DOLAR

32,4156$% 0.19

EURO

35,7329% 0.62

GRAM ALTIN

2.323,37%0,20

ÇEYREK ALTIN

3.998,00%0,14

TAM ALTIN

15.991,00%0,14

BİST100

9.079,97%3,10

BİTCOİN

2297137฿%2.41259

İmsak Vakti a 05:24
İstanbul AÇIK 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Orbit Haber
  • GÜNDEM
  • Devlet Bahçeli’den Zafer Partisi Ümit Özdağ’a sert Sinan Ateş tepkisi: Küçülüp yerin dibine girdi!

Devlet Bahçeli’den Zafer Partisi Ümit Özdağ’a sert Sinan Ateş tepkisi: Küçülüp yerin dibine girdi!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, öldürülen eski ülkü ocakları genel başkanı Sinan Ateş’e dair açıklamalarda bulundu. Devlet Bahçeli’den Zafer Partisi Ümit Özdağ’a sert Sinan Ateş tepkisi: Küçülüp yerin dibine girdi!

Cinayetin Gölgesi MHP’ye düşürülmek istendi

Orbit – 30 Aralık 2022 Cuma günü hunhar bir suikast işlendi. Ne olduğunu anlamak için bekledik. Ancak saldırının ardından MHP’ye yönelik saldırı başladı. Tüm FETÖ’cüler partimize karşı algı operasyonu yaparak yeni bir kalkışma başlattı. Cinayetin Gölgesi MHP’ye düşürülmek istendi. Böyle zamanlar duygusal taşkınlığın akli melekeleri kitlediği kargaşa zamanlarıdır. Uyanıklık ve dikkat şarttır.

Devlet Bahçeli: MHP ile en küçük bağ ve bağıntısı olmayan etki ajanları

MHP Lideri Devlet Bahçeli, içimizden devşirilmiş siyaset artıkları, MHP ile en küçük bağ ve bağıntısı olmayan etki ajanları bizi cinayetle bağlantılıymış gibi gösterdiler. Hiç kimse unutmasın, Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz. Adına zafer denilmiş marjinal Ümitsiz parti, hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz dedi. Buna katilin kim olduğunu sormak savcıların görevidir. Şimdi de parti binalarına yerli ve milli katil kim diye afişler asarak yerin dibine geçtiler. Cumhur ittifakına saldırı ve MHP’yi cinayetle bağdaştırmak için sosyal medya hesapları açıldı. Azılı MHP düşmanları konuyu gerçek mecrasından çarpıtıp siyasi hesaplaşmaya çevirdi. dedi.

Kripto damar vasıtasıyla ifadeler servis edildi

Devlet Bahçeli, kripto damar vasıtasıyla ifadeler servis edildi, biz damgalı itirafçıları bunlara figüranlık yapan omurgasızları tanıyoruz. Milletvekilimiz ahlaksızca suçlandı, Başkanlık divanı üyelerimize saldırıldı, Ülkü Ocakları kuşatıldı. Hep bir ağızdan ittifak kurup, Ülkücüyü öteki gören Kemal Kılıçdaroğlu da suskunluğumuzun nedenini sordu. Sayın Kılıçdaroğlu suskun değilim, edepsiz iftiralarınızı seyrettim notlarımı aldım. Yanında yörendekiler ülkücü Türk gençliğini sakın ola karıştırma. Sen azılı katillerin dümen suyuna çoktan girmişsin. Bizim aramızda senin bildiğin ve yakın mesai içinde olduğun tiplerden tek bir genç yoktur olmayacaktır. Kılıçdaroğlu yüreğin varsa buraya gel, bir evladımı al da senin ciğerinin kaç okka ettiğini göreyim. Bu tezgahlara karnımız tok. CHP’yi bilen bilir, MHP’yi bilen bilir. Elinde ülkücü kanı olanlar bizi istikamet çizemez.

İşte Devlet Bahçeli’nin konuşmasının tam metni

Milliyetçi Hareket Partisi’ni olmadık suçlamalarla durdurmaya, Cumhur İttifakı’nda çatlak oluşturmaya çalışıyorlar.

