DOLAR

32,2182$% 0.02

EURO

34,7698% -0.28

GRAM ALTIN

2.426,93%-0,71

ÇEYREK ALTIN

3.978,00%-0,40

TAM ALTIN

15.888,00%-0,41

BİST100

10.222,19%0,04

BİTCOİN

2024141฿%2.41626

Öğle Vakti a 13:06
İstanbul ORTA ŞİDDETLİ YAĞMUR 11°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Orbit Haber
  • GÜNDEM
  • Devlet Bahçeli: Kılıçdaroğlu polise yumruk atan vekile bir şey söyle!

Devlet Bahçeli: Kılıçdaroğlu polise yumruk atan vekile bir şey söyle!

MHP Lideri polise yumruk atan HDP’li vekil üzerinden CHP başta olmak üzere diğer partileri de eleştirdi. Devlet Bahçeli: Kılıçdaroğlu polise yumruk atan vekile bir şey söyle!

Hain terör saldırılarını lanetliyorum

11 Haziran 2022 tarihinde, Pençe-Kilit Harekat Bölgesi’nde teröristlerle çıkan çatışmada Uzman Çavuşumuz Ömer Yıldırım ile Uzman Onbaşımız Mehmet Ali Çap; ayrıca el yapımı patlayıcı saldırısı neticesinde Sözleşmeli Erimiz Fuat Özer ile Uzman Çavuşumuz Gökhan Demir şehit olmuş, iki askerimiz de yaralanmıştır.

Dün ise Uzman Çavuşumuz Ramazan Gök yine Pençe-Kilit Harekat Bölgesi’nde şehit düşmüştür.

Hain terör saldırılarını lanetliyorum.

Aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, büyük Türk milletine, silah arkadaşlarına ve kederli ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Şu anda tedavi altında bulunan gazilerimize şifalar temenni ediyorum.

Elbette acımız çok büyük ve tarifsizdir.

Ancak bir o kadar da soracağımız hesabın cesameti, ihanet karşısında sahip olduğumuz hamiyetin cesareti büyüktür.

Al bayrağa sarılmış şehit naaşları dualarla, gözyaşları eşliğinde vatan topraklarımıza emanet edilmiştir.

Onlar sadece toprağa değil yüreklerimize de gömülmüştür.

“Kalırsak devlet biziz, ölürsek cennet bizim” diyen kahraman şehitlerimizin damla damla dökülen kanları yerde bırakılmayacaktır.

Katillere hak ettikleri cezalar muhakkak surette kesilecektir.

Bu hesaplaşma yalnızca bir zaman meselesidir.

Hainlerin sırtını dayadıkları muhasım ve müstevli çevrelerin alacakları sert cevabın niteliği de kat’i ve kesin olacaktır.

Evlatlarımıza kast edenlerin hayatları zindan edilecektir.

15’inci yüzyılın müstesna ve mütefekkir şahsiyetlerinden olan, aynı zamanda Balkanlar’da Türk-İslam ruhunun yerleşmesinde saygıdeğer mücadelesi bulunan şair, eğitimci ve hukuk insanı Derviş Suzi Çelebi diyor ki:

“Türk azdır diye bulma bahane, odun bir şulesi besdir cihane.”

Yani demek istiyor ki, “kimse Türklerin azlığını bahane etmesin. Türk ateştir, bir kıvılcımı dünyayı yakmaya yetecektir.”

Merhum Şairimiz Namık Kemal’in ifadesiyle söylersek, “Vatan takriben değil katiyen bizimdir.”

Ve bu mutlak hakikat asla değişmeyecek, değiştirmeye hiç kimsenin nefesi yetişmeyecek, Türk milletinin beka tahtı asla devrilmeyecektir.

Terörle mücadele kıran kırana devam edecek

Terörle mücadele kıran kırana devam edecek, bu melanetin kökü her yerden, her zeminden, her mıntıkadan sökülüp atılacaktır.

Zira ikinci bir seçeneğimiz, ikinci bir tercih veya düşüncemiz hiçbir zaman görülemeyecektir.

Bugün Türkiye’nin karşısındaki en büyük tehdit kanlı terör ve bundan beslenen etnik bölücülüktür.

Türkiye’ye ihanet eden her kademedeki PKK’lı teröristler üç ayaklı bir çıkış yolu vardır ve şunlardan ibarettir:

İlk olarak, terör saldırılarına önşartsız ver derhal son vermelidirler.

İkinci olarak, silahlarıyla dağdan inip veya sınır ötesinde silahlarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olmalıdırlar.

