Özgür Özel Manisa İl Kongresi konuşması

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı, Genel Başkan Adayı Özgür Özel, Manisa İl Kongresinde konuştu. Özgür Özel Manisa İl Kongresi konuşması

Partimize, ülkemize hitap ettik

Orbit - CHP'li Özgür Özel yaptığı konuşmada, “Yaşanan süreç, partinin hiçbir şey yokmuş gibi davranmasına, bu davranış biçimi de seçmende büyük bir duygusal kopuşa sebebiyet verdi. Eğer biz sağlıklı bir itirazı, sağlıklı bir özeleştiriyi, yeni bir yol yürüyüşünü sağlayamazsak, önümüzdeki süreçte yerel seçimlerde büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız” dedi. Özel, “Sizinle birlikte bu partiyi ayağa kaldıracağıma, ben başaracağıma, başaracağımıza sonuna kadar inanıyorum” ifadesini kullandı. Özel, Manisa İl Kongresinde yaptığı konuşmada, “Bu kürsülere çok çıktık, Meclis kürsüsünü en çok kullanan milletvekiliyim. Türkiye’nin dört bir yanında 81 ilden yetişebildiklerimde sürekli elimizde mikrofon, partimize, ülkemize hitap ettik. Geçtiğimiz hafta İzmir’de, ardından Konya’da, Karaman’da, dün Mersin’de başka bir iddiayla, yeni bir sıfatla büyük bir heyecanla konuştum. Burada Manisa’da kendi evimde tuttuğum şu mikrofonun heyecanı hepsinden fazla” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:

BİR GENCE SAHİP ÇIKTINIZ

“2009 yılında Manisa’da belediye başkan adayımızın geçirdiği sağlık sorunu nedeniyle, kısa bir dönem bir belediye başkan adaylığı yaptım. Başaramadık ama bayrağı yere düşürmedik. 2011 yılında Türk Eczacıları Birliği’nde genel sekreterlik görevindeydim. Manisa’da Eczacı Odası Başkanlığında yaptığım işler, beni Ankara’ya taşımıştı. Ankara’da Ethem Sancak’ın zincir eczanelerle ekmeğimizi elimizden çalmasına karşı büyük bir mücadele verdik. İlaç sanayimizin eczacıları yok etmesine karşı, Türkiye meslek örgütleri tarihinin en büyük mitingini ve eylemleri yaparak büyük bir hak mücadelesi verdik. Genel Başkanın çağrısıyla 2011 yılında milletvekili adayı oldum. 2011-2015 arasını hep birlikte yaşadık. Manisamızın tüm beldelerinde, köylerinde omuz omuza koşturduk. Türkiye’deki cezaevi komisyonu raporlarımızla ülke gündeminde yer aldık. Yüreğimizi yakan o büyük Soma travmasına, ortaya çıkmadan önce dikkat çekmeye çalıştık. Sonrasında davayı aralıksız takip ettik. 2014, bir kez daha yerel seçim geldi. İtirazlarıma, çekincelerime rağmen verilen görevi üstlendim. Birlikte o süreci, nasıl bir mücadele verdiğimizi, nasıl anket manipülasyonlarıyla mücadele ettiğimizi biliyorsunuz. 2015 seçimleri öncesinde ön seçimlere girdim, kullanılan 13 bin oyun 11 bin 650’sini alarak yüzde 87 ile tüm zamanların Türkiye rekorunu ben kırmadım, bir gence sahip çıkarak o rekoru sizler kırdınız.

YAPILMAYAN ÖN SEÇİMLERİN FAİLİ DEĞİL MAĞDURUYUM

Yani Özgür Özel’in hikayesi nereden başlıyor derseniz, evet gencecik bir eczacıyken Barış Eczanesinden başlar, Türk Eczacıları Birliğinden başlar, ama Özgür Özel’in hikayesi Manisa Cumhuriyet Halk Partisi üyelerinin ona sahip çıkmasıyla, arkasında durmasıyla başlar. Zaman zaman partide üstlendiğim görevden dolayı, ön seçimin yapılmamasından dolayı sorumlu tutulduğum oldu, ön seçim beklentisi olup da bu beklenti gerçekleşmediği için buna üzen, kızan herkesi tüm kalbimle anlıyorum. Büyük bir samimiyetle söylüyorum ki yapılmayan ön seçimlerin bu kardeşiniz faili değil, mağdurudur arkadaşlar. Ön seçimden taviz vermemeliyiz.

GÖREVİMİ YAPARKEN SİZİN YÜZÜNÜZÜ ÖNE EĞDİRMEDİM

Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin Grup Başkanvekiliydim. MYK toplantılarına katılıyorum, eleştirilerimi dile getiriyorum. Oy hakkım yok. İçeride en çok itiraz eden, eleştiren, dışarı çıkıldığında görevini yapması gereken bir pozisyondayım. Ben partinin yasama kanadında, meclisteyim. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin Grup Başkanvekilliğini yaparken, ben kendi görevimi yaparken, partimi, grubumu ve üyelerimin yüzünü hiç öne eğdirmedim. Ben sizi utandırdım mı? Ben Süleyman Soylu’ya karşı Hulusi Akar’a karşı, Binali Yıldırım’a karşı, Tayyip Erdoğan’a karşı sizin yüzünüzü hiç öne eğdirmedim.