Bizim görüş açımızı kapatarak 2023’te Türk’e kefen biçmek için kumpas planları yapıyorlar.

Yunanistan’ın Ege’deki tacizlerine sesleri çıkmaz.

Bölücülere, teröristlere, canilere hiçbir tavır gösteremezler.

Dahası Türkiye lehine tek bir laf etmezler, edemezler.

Zalimlerin yanında, yeminli Türkiye düşmanlarının yolundadırlar.

Türkiye zillet ittifakına bırakılmayacaktır.

Cumhur İttifakı Türkiye’ye sahip çıkacaktır.

Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye Yüzyılını inanç ve irfanla inşa edecektir.

Yorulmayacağız, yolumuzdan dönmeyeceğiz.

Düşmanca senaryolara taviz vermeyeceğiz.

Milliyetçi Hareket Partisi’ni sosyal medyaya yuvalanmış trol teröristler eliyle fitne anaforuna çekmeyi amaçlayıp çarşaf çarşaf iftira kusan vatansız namussuzlara, 2023’ü zilletle karalamak isteyen devlet muhalifi namertlere Allah şahit olsun ki müsaade etmeyeceğiz.

Endülüs’ü fetheden Tarık Bin Ziyad’ın dediği gibi, arkamızda düşman gibi deniz, önümüzde deniz gibi düşman olsa da geri dönmeyeceğiz, sabır ve sadakatle ömür verdiğimiz haklı mücadelemizden ödün vermeyeceğiz, menfur bir cinayetin içine tertemiz davamızı, pirüpak dava arkadaşlarımızı çekmek için kudurmuş gibi faaliyete giren kansızlara eyvallah etmeyeceğiz, tamam demeyeceğiz.

Sabrın boyun eğmek değil, mücadele etmek olduğunu cümle aleme hep birlikte göstereceğiz.

Allah’tan korkmayıp cennetten çıkmayanlar, çakal olup Bozkurt’a diş gösterenler, münafıklığın her türlü yüzünü sahneye sürenler, densizin devesi gibi çan çan ötenler, şunu özellikle unutmasın ki, tek başıma kalsam da davayı çiğnetmeyeceğim, tek bir ülküdaşımı ezdirmeyeceğim, sonu ölüm de olsa surda gedik açtırmayacağım.

Karın ağrısı çekenlere, bir cinayet üzerinden siyasi kurgu yapanlara tekrar haykırıyorum, adayımız belli, kararımız nettir.

Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Acaba yutar mıyız diye hesap yapanlara sesleniyorum, deneyin de görün anyayı Konya’yı, Cumhur İttifakı haram otobanı olmuş pis boğazınızda lokma lokma kalacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi aklınızı alacak, şer odaklarını şaşkına çevirecektir.

Davamız dualıdır, Türk milletinin hasıdır, Türk-İslam ülküsünün sancağıdır, siyasetteki şehitlik anıtıdır, Kızılelmanın duvağıdır, Turan ülküsünün ve İ’la-yi Kelimatullah’ın eğilmeyecek duruşudur.

Milliyetçi Hareket Partisini suç örgütleriyle ilişkilendirip Türkiye üzerinde hain projelerini uygulamaya heveslenenlerin son neferimize, son nefesimize, son damla kanımıza kadar karşısındayız, karşısında duracağız.

hangi mendebur varsa bugüne kadar konuştu, şimdi sıra bizdedir

2023’e girdik gireli kapımızın önünde nümayiş yapan, açığımızı kollayan, ensemizde boza pişiren, bizi terörize ederek köşeye sıkıştırma amacı güden hangi mendebur varsa bugüne kadar konuştu, şimdi sıra bizdedir.

Madem herkes sırasını savdı, madem herkes eteğindeki irili ufaklı taşları döktü, o halde şimdi söz sırası bize gelmiş demektir.

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Buradan aynı zamanda aziz milletimle ne var ne yok paylaşacağım.

