Cüneyt Özdemir’i isyan ettirmişti! Akın akın Türkiye’ye geliyorlar

Gazeteci Cüneyt Özdemir Amerika Birleşik Devletleri’nde tedavi için gittiği hastanede 4 ay sonrasına randevu vermesine isyan etmişti. Özdemir, daha sonra tedavi için Türkiye’ye gelerek tedavisini 15 gün içinde yaptırdığını dile getirerek Türkiye’deki sağlık sistemini övmüştü. Olayı Youtube kanalı üzerinden takipçileriyle paylaşan Özdemir, sosyal medya üzerinden linçe uğramıştı. Bu olay Türkiye’deki sağlık turizminin son durumunu akıllara getirdi.

TÜRKİYE 5. SIRADA YER ALIYOR

Sağlık turizminde Türkiye, ABD, Almanya, Tayland ve Hindistan’dan sonra 5. sırada yer alıyor. Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı, medikal turizmi geliştirmek için Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulmuş ve çalışmalarına da tüm hızıyla devam ediyor. AK Parti döneminde projelendirilen ve hayata geçirilen şehir hastaneleri de sağlık turizmi için uygun altyapılı kamu hastanesi eksiğini kapatma yolunda önemli bir etki yapıyor.

CÜNEYT ÖZDEMİR NE DEMİŞTİ

Yurt dışında tedavi olmak için bir hastaneye giden Cüneyt Özdemir'in, "Tedavi için bana 4 ay sonraya gün verdiler, ki sağlık sigortamız olmasına rağmen. Yine bana diyeceksiniz ki 'Cüneyt yandaşa bağladı' ama pek çok insan daha basit ve kolay olduğu için Türkiye'ye gitmeyi tercih ediyor." ifadelerini kullandığı video sosyal medyada gündem oldu.

SAYI 648 BİNE YAKLAŞTI

Hal böyleyken Türkiye’ye tedavi olmak için gelen hastaların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Sağlık Bakanlığı’nın son verilerine göre, sağlık turizmi kapsamında 2016 yılında 331 bin 724 kişi Türkiye’yi ziyaret ederken bu sayı 2018 yılında 553 bin 527, 2019 yılı ilk 10 ayda ise 647bin 500’e ulaştı. Özellikle Balkanlar, Türki cumhuriyetler ve Orta Doğu’dan hasta Türkiye’yi ziyaret eden hastalar sadece basit hastalıkların tedavisi için değil kanser gibi ciddi hastalıkların tedavisi için de Türkiye’yi tercih ediyor. 

100 MİLYAR DOLARLIK PAZAR

Dünyada 10 milyondan fazla insanın tıbbi sebeplerle seyahat ettiği ve yaklaşık 100 milyar dolarlık cironun elde edildiği bu dönemde, Haber7.com olarak ülkemize sağlık turizmi için gelmiş, tedavisi devam eden uluslararası hastalarla konuştuk ve görüşlerini aldık. Aynı zamanda Kardiyolog Prof. Dr. Bilal Boztosun, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Dilek Ünal ve Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Semih Ayanoğlu ile sağlık turizmi için gelen hastaların durumları, çalıştıkları kurumun koşulları, verilen hizmetlerin kalitesi üzerine röportajlar gerçekleştirdik.