SAĞLIKLI BİR İTİRAZI, ÖZELEŞTİRİYİ SAĞLAYAMAZSAK BÜYÜK BİR TEHLİKEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Ben, 2019 seçimlerinden sonra Türkiye’nin dört bir yanında bu seçimlerin en önemli, en kritik, en hayati seçim olduğuna kendim inandım, herkesi inandırmaya çalıştım. Büyük mücadele verdim. 14 Mayıs’ta büyük şoku, şahdamarımızda hissettik. Referandum, Ekmeleddin İhsanoğlu, Muharrem İnce seçimlerinde olduğu gibi sonuç yüzde 52-yüzde 48 dengesini maalesef değiştirmedi. Bu bizim bir sorgulamaya, bir yeniden düşünmeye, yeni bir yol bulmaya ve tartışmaya ihtiyacımızı ortaya çıkardı. 28 Mayıs günü ne kolumu kaldırmaya, ne genel başkan adayı olmaya ne de böyle bir yola çıkmaya takatim yoktu. Yaşanan süreç, partinin hiçbir şey yokmuş gibi davranmasına, bu davranış biçimi de seçmende büyük bir duygusal kopuşa sebebiyet verdi. Eğer biz sağlıklı bir itirazı, sağlıklı bir özeleştiriyi, yeni bir yol yürüyüşünü sağlayamazsak, önümüzdeki süreçte yerel seçimlerde büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız.

ATATÜRK’ÜN İZİNDE GENÇ KADROLAR

Dünyadaki bütün diktatörler seçime katılım oranının muhalefetteki düşüşünden beslenirler. Sizin omzunuz düştüyse, beyefendinin yüzü gülmeye başlar. Çünkü biz enerjimizi kaybedersek, seçmen siyasi partilerden, muhalefetten, siyasetten umudunu keser ve sandıktan uzaklaşır. Bu tehlikeye karşı bir itiraz ve yeni bir yol yürüyüşe ihtiyacımız vardır. Ben şunu söyledim: Kaybeden takımda santrfor olarak oynayacağıma, kazanacak takımda her mevkiye talibim. Burası benim evim, Manisa. Burada hangi görüşten olursa olsun bütün delegelerimizin gözlerinin içine bakarak diyorum ki, diyorsanız ki, ‘Özgür, biz sana inanıyoruz, güveniyoruz, geç takımın başına.’ Ben bu takımı şampiyon yaparım arkadaşlar, şampiyon yaparım. Nasıl yaparsın? Önce bir iddia koymak lazım. Değişimin altını doldurmak lazım. Bu elimde tutum belgemiz var. Tutum belgemizi teker teker tüm delegelerimize, üyelerimize ulaştırmaya çalışıyoruz. Tutum belgemizin özü şudur: Bir kişinin hareketi değildir, bu bir ilk adımdır ama bir birikimin sonucudur, bu bir ilk adımdır ama bir gelecek vizyonunun özetidir. Dünyaya bakar. Türkiye’nin geçmişine bakar. Bir hedefi vardır, hedefi bundan sonraki süreçte üzerindeki altıoku tarihsel haklılığıyla sahiplenen, olgusal gerçekliğiyle kabullenen, günün şartlarına uygun olarak aşındırmadan geliştirmektir. Yolculuğunu altıokun ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde sürdürmeye andiçmiş genç kadroların tutum belgesidir.

TÜRKİYE’DE BİZE DAYATILAN SİYASETE İTİRAZ EDİYORUZ

Cumhuriyet Halk Partisi, kurucu iradenin partisi, kurucu kadroların ve ona hayranlık ve minnet duyanların partisi. Bundan sonraki süreçte şöyle bir siyaseti izlememek durumundadır. Bizim oyumuz yüzde 25. Tepemizde görünmez bir cam tavan var. Zıplamayalım nasıl olsa aşamıyoruz. O zaman sağdan, daha sağdan, yine sağdan desteklerle, onlara açılarak, oradan danışmanlarla, onlara ait söylemlerle büyümeye çalışmak yerine, yüzde 48’i 50+1 yapmak için ittifaklara mecburiyetten seçimin ertesi gününden itibaren duracağı yeri başkasına göre tarif etmek yerine, kendi pozisyonunu doğru tarif eden ilkeli, özgüvenli ve cesaretli bir siyaset için yola çıkmış durumdayız. Peki bunu yaparken, Türkiye’de bize dayatılan siyasete itiraz ediyoruz.

BAŞARACAĞIMIZA SONUNA KADAR İNANIYORUM

Sizin evladınız bu yola çıktı, bu yolculuğa çıktı. Bu evladınıza ‘Özgür, arkandayız’ diyorsanız, ben yola çıkıyorum. Ben sizi seviyorum, size güveniyorum, size inanıyorum. Sizinle birlikte bu partiyi ayağa kaldıracağıma, ben başaracağıma, başaracağımıza sonuna kadar inanıyorum.”