Uğradığımız ağır haksızlıkları birer birer anlatacağım.

Aynı şekilde vefakar, cefakar, fedakar camiamıza; Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in her onurlu ve şerefli mensubuna sesleneceğim.

Milliyetçi Hareket Partisi Fena Fi’d Millet, Fena Fi’d Devlettir.

Yani milletinde ve devletinde erimiş, bu uğurda her meşakkati göze almış bir kahramanlık mefkûresidir.

Allah’ın dağına göre kar verdiğini biliyorum.

Dağ başlarının da dumansız olmadığının bilincindeyim.

30 Aralık 2022 Cuma günü, Ankara’nın Çukurambar semtinde hunhar bir suikast vuku buldu.

Bu kanlı olay gerçekleşir gerçekleşmez, perde arkasının aralanması, sislerin dağılması, önünün ve arkasının aydınlığa kavuşması amacıyla sabır ve sebatla beklemeye koyulduk.

Adli ve idari soruşturma sürecinin teferruatla ve titizlikle yapılabilmesi maksadıyla her gelişmeyi yakından takibe başladık.

Zira ortada güpegündüz işlenmiş bir cinayet vardı.

Dibi görünmeyen kuyudan su içmediğimiz, bilmediğimiz göle girmeyeceğimiz herkesin malumudur.

Ancak kanlı saldırı gerçekleştikten hemen sonra, adeta tek bir merkezden emir almışçasına Milliyetçi Hareket Partisi’ne organize ve örgütlü bir saldırı ivme alarak hız kazandı, sürekli olarak da kamçılanıp körüklendi.

Tüm FETÖ’cüler partimize karşı algı operasyonları kanalıyla yeni bir kalkışma başlattılar.

Cinayetin gölgesi birden bire Milliyetçi Hareket Partisi’ne düşürülmek istendi.

Bir iç hesaplaşmanın olduğu devamlı surette iddia edilip gündemde tutuldu.

Böyle zamanlar duygusal taşkınlığın akli melekeleri kilitlediği kaotik ve kargaşa zamanlarıdır. Ve dikkat, temkin, tedbir, sabır, uyanıklık şarttır.

Üstelik bu sıkıntılarla karılmış zamanlar, fitnenin sadağından çıkmış ok gibi sağa sola saplanmak için hedef aradığı alacakaranlık zamanlardır.

İmam Şafi’ye sormuşlar, fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?

Cevap vermiş: “Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.”

Biz de bu manevi öğüde riayet ederek düşman oklarını takip ettik.

Nihayetinde tehlikeyi sezdik, hücumu gördük.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları’yla en küçük bağ ve bağlantısı olması şöyle dursun, devamlı kundaklayıp kurutmaya çalışan etki ajanları, içimizden devşirilmiş siyaset artıkları, HDP’sinden CHP’sine, komünistinden bölücüsüne, FETÖ’cüsünden PKK’lısına kadar tüm şirret ve nefret odakları bizi cinayetle aynı karede göstermek gibi vahim bir günaha ortak oldular.

Hiç kimse aklından çıkarmasın, kurt kışı geçirir, ama yediği ayazı unutmaz, unutamaz, unutmayacak.

Devlet Bahçeli’den Ümit Özdağ’a sert sözler

Adına zafer denilen yenilmiş ve casusların şebekesine dönmüş marjinal bir partinin ümitsiz vakası, “hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz” açıklamasıyla Cumhuriyet savcılarının görev alanına giren bir açıklamada bulundu.

Bu istihbarat fosiline bildiklerini sormak kuşkusuz şerefli Türk savcılarının ana görevi olduğunu buradan hatırlatmak, gereğinin yapılmasını istemek hem çağrım hem de görevimdir.

Şimdi de parti binalarına “yerli ve milli katil kim” yazılı afişler asacak kadar küçülüp yeri dibine geçtiler.