HER ŞEY NORMAL ÇÜNKÜ TÜRKİYE’YE GİTTİM

Sağlık turizmi alanında diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin inanılmaz seviyelerde olduğuna belirten Kardiyalog Prof. Dr. Bilal Boztosun, “İnsanların Türkiye’de belki biraz sıkıntı yaşadığı şehir hastanelerinin özellikle Avrupa’nın üst düzey ülkelerinde olmadığını görüyorsunuz. Altyapı ve teknik imkânlara baktığınızda, bazen Almanya’ya veya başka bir ülkeye gidiyorsunuz, “Bizim ülkemizdeki imkânlarla buradakiler kıyaslanamaz” diyorsunuz. Yani o kadar üst seviyede” dedi. Avrupa ülkelerinde yaşanan sıkıntılara değinen Boztosun, “Geçenlerde, Hollanda’dan Türk bir hasta göğüs ağrısıyla doktora gidiyor, 3 ay sonrasına gün veriyorlar. Hani internetten, televizyondan biliyorsunuzdur, Cüneyt Özdemir ile ilgili bir şey olmuştu. Ondan 2-3 ay önce bu başımıza geldi. Hasta göğüs ağrısıyla ilk gittiğinde önce ilaç yazıyorlar, bir kardiyoloğa ulaşması ancak 3 ay sonra. Ondan sonra hasta Türkiye’ye geldi, biz anjiyosunu yaptık, stentini taktık. 3 ay sonra muayene zamanı geldiğinde doktor diyor ki, “Senin her şeyin normal.” “Evet her şeyim normal çünkü Türkiye’ye gittim bana stent taktılar” diyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’ye Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Irak, Suriye, Libya, Fas, Tunus, Cezayir ve Mısır’dan hastalar geldiği bilgisini veren Boztosun, “Çok yetişmiş insan gücü aynı zamanda teknoloji ile buluşuyor. Hasta geldiği zaman en iyisi neyse onu yapıyoruz. Hasta için en uygunu cerrahi işlemse cerrahi, stent balon uygunsa stent balon. “Ben en iyisini yaparım” değil, hasta için en iyisi neyse onu yapmaya çalışıyoruz” dedi.

KENDİ ÜLKELERİNDEYMİŞ GİBİ HİZMET VERİYORUZ

Sağlık hizmetlerine ulaşamayan ülkelerden gelen hastalarına sanki kendi ülkelerindeymiş gibi hizmet verdiklerini aktaran Radyasyon Onkoloji Bölümünden Doç. Dr. Dilek Ünal, “Hastalarımız çok memnunlar. Kendilerini burada evlerinde hissediyorlar. Çünkü biz inanıyoruz ki dilin, dinin hiçbir önemi yok. Hastalara dokunmakla, gözle, temasla bunu ne kadar geçirebiliyorsanız, yani bu hissi ne kadar iyi verebiliyorsanız onlar kendilerini o kadar rahat hissediyorlar, şikâyetlerini o kadar iyi anlatabiliyorlar. Siz de o kadar iyi hizmet verebiliyorsunuz” dedi. Hastaların bir kısmının ülkelerinde hiçbir şekilde sağlık hizmeti verilemeyen, teknolojik donanımları olmayan ülkelerden geldiği bilgisin paylaşan Doç. Dr. Ünal, “Buradaki hizmet kalitesini internetten ya da basından takip ederek, yakınları, arkadaşları burada tedavi olmuş insanlar buraya geliyor. Ülkelerinden geldikten sonra çok hızlı bir şekilde tedavileri başlıyor, hastaları günler içerisinde tedavi ediyoruz. Hızlı bir şekilde tedavilerini tamamlayıp ülkelerine geri gönderiyoruz” şeklinde konuştu. Ünal, tedaviden sonra hasta takibinin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Çoğu hastamızda mail yoluyla yazışıyoruz. Nasıl olduklarını, şikâyetlerini bize anlatıyorlar. Biz onlara mail yoluyla dönüyoruz. Yapmaları gerekeni söylüyoruz. Gelmeleri gerekiyorsa tekrar davet ediyoruz” ifadelerini sözlerine ekledi.

ÖZELLİKLE SAVAŞ OLAN ÜLKELERDEN HASTALARI TEDAVİ EDİYORUZ

Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı doç. Dr. Semih Ayanoğlu ise, “Spor yaralanmaları sıklıkla karşımıza çıkıyor. Diz, omuz, ayak bileği, büyük eklemlerdeki spor yaralanmalarına bağlı olarak kıkırdak sorunlarının tedavi edilmesi ve özellikle dizde ön çapraz bağ kopukluğuna bağlı olarak bağ tamirlerinin yapılması sık uğraştığımız hastalık grupları içerisinde yer almakta. Ortopedinin her alt branşıyla ilgili hasta gruplarımız var. Bunların içerisinde yoğunluğu oluşturan, özellikle Libya’dan ya da savaş olan ülkelerden, o bölgede tedavisi yapılmış ama başarılı olamamış ya da daha kompleks hale gelmiş savaş yaralanmalarını tedavi ediyoruz. Balkanlardan özellikle kas iskelet sistemi muskuloskeletal bölgedeki kanser hastalarının tedavisini yapıyoruz. Tümör protezleri yapıyoruz. Kemik kanserleri içerisinde çocukluk döneminde en sık gözüken osteosarkom, Ewing sarkomu gibi yaşamı oldukça tehdit eden, sadece ortopedi değil, onkoloji ile ortak çalışmamızla multidisipliner olarak tedavi ettiğimiz hastalarımız var. Bu hastaların öncelikle kemoterapisi yapılıyor, daha sonra bizler onların kas iskelet sistemindeki tümörlü dokunun çıkarılması ve protez uygulamalarını gerçekleştiriyoruz” dedi.

TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ BİR AVANTAJI VAR

Türkiye’nin sağlık turizminde konum olarak avantajına dikkat çeken Medipol Mega Üniversite Hastanesi Balkan Ülkeleri Sorumlusu Mehmet Alioğlu, “Aslında ülkemiz şu an dünyada dinamik olarak 3. sırada hizmet veren bir ülke. Kurumumuz da bu anlamda ülkemize ve sağlık turizmine çok katkıda bulunan bir kurum. Hastalarımızın bizi tercih etmelerinin sebebinin başında ülkenin coğrafi konumu ve fiyat politikasının etkili olmasıdır” dedi. Dünyanın her bölge ve ülkesinden hasta kabulümüz ettiklerini belirten Alioğlu, “Balkan hastalarının ülkemizi tercih etmelerinin sebebi, Türkiye’ye olan sempatileri, Türkiye’deki teknolojik gelişmeleri bilmeleri, ülkelerinde bulunmayan tedavi şekillerini Türkiye’de bulabilmeleri. Birçok hasta tedavilerine ilk olarak kendi ülkelerinde başlıyorlar ancak sonuca varamıyorlar. Dolayısıyla hastalar dünyada nereye gidebiliriz, bu tedavi en iyi nerede yapılır diye arayış içine giriyorlar. Böylece kendilerine en yakın Türkiye’yi buluyorlar” şeklinde konuştu.

AVRUPA ÜLKELERİ 4 KATI FİYAT VERİYORLAR

Hastaların çoğunlukla temel branşların içerisinde onkoloji ve kendi ülkelerinde zorlukla başarılabilen birçok ameliyat için Türkiye’yi ziyaret ettiklerini dile getiren Alioğlu, “İnsanların ulaşımının kolay olduğu bir ülke olması, coğrafi konumunun, birçok ülkeye nazaran daha uygun olması. Fiyat politikasının burada çok büyük bir payı var. Avrupa ve birçok gelişme ülkede aynı boyutta işlemi biz daha uygun fiyata yapıyoruz. Bahsettiğim ülkeler Türkiye’ye göre 3-4 kat fiyat verebiliyorlar. O yüzden hastalar ülkemiz güvenli olduğu ve fiyatlar da uygun olduğu için ülkemizi tercih ediyorlar” dedi.

Sağlık turizminin ülke ekonomisine büyük katkısı olduğunu söyleyen Mehmet Alioğlu, “Döviz girdisinin temel araçlarından biri sağlık turizmi. Sağlık turizmi birçok yatırımcıyı canlandıran döviz girdisinin bir kaynağı olarak görülüyor. Rakamlar araştırıldığında, ilgili mercilerden öğrenilebilir. Ama kesinlikle ülke ekonomisine iyi bir katkısı olduğunu söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.

Mehmet Alioğlu, şöyle devam etti:

Neredeyse bütün branşlarda en üst seviyede hizmet veriyoruz. Çok nadir olarak belki de Avrupa’da ya da çok gelişmiş ülkelerde dahi yapılamayan işlemleri normal olarak biz de bazen yapamayabiliyoruz ama onların sayısı belki de yüzde 1’in üzerine geçmez. Genel itibariyle bütün branşlarda hizmet veriyoruz.