Üçüncü olarak da, Türk adaletinin haklarında vereceği hükümlere boyun eğerek kaçınılmaz cezalarını çekmelidirler.

Bunların dışındaki her yöntem, devletin teröre teslim olması ve teröristlerin önünde diz çökmesi anlamına gelecektir ki, şu anda devletin iradesini kahramanca müdafaa eden hiç kimse de böylesi bir müzakere ve mütareke hevesinin emaresi bile yoktur.

Nitekim Türkiye bölücü terör karşısında bir yol ayrımına gelmiştir:

Ya bu husumet ve hüsran cephesi Türk milletinin var oluş azim ve iradesini kırarak ülkeyi kanlı bir bölünme ve çatışma sürecine sürükleyecektir.

Ya da Türkiye Cumhuriyeti, milletimizin desteği ve duasıyla hunhar eylemlere gereken cevabı vererek ihanetin belini kıracak ve emelleriyle birlikte gömecektir.

Bu zilletin, bu rezaletin, bu hıyanetin sonu gelmiş; yılların birikimiyle, tecrübesiyle ve fedakarlıklarıyla tezahür eden operasyonel kabiliyet, stratejik kararlılık ve mücadele dirayeti hainlerin korkulu rüyasına dönüşmüştür.

Terörle mücadele süreci çok boyutlu, aynı zamanda çok zor ve zahmetli bir süreçtir.

Karşımızda yalnızca eli ve vicdanı kana bulanmış, emeli ve hedefi karanlığa bulaşmış teröristler yoktur.

Görülen ve gösterilen kanlı tablonun ardında terörizmin imalatçı ülkeleri; teröristlere ikmal, ikbal ve ilham kaynağı olan üniformasız barbarlar vardır ve esasen bu yalın gerçeği birazcık sezgi ve zeka sahibi herkes bilmektedir.

PKK, sadece PKK’dan ibaret değildir

PKK, sadece PKK’dan ibaret değildir.

Veya FETÖ sadece FETÖ’dan mütevellit değildir.

Türk milletiyle kimlerin hesabı varsa, Türkiye’nin varlığından ve egemenlik haklarından kimler rahatsız ve memnuniyetsizse terörizmin baronları, terör örgütlerinin ümit aşısı onlardır.

Terörle mücadele emperyalizmin komplolarıyla biteviye süren bir mücadeledir.

Terörle mücadele Türkiye’yi zora sokmak, çıkmaza sürüklemek isteyen alçakların topuyla asimetrik bir mücadeledir.

Bir bakıma terörle mücadele Türk ve İslam düşmanlığını hücrelerine kadar sindirmiş haçlı zihniyetiyle hala bitmeyen, hala dinmeyen, hala sonu gelmeyen kesif bir mücadelenin tanımı ve tarifidir.

Teröristler kukladır, kuklacılar ise mayası, mazisi ve mahyası kapkara odaklardır.

Türkiye’nin haklı, hukuki ve meşru sınır ötesi operasyonu an meselesiyken, sınırlarımıza 3 km’lik mesafede bulunan Kamışlı’da ABD askerleriyle PKK/YPG’li teröristlerin birlikte devriye turları atması, beraberce poz vermeleri neyin mesajı, kimin tertibidir?

ABD’li askerlerin teröristlerle ne işi vardır?

ABD’li askerlerin teröristlerle ne işi vardır?

Teröristlerle gezenlerin, teröristlerle bir ve beraber olanların hangi müttefiklik hukukundan bahsetmeye yüzleri olacaktır?

Mehmetlerimize silah sıkanlara, vatanımıza ve milletimize ihanet edenlere destek vermek, kol kanat germek insanlık onurunun, uluslararası hukukun neresiyle ve nasıl bağdaşacaktır?

ABD pozisyonunu netleştirmek mecburiyetindedir.

Bu ülke dost mudur? Yoksa düşman mıdır?

Dostsa bilelim, misliyle mukabele edelim.

Yok potansiyel bir düşmansa onu da öğrenelim, düşmana nasıl muamele edileceğini de açıkça gösterelim.

Tarihin hiçbir döneminde, Türk milletine reva görülen kötülükler cezasız ve karşılıksız bırakılmamıştır.

Hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tarihin hakemliğinde tecelli eden bu sarih gerçeği unutmaması şarttır.

Aziz milletimiz, tek yürekle haykıracak ve;

Teslim olmamızı bekleyenleri reddedecektir.

Tavizimizden medet umanları reddedecektir.

