükûmet bütçesini sunmak için dahi lütfedip Sayın Cumhurbaşkanı Meclise gelmedi.

 

Değerli arkadaşlar, bu tür rejimlerde iktidar 3 kuruma özellikle hâkim olmak ister. Bunlardan ilki 14 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi’yle tesis edilen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığıdır. Bu Kurum rejimin propaganda ve tüm iletişim mecralarını kontrol altına alma aygıtıdır, âdeta Hitler’in halkı aydınlatma ve propaganda bakanlığına benzer bir misyonu vardır. Nasıl bir rejimde yaşadığımızı ibretle görmek isteyen herkesi İletişim Başkanlığının internet sitesindeki haftalık Dezenformasyon Bülteni’ni tıklamaya davet ediyorum. Dezenformasyon Bülteni’ne konu olan içeriklerle ilgili ise 2 kurum daha yetkilidir. Bunlardan ilki Bilgi Teknolojileri Kurumudur, diğeri RTÜK. Bunlara elbette, özellikle basılı medya için kamu ilanları vasıtasıyla bir nefes alma imkânı veren Basın İlan Kurumunu da ilave etmeliyiz. Dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle sosyal medyaya getirilen sansür, bu 3 kurum vasıtasıyla uygulanmaktadır. Bu kurumsal aygıtlar tabii ki varlık sebeplerinin gereğini yapıyorlar. RTÜK, elhak bu konuda elini hiç de korkak alıştırmamış.

Para ve ekran karartma cezalarını, iktidarın “Ülkede demokrasi var.” görüntüsü vermek için, varlıklarına kerhen tahammül ettiği çok az sayıdaki muhalefet televizyon kanalının başında Demokles’in kılıcı gibi sallandırmıştır; düşünce ve ifade özgürlüğünü yerle bir eden çok sayıda yaptırım kararı almıştır. Bu çerçevede, geçtiğimiz yıl yaşanan 98 sansür vakasının 46’sı RTÜK’e aittir. Bu 46 vakanın 32’sinde yayımcılara yaptırımlar uygulanmıştır. Bunların ezici çoğunluğu “muhalif” diye adlandırılan yayın kuruluşlarıdır. RTÜK’ün, medyanın ancak yüzde 5’ini oluşturan muhalif yayın kanallarına uyguladığı ceza serisi bu yılda aynı hızla devam etmiştir. 2023’ün Ocak-Eylül ayları arasındaki dokuz aylık dönemde RTÜK, Halk televizyonuna 14 ceza, Tele1’e 11 ceza, KRT’ye 5 ceza, FOX televizyonuna da 4 ceza vermiştir. Yayın dünyasına yeni giren Flash televizyonu da bundan masun kalmamış, 4 ceza da ona verilmiş ve toplam 38 ceza kesilmiştir. Bu televizyon kanallarına söz konusu cezalarla ödettirilmek istenen meblağ 11,5 milyon lirayı bulmaktadır. Mevcut istibdat rejiminin 3 ateşli yandaş yayın kanalına güya tarafsızlık görüntüsü vermek için 1,5 milyon lira ceza kesilmesi ise şaşırtıcı değildir çünkü hem üye olduğumuz hem de üye olmak için kapısında beklediğimiz uluslararası demokratik kuruluşlara karşı demokrasi görüntüsü vermek için bu kadar küçük de olsa cezayı yandaş kanallara vermek zorunda kalmışlardır.

Biz Türk milleti olarak şu anda otokratik bir adam rejiminin baskısı altında eziliyoruz. Saray camiası dışında kalan herkes geçim ve gelecek endişesi içindedir. Gerçeğin yerine sahte bir gerçekliği ikame etmek için seferber olmuş durumdalar. O kadar ki geçtiğimiz yaz ülkemizin en güzel kıyılarında ormanlarımız tarihin en büyük yangınlarıyla kavrulurken tarihimizin bu en muazzam yangın felaketinin kamuflajı için RTÜK devreye sokuldu. RTÜK, televizyon temsilcilerine gönderdiği bir uyarı mektubunda yayıncılardan sadece yangının söndürüldüğü yerlerden bahsedilmesini istemiş, yanan yerlerden canlı haber yapacakları cezai yaptırımla tehdit etmiştir. Bu ve kolayca çoğaltabileceğimiz birçok örnekte RTÜK, iktidarın kompoze ettiği yapısıyla bir milletin gerçekleri öğrenme hakkını gasbetmiştir, gasbetmeye de devam edeceğinin tüm işaretleri mevcuttur. RTÜK’ün başının görevi, mukadder çöküşlerini geciktirmek için sahte, yalan, kurgulanmış, sözde gerçekliği saf hakikatin yerine geçirmektir.

