Karagöz hacivat sanatçıcı kuklacı Metin Özlen 82 yaşında öldü

Karagöz sanatçısı kuklacı Metin Özlen 82 yaşında tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Acı haberi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca duyurdu. Karagöz sanatçısı Metin Özlen'in vefat haberini sosyal medya üzerinden duyurdu. Sanatçı Metin Özlen, tedavi gördüğü Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 82 yaşında hayatını kaybetti. İşte ayrıntılar... Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, karagöz sanatçısı Metin Özlen'in tedavi gördüğü Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde vefat ettiğini bildirdi.

Kuklacı Metin Özlen 82 Yaşındaydı

Usta kuklacı Metin Özlen, 82 yaşında hayatını kaybetti.

ACI HABERİ BAKAN KOCA DUYURDU

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Karagöz sanatçısı Metin Özlen, yoğun bakımda tedavi gördüğü Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanemizde 82 yaşında hayata veda etti. Hayal perdesinden ebedi aleme göçtü. Kendisine Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum." ifadelerini kullandı.

METİN ÖZLEN KİMDİR? NERELİDİR NEREDE DOĞDU?

1940 İstanbul doğumlu olan Metin Özlen (Hayali Safderi), yaklaşık 60 yıldır uğraştığı Karagöz sanatını dedesi Hayali Hayri Bey'den öğrenmiştir. Tasvir yapım tekniği ile beğeni kazanan sanatçı, klasik oyunları oynatmadaki başarısı ile de tanınmaktadır. Klasik oyunlardan, kaybolmaya yüz tutmuş olan "Ferhat ile Şirin" ve'Leyla ile Mecnun' isimli oyunları yeniden hayal perdesine taşımıştır. Bu sanat dalına yaptığı katkılardan dolayı, birçok ödül almış, sanatını yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda gösteri ile sergilemiştir.

Metin Özlen: Kuklacı yetişmiyor

Türkiye'nin önde gelen hayalilerinden (Karagözcü) Metin Özlen, Karagöz oyununun milli bir sanat olduğunu söyledi. Bu sanatın yaşaması için yeni ustaların yetişmesi gerektiğini ifade eden Özlen, ''Biz buna sahip çıkmaz, bizden sonraki nesiller de sahip çıkmazsa başkaları alır, kendilerine mal ederler'' dedi. Karagöz oyununun, çok kısa zamanda öğrenilemeyeceğine işaret eden Özlen, ''Çok teferruatlı bir sanat. Tasvir yapımının ayrı, gösteri yapılmasının ayrı, musikisinin ayrı, yazarlığının ayrı şekilde değerlendirilerek ele alınması lazım. Türkiye'de gerçek değerde bu sanatı temsil edecek en fazla 6-7 kişi bulunuyor'' diye konuştu.

'Kuklacılık sanatı bu duruma mı düşecekti?'

Son yıllarda revaçta olduğu için özellikle ramazan aylarında belediyelerin iyi araştırma yapmadan, önüne gelene Karagöz oynattığını ileri süren Özlen, şunları söyledi: ''Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliğine (UNIMA) üye oluyor, üyelik kartını gösterip, 'Karagöz oynatırım, orta oyunu yaparım' diyorlar. İş veren bunu düşünmez. Mesela büyük bir markette üzülerek söylüyorum, portakal sandıklarının arasına perde kuruyor, Karagöz oynattığını zannediyorlar. Bu sanat bu duruma mı düşecekti?''

'Karagöz'ü ele ayağa düşürdüler'

Osmanlı döneminde de iki tür sanatçı olduğunu belirten Özlen, şöyle devam etti: ''Bir padişah ve paşa huzurunda oynatılan 'Huzur Karagözü' oynatan usta sanatçılar, bir de köşebaşı oyuncuları vardı. Bugün Karagöz'ü yavaş yavaş köşe başlarına düşürdüler. Onun için her işin başı eğitim. Eğitimle yetişen sanatçıların ileride konservatuvarlara girip, resim ve müzik gibi eğitimler almaları ve memlekete yarar sağlayabilmeleri için de bunların manevi olduğu kadar, madden de garanti altında olması lazım. Maneviyat var ama maddiyat olmadığı takdirde kimse bu sanata meyletmez. Etmeyince de bu sanat, alelade insanların elinde kalır. Arasanız 200 tane de hayali vardır ama kalite yoktur. Kalite olmayınca da millet, yavaş yavaş bu sanattan uzaklaşıyor.''