Sömürü çarkında milli varlığımızı öğütmek için fırsat kollayanları reddedecektir.

Mahvımızı projelendiren bölücü terörü reddedecektir.

Ayrılığa ve kavgaya prim vermeyecek ve kesinlikle elinin tersiyle itecektir.

Türkiye, göstereceği yüksek irade ile bölünmeyeceğini, tahriklere ve tacizlere eyvallah etmeyeceğini bedeli ne olursa olsun dosta da, düşmana da göstermiş, alayına birden göstermeye de devam edecektir.

Müttefik olmak demek bir tarafın mütehakkim, diğer tarafın mahkum olduğu adaletsiz ve eşitsiz bir ilişki demek değildir.

Müttefikliğin ahlakıyla birlikte, bir müktesebat kültürü olmalıdır, egemenlik hak ve çıkarlarına karşılıklı saygı ve sorumluluğu esas alan ilkeli, tutarlı ve dengeli bir kavrayışı bulunmalıdır.

Bir yanda teröristlerle düşüp kalkarken, diğer yanda müttefiklik kisvesine bürünen ülke ya da ülkeler evrensel dolandırıcılığın, küresel sahtekarlığın hem figüranı hem de senaristi olarak anılacaklardır.

Bayatlamış taktiklere karnımız tok

Bizim böylesi ucuz numaralara, bayatlamış taktiklere karnımız toktur.

NATO Genel Sekreteri, Türkiye’nin kaygılarını hakikaten de meşru görüp terörden çok çektiğini sözüyle değil özüyle teyit ediyorsa, bunu evvela ABD’ye ve bazı Avrupa ülkelerine anlatıp kabullendirmek durumundadır.

Bir başka altı çizilmesi gereken konu da şudur: Bizim endişelerimizin hududu sırf Finlandiya ve İsveç ile sınırlı görülemeyecektir.

Dost ve müttefik sandığımız mesela ABD’nin, sınırlarımızın mücavir bölgelerinde Türkiye düşmanı bölücü terör örgütüyle can ciğer kuzu sarması halinde bulunması tamiri, hatta izahı çok zor olacak ikiyüzlülüktür, asıl endişe kaynağımız da işte bu sinsiliktir.

Türk milleti dostun da, düşmanın da mert olmasını ister, mert olmasını bekler.

Çünkü Türk milleti merttir; kaldı ki mertliğinin sadakasını verse tüm cihana kıyamete kadar yetecektir.

Türkiye’nin terörle mücadeleden geri dönüşü yoktur.

Küresel emperyalizmin, yeminli Türkiye düşmanlarının içimize kadar sızmış etki ajanları, erdem yoksunu taşeronları bunu iyi bilmelidir.

Arkaya arkaya şehitler verdiğimiz bir sırada, terör örgütüne karşı çok etkili ve inanmış bir mücadelenin sürdürüldüğü bir dönemde, İstanbul Kadıköy’de aralarında HDP’li bölücü milletvekillerinin de bulunduğu bir güruhun İmralı canisinin serbest bırakılması için yürüyüşe geçip sokaklarımızı kirletmesi tek kelimeyle alçaklıktır.

Polisimize adice yumruk

Üstelik PKK kontenjanından Meclis’e giren bir kadın milletvekili görevini vatanseverlik şuuruyla icra eden polisimize adice yumruk sallamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nde askere, polise, masum vatandaşlarımıza saldıran, toplumsal huzuru bozmak, iç barış ortamını yıkmak için nifak saçan, önüne gelene hakaretlere yağdıran hiç kimse bu milletin mensubu olamaz.

Bu milletin mensubu olmayanların TBMM’de görev yapması da züldür, maşeri vicdana darbedir.

Hem devletimizden maaş alacaklar, hem Hazine yardımlarını Kandil’e göndermek amacıyla ceplerine indirecekler, hem de devlete ve millete iftiralar atıp güvenlik görevlilerimize fiili ve fiziki saldırıda bulunacaklar, böylesi bir şerefsizliğe, böylesi bir küstahlığa dünyanın hangi medeni ülkesi ruhsat verecektir?

İstanbul Kadıköy’de polise el kaldıran, diğer yandan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde izinsiz şekilde pankart asmaya teşebbüs ederken polislerimize saldıran milletvekili müsveddelerinin TBMM’de yeri olamaz, bu kutlu çatı altında kanun kaçaklarına, vatan hainlerine göz yumulamaz.