Cinayeti müfterilik şovuna dönüştüren, itibar cellatlığını pusula yapan, Cumhur İttifakı’nı sarsmayı ve Milliyetçi Hareket Partisi’ni anılan saldırıyla irtibatlandırmak için binlerce FETÖ hesabı açıldı.

Pensilvanya menşeli ve merkezli sosyal medya saldırıları yoğun olarak yaşandı, yaşatıldı.

Azılı MHP düşmanları günbegün bu konuyu gerçek mecrasından saptırarak siyasi bir hesaplaşmaya çevirdiler.

TBMM’de yuvalanan terörseviciler soru önergesi vererek meseleyi iyice kanatmayı ve karıştırmayı denediler.

Sosyal medyada, yakalanan cinayet faillerinin ifade tutanakları kripto damar vasıtasıyla devamlı servis edildi.

Bir yumrukla adeta ağaç devirmenin çabasına giren akıl, vicdan ve izan özürlü insanlık fukaraları ortalığa döküldü.

Aleyhimize, aslı astarı olmayan ihbar ve itham dolu düzmece iddialar başta CHP olmak üzere diğer zillet partilerinin, teröristlerin, bölücülerin, küreselcilerin, kozmopolit mankurtların, tescilli devlet ve millet muhaliflerinin eline tutuşturulup tıpkı suç örgütlerine sözcülük yaptıkları gibi meseleyi sahiplenmeleri için siyasi iklim ve istismar ortamı açıldı.

Biz damgalı iftiracıları, bunlara figüranlık yapan onursuzları tanıyoruz.

Nefesimizle de enselerinde olduğumuzu ifade ediyoruz.

Milletvekillerimiz ahlaksızca suçlandı.

Başkanlık Divanı üyesi arkadaşlarım töhmet altında bırakıldı.

Ülkü Ocakları hain bir kuşatmaya alındı.

Milliyetçi Hareket Partisi’ne cinayetin ihale edilmesi amacıyla şiddetli bir cephe açılıp ittifakla harekete geçildi.

Ne tuhaf ki, Ülkücüyü öteki gören, Mehmetçik katilleriyle el birliği yapan Kılıçdaroğlu da geçen hafta paylaştığı bir sosyal medya mesajıyla, suskunluğumuzun nedenini sorma gereği duydu.

Hz.Mevlana’nın aynen dediği gibi, “Suskunluğumuz asaletimizdendir. Lakin bir lafa bakarız laf mı diye, bir de söyleyene bakarız adam mı diye.”

Edebimiz el vermez,

Edepsizlik edene.

Susmak en güzel cevap,

Edebi elden gidene!

Her bir ülkücü genç, Türk-İslam Ülküsünün örnek bir şahsiyeti, davasının yılmaz bekçisidir

Sayın Kılıçdaroğlu, suskun değilim, sadece firavun taktiklerinizi, edepsiz imalarınızı, seviyesiz ithamlarınızı seyredip gerekli notlarımı aldım, alıyorum.

Bu siyaset defosu, gençlerimizin mafyacılık oynadığını, onları teslim etmem gerektiğini, gündemdeki meseleyi 3-5 torbacıyla da geçiştiremeyeceğimi ileri sürdü.

Neyi kast ettiği ayan beyan ortaya çıkmış oldu.

Bak Sayın Kılıçdaroğlu, senin sağında solunda, yanında yörende konuşlanan teröristlerle Ülkücü Türk gençliğini sakın ola karıştırma aymazlığına düşme, bu gaflete kapılma.

Sen her şeyinle zaten teslim olmuşsun, sen ihanete el sallamış bir kimliksizsin,  azılı katillerin dümen suyuna çoktan girmişsin, bizim aramızda senin bildiğin ve yakın mesai içinde olduğun tiplerden tek bir genç yoktur, olmamıştır, olmayacaktır.

Her bir ülkücü genç, Türk-İslam Ülküsünün örnek bir şahsiyeti, davasının yılmaz bekçisidir.