30 DİLDE HİZMET VERİLİYOR

Kurumlarının tam teşekkülle olduğunu ve bütün sağlık hizmetlerini verebildiğini belirten Afrika Kıtası’nın genelinden hastaların kurumlarını tercih ettiklerini belirten Medipol Mega Üniversite Hastanesi Afrika Bölge Sorumlusu Hadjer Bouchelıt, “Hastanemizi Libya, Cezayir, Sudan, Mısır, Fas, Tunus, Kongo, Nijerya, Mali, Cibuti, Somali, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Fildişi Sahili’nden hastalar tercih ediyor. Hastaların mail yoluyla ya da referans alarak da kendilerini ulaşabildiğini ifade eden Bouchelıt, “Hastaların taleplerine göre randevu, tıbbi görüş ya da ameliyat için fiyat gibi şeyleri biz planlıyoruz ve hastalara sunuyoruz. Yani bütün organizasyonu biz yapıyoruz. Hastaların havalimanında karşılanması, randevuların ayarlanması, tercümanın verilmesi gibi her şeyi biz ayarlıyoruz. 100’ün üzerinde tercümanımız var. 30 dilde hizmet veriyoruz. Geçen sene 115 ülkeden 30 bin hasta aldık ve sağlık hizmeti verdik” dedi.

ÜLKEMDE HİÇBİR SONUÇ ALAMADIM

Arnavutluk’tan Türkiye’ye tedavi için gelen Bollaza Dermatitis hastası Ferit Disha, “Çare aramaya gittiğim yerde, bir arkadaş vasıtasıyla duydum, bizi buraya yönlendirdiler. Geldiğimden beri çok memnunum. Ülkemde de aynı şekilde tedavi gördüm ama hiçbir sonuç alamadım. Buraya geldiğimden beri bayağı bir ilerleme var. Şu anda kendimi çok iyi hissediyorum” dedi.

TÜRKİYE’DE DAHA İYİ UZMANLAR OLDUĞUNU SÖYLEDİLER

Doktor tavsiyesi ile Türkiye’ye geldiğini aktaran prostat kanseri hastası Rus Oleksandr Neshchetinyi, “Bana ağır hastaları tedavi ettiklerini, cihazların iyi olduğunu, Türkiye’de bu konuda daha iyi uzmanların olduğunu söylediler. Bunun üzerine Türkiye’ye geldim. Burada bizi çok sıcak karşıladılar. Kalmak için de çok iyi şartlarda yerlere yönlendirdiler. Tedavi eden doktorumuz da çok iyi, çok memnun kaldık. Diğer elemanlardan ve ekipmanlardan da çok memnun kaldım. Çok teşekkür ediyorum. 3 yıl önce de Türkiye’ye dinlenmek için gelmiştim ve çok memnun kalmıştım. Doktorum Türkiye’de tedavi olmayı tavsiye edince de seve seve geldim” ifadelerini kullandı.

"VERDİKLERİ GÜVEN SAYESİNDE HALA BURADAYIM"

Kanser hastası Iraklı Mustafa Shamil Abdulhameed Almuslrhi ise hislerini şu şekilde ifade etti:

Türkiye’ye geldiğimde "Nasıl tedavi olacağım, nasıl karşılanacağım" gibi bazı hislerim vardı. Çok şükür buraya geldiğimde arkadaşlar çok güler yüzlüydü. Hastane de öyleydi, karşılamalar çok güzel oldu. Tedaviyi yapan doktorların hastaya karşı güler yüzlü olmaları, verdikleri güven sayesinde hala buradayım. Burada tedavime devam ediyorum. Çok şükür her şey yolunda”

Diş tedavisi için Türkiye gelen Libya vatandaşı Abdulbaset H. Ahmad da “Her anlamda hizmet çok iyi. Profesyonel ekipler var. Her şeyden memnun kaldım. Genel olarak hocalardan, her şeyden çok memnun kaldım” dedi.

USHAS NEDİR?

Türkiye'nin sağlık hizmeti alanındaki yüksek potansiyelini ve rekabet gücünü değerlendirerek sağlık turizminden döviz geliri sağlamak amacıyla ülkede sunulan hizmetlerin tanıtımını yapmak, kamu ve özel sektörün sağlık turizmine yönelik faaliyetlerini desteklemeyip, koordine etmek, uluslararası sağlık hizmetlerine ilişkin politika ve stratejiler ile hizmet sunum standartları, akreditasyon kriterleri konusunda Sağlık Bakanlığına önerilerde bulunmak üzere Uluslararası Sağlık Hizmetleri unvanı ile bir anonim şirket (USHAŞ) kuruldu. Şirketin hisselerinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığı'na ait.