Dokunulmazlığı süratle kaldırılmalı, mahkemenin önüne çıkmaları sağlanmalıdır

Bunların dokunulmazlığı süratle kaldırılmalı, mahkemenin önüne çıkmaları sağlanmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi bu uğurda atılacak her adıma sonuna kadar destek olacaktır.

HDP’nin kapatılması Anayasa Mahkemesi’nin adalete, tarihe, millete, şehitlere ihmali mümkün olmayan bir görevidir.

Teröristlerin namlusundan çıkan kurşun neyse, sözde milletvekillerinin saldırganlığı ve attıkları yumruklar aynısıdır.

Türk milleti bu kenelere, bu terörist uzantılarına daha fazla sabır ve tahammül gösteremez.

Sayın Kılıçdaroğlu, bu vahim manzara karşısında hala çıtın çıkmıyor, bir şey demiyorsun, diyemiyorsun.

Bu sessizliğini neye yoralım? Bu tepkisizliğini nasıl değerlendirelim?

Polise yumruk atan soysuzun yanında mısın? Karşısında mısın? Açıkla da duyalım.

Sözde Kürdistan çığlığı atan namertlere, vahşetin elebaşlarına itiraz edecek misin? Bunu ne zaman yapacaksın? Yoksa sükût ikrardan gelir diyerek zımnen onay mı vereceksin? Haydi konuş da bilelim.

Şımarttığın, masa altına saklayıp pışpışladığın bölücüler Türkiye’ye ve Türk milletine zalimlerin tazyik ve telkiniyle kafa tutuyor, susmaya, sinmeye, silik bir gölge gibi hadiseleri izlemeye devam mı edeceksin?

Kadıköy’de polise yumruk atan çürümüşün arkasında duran CHP yönetimi

Kadıköy’de polise yumruk atan çürümüşün arkasında duran, arkasından gelen bellidir ve bugünkü CHP yönetimidir.

Kılıçdaroğlu’nun, “CHP eski CHP değildir”, açıklaması boş yere söylenmemiştir.

Eski CHP, yerini yenisine değil, Kandil’in ve zalimlerin kontrolüne resmen girmiş, iradesi zincire vurulmuş CHP yönetimine zoraki şekilde devretmiştir.

Nitekim CHP işgal ve iğfal edilmiştir.

CHP yönetimi ele geçirilmiş, kaynağından bütünüyle uzaklaşmıştır.

Kılıçdaroğlu 12 Haziran’da şehitlerimizle ilgili taziye mesajı yayımlamış.

Bu mesajda terör örgütüne tek bir atıf yok, tek bir kınama ibaresi yok, katil kim, şehitlerimize saldıranlar kimler hiç belli değil.

Sayın Kılıçdaroğlu, PKK’yı terör örgütü olarak görüyor musun? Görmüyor musun? Terörle mücadelenin safında mısın? Değil misin? Bu soruları açıklığa kavuşturman, eğmeden, bükmeden, kaçak güreşmeden cevap vermen milletimizin en doğal ve haklı beklentisidir.

Bilmelisin ki, ihanete tavır alamayan, ihanetin tarafındadır.

Cinayete tepki koyamayan, canilerin koynundadır.

CHP yönetimi tarihi bir imtihanın ortasındadır.

Deyim yerindeyse Sırat Köprüsü’ndedir.

Durduğu yeri göstermek, kimin safında yer aldığını berraklaştırmak zorundadır.

Kılıçdaroğlu ve zillet partileri masa altlarının izbeliklerinde kaybettikleri itibar ve saygınlıklarını, aydınlık diye sokak lambalarının önünde arayacak kadar şaşkın ve şuursuzdur.

Zillet ittifakı rotasızdır, ruhunu ve siyasi onurunu kiraya vermiştir.

Zillet ittifakının ıslah olmaz üyesi Serok Ahmet’in, Diyarbakır’da düzenlenen “Demokratik Geleceğimizin İnşası: Kürt Meselesi” çalıştayında yaptığı konuşma, bu çalıştaya PKK’lıların ve FETÖ’cülerin aleni katılımı bölücü bir provokasyondur.

Serok artık kartını açık oynamaktadır

Serok artık kartını açık oynamaktadır.

Ve PKK tezlerini savunacak kadar çukurlaşmıştır.

Serok Ahmet, Türkiye’nin başına sarılmış beladır, kumanda edilen mandacıdır, geçmişi ve geleceğiyle siyasi kundakçıdır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Devlet Bahçeli Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi: Meteoroloji uyardı, hiçbir önlem alınmadı!

HIZLI YORUM YAP