Her bir genç kardeşim, imanlı, kanaatkâr, berrak fikirli, elmas gibi pırıl pırıl, keskin görüşlü, kıvrak zekalı, milletimizin derin ve saf kültürüyle mücehhez, insan sevgisiyle dopdolu, asaletiyle, efendiliğiyle, delikanlılığıyla, engin kültürüyle bu çağın imrenilecek değeridir.

Ülkücü Türk gençliği, vatanın ve milletin içinde bulunduğu şartları bir varoluş mücadelesi olduğunu bilerek, Akif’in “Asım’ın Nesli” dediği dinine, milliyetine, kültürüne, tarihine sonuna kadar bağlı bir gençliktir.

Bizim zamanı geldiğinde teslim edeceğimiz sadece Allah’a can borcumuzdur.

Kılıçdaroğlu, şayet yüreğin varsa, gözün kesiyorsa buraya gel, tek bir evladımı al da senin ciğerinin kaç okka ettiğini göreyim.

PKK’nın boyunduruğuna girmiş bir partinin, siyasi bölücülüğü bağrından çıkarıp Türkiye’nin başına bela etmiş kuluçka bir siyasetin bize parmak sallayıp sütten çıkmış ak kaşık pozu vermesi milletimizin aklıyla ve ferasetiyle alay etmektir.

Çünkü CHP demek, HDP ve PKK’yla koyun koyuna yatan parti demektir.

Böylesi tezgâhlara karnımız tok

Böylesi tezgâhlara karnımız toktur, CHP’yi bilen bilir, Milliyetçi Hareket Partisini de bilen bilir.

Elinde Ülkücü kanı olanlardan, Ülkücüye en ağır bühtan ve küfrü reva görenlerden ne duyacağımız, ne de öğreneceğimiz bir şey vardır.

Geçtiğimiz yıl siyasi cinayet iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, neleri bildiğini, kimlerin kulağına ne fısıldadığını, muhtemel istikrarsızlık sarmalında kendisine hangi görevin verildiğini açıklamak durumundadır.

Kılıçdaroğlu’nun aklından 12 Eylül öncesinin tekrar vasat bulması geçiyorsa, bunun için baskı altındaysa diyeceğim odur ki, telkinlere ve teşvik edici kışkırtmalara kapalıyız; ancak vatanın, milletin ve devletin varlığı, birliği ve selameti için de hiçbir fedakârlıktan kaçınmayız.

şerefsiz kere şerefsizdir

Milliyetçi Hareket Partisi’ni uyuşturucu çeteleriyle, kiralık tetikçilerle, torbacılarla, cinayet örgütleriyle, eşitlemeye, bir göstermeye, aynı kazana atmaya niyetlenmiş, buna heves etmiş kim varsa şerefsiz kere şerefsizdir.

Bizim üzerimize kan sıçratmak, katil yaftası vurmak, sokağa çıkmamızı tahrik etmek, Türkiye’yi bir kavga iklimine çekmek için el ovuşturan kim varsa şerefsiz kere şerefsizdir.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e çirkefçe çamur atıp 2023 seçimlerini zillet ittifakının lehine dönüştürmek için ganimet avcılığına soyunanlar şerefsiz kere şerefsizdir.

Fetöyle Pensilvanya’da işbirliği yapıp Türkiye’de Milliyetçi Hareket’in üzerine saldırmak isteyen kim varsa şerefsiz oğlu şerefsizdir.

Allah’ın izniyle muvaffak olamayacaklardır.

Oyuna gelmeyeceğiz, tuzağa düşmeyeceğiz

Oyuna gelmeyeceğiz, tuzağa düşmeyeceğiz.

Biz kaybedilmiş bir medeniyeti tekrar tesis edecek iman erleriyiz, Lider Ülke Türkiye’nin umudu ve ufku olan Cumhur İttifakı’yız.

Ölüsüyle dirisiyle, sözüyle duruşuyla, tavrıyla tarzıyla, şekliyle şemaliyle düşmana ganimet olanları iki cihanda da affetmeyeceğiz, haklarımızı helal etmeyeceğiz.