'İki hazine: Gölge ve Orta Oyunu'

UNIMA Türkiye Milli Merkezi Üyesi Mustafa Mutlu da nüfusu Türkiye'ye göre daha az olan bazı ülkelerde bile 300-400 kukla ustası bulunduğuna dikkati çekti. Karagöz'ün yaşaması için büyük firmalara sponsor olmaları çağrısında bulunan Mutlu, ''Türk operası ve konservatuvarının kurucusu sayılan Carl Ebert, 'İki hazineniz var. Bir karagözünüz, iki orta oyununuz' demiş. Eğer bunlar ihmal edilirse çok yazık olur'' dedi. Güzel sanatlar liseleri ve konservatuvarlarda Karagöz gölge oyunu eğitimi verilmesi gerektiğini ifade eden Mutlu, ''Nasıl iyi enstrüman çalan konservatuvara gidiyorsa, iyi bir Karagözcü de tiyatro bölümünde tahsil görecek, bu işe adım atacak. Böylece Karagöz sanatı, toplumun her kesimine yayılmış olacak'' diye konuştu. Karagöz'ün, eğlence yönünün yanı sıra eğitim yönünün de bulunduğuna değinen Mutlu, harfleri ve sayıları öğretmede, çevre, trafik ve sağlık eğitimlerinde, Karagöz'den yararlanılabileceğini dile getirdi.

'Kamu el atmalı'

Karagöz oyununun konservatuvarda ek bölüm olarak yer alması gerektiğini ifade eden Hayali Nevzat Çiftçi ise şöyle konuştu: ''Bu işe biraz da hem özel hem kamu kuruluşlarının el atması gerekiyor. Bir nevi 'Karagöz açılımı' da bekliyoruz. Açılırsa, bunun arkası gelir. Tiyatro ve sahne sanatlarında bir ayağımız Karagöz'dür. Oradan ayağımızı çektik mi tek ayak üzerinde ve dengede değiliz demektir.''

Karagöz Hacivat nedir?

Karagöz ve Hacivat hakkında en bilinen rivayete göre, Sultan Orhan döneminde, Bursa'daki bir cami inşaatında çalışan demirci ustası Kambur Bali Çelebi (Karagöz) ile duvarcı ustası Halil Hacı İvaz (Hacivat) arasında geçen nükteli konuşmaları dinlemek isteyen işçiler, işi gücü bırakıp onların etrafında toplanır. İşçilerin bu davranışı yüzünden, inşaat yavaş ilerler. Bu durumu öğrenen padişah, her ikisini de idam ettirir (Bir başka rivayete göre ise Karagöz idam edilir, ancak Hacivat hacca giderken yolda ölür). Daha sonra yaptığından çok pişman olan padişahı teselli etmek isteyen Şeyh Küşteri, başından beyaz sarığını çıkarıp gerer ve arkasına bir ışık yakarak ayağından çıkardığı çarıklar ile Karagöz ve Hacivat'ın tasvirlerini canlandırıp, nükteli konuşmalarını tekrar eder.

Metin Özlen kuklacılığı anlattı

‘13. Uluslararası Bursa Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları’, Türk kültürünün en önemli köşe taşlarından olan gölge oyunu ile Karagöz ve Hacivat’ı seminer ve gösterilerle Bursalılara tanıtmaya devam ediyor.

Karagöz ve Hacivat, kültürümüz açısından önemli değerler

Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen festival kapsamında gölge oyunu ustası, hayali Metin Özlen’in semineri, Bursa Kent Müzesi’nde gerçekleştirildi. UNESCO tarafından ‘Türkiye’nin Somut Olmayan Kültürel Mirası’ olarak kabul edilen Karagöz’ün kültür hazineleri arasında belirlenen ve envantere alınan Özlen, sanatseverlere ‘Gölge Oyunu’ ile ‘Hacivat ve Karagöz’ün geçmişten günümüze geçen sürecini anlatarak, detaylı bilgiler verdi. Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunları Birliği (UNIMA) tarafından, gölge oyunu sanatına katkılarından dolayı üstün hizmet madalyası verilen Özlen, “Karagöz ve Hacivat, kültürümüz açısından önemli değerlerdir. Ancak birçok sebepten dolayı bu sanat yeterince ilgi göremiyor. Bu önemli mirasa sahip çıkmalıyız” diye konuştu. Herkesin bu noktada sorumlu ve bilinçli davranması gerektiğini ifade eden Özlen, gölge oyununun temel bölümlerini ve oyunda kullanılan tasvirlerin özelliklerini de katılımcılara anlattı.