Değerli arkadaşlar, RTÜK, ucube rejim gibi, dışarıdan sağlam görünen ancak içi çürüyerek boşalmış bir kof ağaca dönüşmüştür. Muhalif üyeleri tenzih ederek söylüyorum; başta Başkanı, tek adamın tercihine şayan olmak için her türlü şeyi yapmaya ve kulluğunu etmeye hazırlar; liyakatsiz atamalarla zaten sınırlarını zorluyorlar.

Değerli arkadaşlar, içine girdiğimiz son derece hayati seçim sürecindeki rolü ve kritik etkileri nedeniyle daha çok RTÜK üzerine konuşmak zorunda kaldım. Aynı zamanda bir arpalık hâline getirilmeye de RTÜK iktidarın devamının bir garantisi olarak görmektedir. Kısacası rejimin kendi varlığı için bel bağladığı, sahte gerçeklik inşasında önemli bir rol üstlenen bir kurum olarak RTÜK, esasen böyle bir şeyin altından kalkacak değil, altında kalacaktır. Bir kurum olarak 18 Haziran 2023 seçimlerinden sonra mutlaka yeniden yapılandırılması gereken kurumların en başına RTÜK’ü yazmış bulunuyoruz. Modern ve medeni cumhuriyette çoğulcu bir iletişim demokrasisine uygun bir medya üst kurulunu bu memlekete kazandırmaya kararlıyız.

Bu olağanüstü durum, önemli kurumlarımız nedeniyle Devlet Opera ve Balesiyle ilgili ve Devlet Tiyatrolarıyla ilgili yeteri kadar konuşmadığım için onları dikkate almadığımı sakın düşünmeyin. Başta Devlet Opera ve Balesinin Genel Müdürü uluslararası sanatçımız Murat Karahan olmak üzere bu konuda emek veren ve oradaki personelin haklarını savunarak başarılı çalışmalar yapan tüm sanatçılarımızı ve yöneticilerimizi buradan tebrik ediyor ve onlara teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, hepimiz birçok genel seçim öncesinde, siyasiler tarafından özellikle “Tarihimizin en önemli seçimi” nitelemesini hep duymuşuzdur ancak bu niteleme 18 Haziran 2023 seçimleri için çok daha özellikli bir şekilde doğrudur. 18 Haziran 2023 seçimleri gerçekten Türk demokrasisi için; İYİ Partinin kuruluş misyonu olan, kuruluş gerekçesi olan demokrasiyi tekrar getirmek ve anayasal devleti inşa etmek, güçlendirilmiş parlamenter sistemi Türk milletine kazandırmak için çok daha kritik, çok daha hayatidir. Daha önemli değildir, olmamıştır, muhtemelen bunun kadar hayati bir seçim olmayacaktır. Vatandaşlarımız, seçmenler olarak müreffeh, mutlu, özgür ve haysiyetli bir hayatla yoksul, umutsuz ve onursuz bir varoluş arasında tercihte bulunacaklardır. Bir özgürlük sistemiyle bir kölelik rejimi arasında seçim yapılacaktır. Yani bu ucube rejim ile güçlendirilmiş parlamenter sistem arasında bir karara varılacaktır ve biz bu kararı şimdiden biliyoruz: Millet İttifakı’nın adayı Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı olacaktır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

6 Yaşında çocuk gelin rezaleti olayı ne? 6 Yaşında evlenen kızın resmi

HIZLI YORUM YAP