Şu paylaşacağım söz Mecelle kuralıdır: “Def-i mazarrat celb-i menafiden evladır.”

Yani zararları def etmek, faydalara talip olmaktan daha iyidir.

Bir diğer Mecelle kuralı da şudur: “Zarar izale olunur.”

Yani zararın giderilmesi de ancak usulü dairesinde olmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi, dört bir koldan süregelen nifak saldırısını, bundan kaynaklı zararlı akımları ve aktörleri muhakkak def edecek, şerefli mazisini ve mücadele geleneğini heba ettirmeyecektir.

Vatansızların taşlamasıyla kervanın yolundan geri döndüğü nerede görülmüştür?

Biz bir işin önüne değil, arkasına ve sonuna bakarız.

Şimdi bakıyoruz, bütün kirli çamaşırları, hasmane bağlantıları, FETÖ operasyonunu, gavur uzantılarını, batıla esir düşmüş mihrakları birer birer teşhis ediyoruz.

Büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacib diyor ki:

Her sözü dinle, hemen inanma.

Gönül sırrını açma, sıkıca sakla.

Doğru ol, dürüst davran,

İki dünyayı da kazanır doğru olan.

Gönlümüzü de dilimizi de doğru tutuyoruz.

Ve Allah’tan niyaz ediyoruz ki:

Tenimizden çıkarken canımız,

Şehadet ile kesilsin son nefesimiz.

yaptıklarını ne yarına ne de yanlarına bırakacağız

Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi muazzez bir huyu vardır.

O zaman geldiğinde saldırganların, koro halinde zehir saçan müfterilerin, bilmiyorduk, farkında değildik, kullanılmışız, kandırılmışız, hata etmişiz, pişmanız demelerine hiç kimse aldırış etmeyecektir.

Bunların yaptıklarını ne yarına ne de yanlarına bırakacağız.

Bizi cinayete karıştırmak için tezvirat üretenleri de hem Allah’a hem de hukuka havale etmek vazifemizdir.

İşleyen yargı sonucunu sabırla bekleyip suikastın maksat ve motivasyonunun iç örgüsünü tam anlamıyla görmek kanaatimce en doğru olanıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurumsal ve tüzel kişiliğini bu cinayetle irtibatlandıranlar iddialarını ispat etmezlerse şerefsizdir ve onların peşlerini asla bırakmayacağımızı bilmelerinde yarar vardır.

kendimde sır olarak sakladığım görevden alma nedenlerini yeri geldiğinde paylaşırım

Genel Başkan olarak sorumluluk taşıdığım süre içerisinde, kendimde sır olarak sakladığım görevden alma nedenlerini yeri geldiğinde paylaşırım. Onlara şu an yandaşlık yapmış görev kaçkınlarını da o zaman tekrar hatırlatırım.

Hayatları boyunca bir Ülküdaşımızın elinden tutmamış, şehitlerimize rahmet okumamış, hayrı dokunmamış, dokunaklı ve güzel bir sözüne tesadüf edilmemiş, acımızın ve sevincimizin içinde yer almamış ne kadar haşarat varsa cinayeti malzeme olarak kullanmaktadır.

Diyor ya Merhum Ziya Paşa:

“Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkar! Katır mühürdar oldu, eşek defterdar.”

Merhum Kazım Karabekir Paşa’nın dediği gibi:

“Öyle puslu ki hava, şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor.”

Mezar başında video çekip yayınlayanlar fırsatçı vampirlerdir

Mezar başında video çekip yayınlayanlar, sürekli ajitasyon yapanlar, gözyaşı dökerken kayda aldıranlar esasen fırsatçı vampirlerdir.

Bizim vampirlerle işimiz olmayacaktır.

Yurt dışında kaçak halde bulunan hainlerin, organize suç örgütü mensuplarının, mafyatik yapılanmaların, bunlara yardım ve yataklık yapan esfele safilinlerin iki elimizle yakalarından tutacağımız günler de uzak değildir.

