DOLAR

32,3776$% 0.17

EURO

35,1075% -0.01

GRAM ALTIN

2.325,00%0,25

ÇEYREK ALTIN

4.036,00%1,07

TAM ALTIN

16.244,00%1,81

BİST100

9.113,49%0,37

BİTCOİN

2278307฿%-1.02364

Akşam Vakti a 19:29
İstanbul AÇIK 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Aziz Nesin’e cinsel taciz! 1925’te 10 yaşında uğradığı Cinsel tacizi anlattı!

Aziz Nesin, doğumundan ergenliğine kadar olan hayatını anlattığı biyografisinde çocuk yaşta uğradığı cinsel tacizi de anlattı. 1960’lı yıllarda kaleme aldığı kitabında, büyük birinin 11 yaşındayken kendisini taciz ettiğini yazdı. Aziz Nesin’e cinsel taciz! 1925’te 10 yaşında uğradığı Cinsel tacizi anlattı!

Seksüel ilişkiler çok pisti

Kırk yıl öncesini anlatıyorum. Genç kuşaklara bugün «Eskiden toplumda ahlâk daha iyiydi, daha sağlamdı» derlerse inanmasınlar. Eskiden ahlâk, her yönden bugünkünden çok daha çürüktü, bozuktu. Özellikle seksüel ilişkiler çok pisti. Ne var ki bu pislikler, çok daha örtülü, saklı, gizli, ama yine de herkesçe bilinirdi.

Oğlancılık yaygındı

Oğlancılık yaygındı. Üstelik, oğlancılıktan utanılmıyor, tersine övünülüyordu. Bu cinsel sapıklıkta edilgenlik ayıp sayılıyordu da etkenlikle yiğitlik, erkeklik taslanıyordu. Halk içine yaygın birçok espriler, fıkralar, cinsel sapılık üzerinedir.

Çocukları cinsel sapıklardan korumak

Biz o yaşlardayken, niçin annelerimiz bizi oyun için bile evden dışarı çıkarmazlardı? Bunun başkaca nedeni, çocukları cinsel sapıklardan korumaktı. Bu konuyu açıklamak çok zordur; çünkü birçok ünlü, büyük kişilerin, yatılı okullarda eğitimle görevli kişilerin, eLlebine güvenle bırakıto küçücük çocukları sapık cini sel isteklerinde kullandıklarına tanık oldum; hem de en umulmayacak kurumlarda. . .

Cinsel sapıklığa dair bir ya da birkaç olay geçmiştir

Benim yaşıtlarımdan hemen herkesin başından cinsel sapıklığa dair bir ya da birkaç olay geçmiştir sanırım. Anılarımda yeri geldikçe, bu türlü olayları di anlatmazsam, o çağı iyice yansıtmamış olacağım. Türkçe sövgülerin pekçoğu, sövgüler de toplumsal yaşamı yansıttığına göre, cinsel sapıklık üstünedir. Biz, çocukluğumuzda, günlük konuşma diline girmiş bu türlü sövgüleri, yolda, taşıtta her yerde duyuyorduk! Ama ben bu sövgüleri yalnız sözde kalan bir şey sanıyor kavramını anlamıyordum. 14 Yaşımda bir yatılı okula girip de gözlerimle öğreninceye kadar da bilemeyecektim. Benim bu bilgisizliğim, ailemin, çevremin özellikle annemin üstümdeki titizliğinden geliyordu.
Bu konuda başıma ilk olay on yaşıdayken gelmişti.

Birlikte Unkapanı köprüsünü geçip, Beyoğlu’na geldik

Annem Ordu’ya, köyüne gitmişti. Ben evden niçir çıkmış, nereye gidiyordum, şimdi hatırlamıyorum. Süleymaniye’deki evimizden Vefa’ya doğru yokuştan iniyordum. Sağda yıkık medrese gibi, mezarlıkh bahçesinde çitlenbik ağaçları olan bir yer vardı. İşte ordan geçerken o yıkık yerden bir adam çıktı. İyi giyimli, orta yaşlı, boyunbağlı bir adamdı. Ben büyüklerle ve büyükçe konuşmaya alışık olduğumdan adamı hiç yadırgamıyordum. Öyle geliyor ki bana, adam benimle derslerim üzerine konuşuyordu galiba. Sık sık «Aferin» diyordu. Birlikte Unkapanı köprüsünü geçip, Beyoğlu’na geldik.

Masanın altından uzanan bir el dizlerimdeydi

Bana “seni sinemaya götüreyim” dedi. Ben de Hayır, olmaz! dememiştim. Hiç sinemaya gitmemiştim. Küçük dükkânda iki küçük masa vardı. Birine oturduk. Önümüze pasta geldi. Benim için çok önemli birşey. Tam yiyecekken masanın altından uzanan bir el dizlerimdeydi. Kalktım.
— Ben gidiyorum .. .
— Sinemaya?
— Olmaz!
Bunu, sertçe söylemiş olduğumu hiç sanmam. Ama adam beni bırakmak zorunda kaldığına göre, sözlerimde bir kesinlik olmalıydı. Adamın kötü niyetli olduğunu sezinlemiştim, ama bu kötü niyetin ne olduğunu yıllar sonra anlayabilecektim. Kaçarcasma, korku içinde döndüm eve. Bir yanımızla çok bilgisiz yetiştiriliyorduk ve kişiliğimizi deneyimlerimizle kazanıyorduk. Güzelce, güzelcene bir çocuk olup da, başından buna benzer olayın geçmediği çocuk, yaşıtlarım arasın- da yok denilecek kadar azdır. Sonraları, arkadaşlarım arasında, bu konuda çok acılı dramların tamğı oldum

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Hünkâr İskelesi anlaşması nedir? Rusya’ya neler peşkeş çekildi?

HIZLI YORUM YAP