“Alan aldı oyuna gitti, çoban aldı koyuna gitti” demeyeceğiz, hakkımızı, haysiyetimizi ve hukukumuzu ziyan ettirmeyeceğiz.

Ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi’ni mafyayla ilişkilendirmek başlı başına bir cürümdür, cinnettir.

Ülkücünün mafyası olmaz, mafyadan Ülkücü olmaz.

Müfteriden Ülkücü olmaz, Ülkücüden iftira ve gıybet duyulamaz.

Bilmeyenlere hatırlatırım ki, davamız mazlumların iç çekişidir.

Davamız hak arayanların içkin sesidir.

Davamız Türklüğün bayraktarıdır.

Davamız hak yoludur, hakikat yoludur, Allah’ın yoludur.

Bu dava güneşi mazlum milletin, bu dava her şeyden her şeyden çetin, bu yolda dert, hüzün, gurbet bizimdir.

Gerek İbni Sina, gerekse de İbni Rüşd İslam felsefesinde doruk isimler arasındaydı.

Bu iki büyük düşünür, aklın ve ahlakın doğru ve gerçek olanı kavradığını iddia etmişlerdi.

Dürüst yönetimin temeli olarak da meşruiyet ve ahlaki sağlamlığı göstermişlerdi.

Adaleti ise toplumsal dirliğin ve düzenin esası görmüşlerdi.

Bu dirlik ve düzenin özü ise insanın edep anlayışında gizliydi.

Mevlana’dan Hacı Bektaş’a, Taptuk Emre’den Yunus’a birlik ve düzen ruhu “edep, ya hu” olarak ifade edilmişti.

Diyor ya Yunus;

Gezdim Halep Şam,

Eyledim ilmi talep,

Meğer ilim bir hiçmiş,

İlla edep illa edep.

Edep, nefsini tanıyıp haddini bilmektir.

Edep, kul olduğunu anlayıp Cenab-ı Allah’a yönelmektir.

Edep, kibri kırıp tevazuya sarılmaktır.

Edep, hayâlı ve vefalı olmaktır.

Kısaca edep, güzel ahlâktır.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket edeplidir, bundan mülhem de güzel ahlakla bezenmiştir.

Hz.Mevlana ne kadar da anlamlı söylemiş:

Aklım kalbime, iman nedir diye sordu. Kalbim ise aklımın kulağına eğilerek, “iman edeptir” dedi.

İmansızlara itibarımız yoktur.

Türk düşmanlarının kara kampanyalarına inanacak tek bir dava arkadaşım yoktur, olmayacaktır.

Bundan sonra söylenecek her söz ayaklarımızın altında

Bildiğimiz ayranı bilmediğimiz yoğurda hiç değişmedik.

Özü itibariyle bizden olmayıp, biz gibi davranmayıp, anılarımızı, acılarımızı, bizi biz yapan hasletleri siyasi ve dünyevi çıkarlarına alet edenlere karşı her zaman dikkatli, şuurlu ve uyanık olduk.

Başını Ülkücünün çekmediği hiçbir olayda yerimiz yoktur.

Bundan sonra söylenecek her söz ayaklarımızın altındadır.

Türk ve Türkiye husumetinden nemalananların hepsine karşı bir olacağız, hazırlıklı olacağız, adam gibi duracağız, mertçe mücadele edeceğiz, Bozkurt gibi dikileceğiz, 2023 yılında cumhurun zaferine hep beraber ulaşacağız

Sanmasınlar bu tekerlek kalır tümsekte, yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir.

Dilimizi gıybetten, kalbimizi hasetten, midemizi haramdan, davranışlarımızı riyadan, mücadelemizi de kem gözlerden koruyacağız.

Biliniz ki, asiller idare, acizler şikâyet, basitler ise yalan söyleyip iftira eder.

Unutmayınız, Allah sabredenlerle beraberdir.

Yine unutmayınız, zafer inananların olacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygılarımla selamlıyor, Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun diyorum.

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Memur ve emekli maaşına zam açıklaması: Yüzde 30 yeterli olmaz!

HIZLI YORUM YAP