DOLAR

$%

EURO

%

GRAM ALTIN

2.436,87%0,58

ÇEYREK ALTIN

4.053,00%0,00

TAM ALTIN

16.187,00%0,16

BİST100

9.716,77%-0,05

BİTCOİN

2104480฿%-0.04851

İmsak Vakti a 04:27
İstanbul HAFİF YAĞMUR 19°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

48 Maddelik icra torba yasası tam metni!

Ak Parti 13 bin kelimeden oluşan icraların silinmesine yönelik torba yasa teklifini TBMM başkanlığına sundu. Ak Parti’nin torba yasa teklifi içinde kyk borçlarının faizlerinin silinmesi de var. 48 Maddelik icra torba yasası tam metni!

7 Ekim 2022 Torba yasa teklifi tam metin

GENEL GEREKÇE

Kanun Teklifi ile ülkemizdeki yeni ekonomik gelişmelere uyum, ekonomik program
hedeflerinin gerçekleştirilmesi, ülke ekonomisinin uluslararası rekabetçiligin geliştirilmesi,
ekonomik büyümeye ve dış ticaret dengesine olumlu katkı sağlanması, ülkemize döviz girdisi
sağlamak suretiyle ekonomik istikrann korunması ve istihdam imkânlarmın artırılması ilkeleri
çerçevesinde, çalışanlara ve işverenlerine bazı teşvikler sağlanmasına, işletmelerin sermaye
yapılarının güçlendirilmesi ve özsermayeyle finansmanın teşvik edilmesine, Türk lirası
enstrümanlara yatırım yapılmasının teşvik edilmesine ve bireysel yatırımcıların
desteklenmesine yönelik bazı vergisel düzenlemeler başta olmak üzere; finansal piyasalara
yönelik düzenlemeler, gelişen teknoloji ve uygulamada görülen farklılıkların ortaya çıkardığı
ihtiyaçların bir gereği olarak kamu gözetimi ve muhasebe standartlarına ve bu bağlamda

bağımsız denetimin güçlendirilmesi, kaçak akaryakıtın tasfiyesi, Milli Piyango İdaresi
tarafından yönetilmeye devam olunan eşya piyangosuna ilişkin uygulamada ortaya çıkan
tereddütlerin giderilmesine ve çeşitli konulara yönelik olarak muhtelif kanım ve kanun
hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmaktadır.
Bu çerçevede hazırlanan Teldifte;

Yenilenebilir enerji kaynaklarından en üst düzeyde istifade etme hedefi doğrultusunda
elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi amacıyla, lisanssız yürütülebilecek
faaliyetler kapsamında apartmanlarm çatı ve cephelerinde kurulan elektrik üretim
tesislerine 25 kWTık sınır dahilinde sağlanmış olan vergi teşvikinin sınırı 50 kW olarak
yeniden belirlenmektedir.
• Çalışanlara yemek bedeli olarak yapılan günlük belirli bir tutarı aşmayan ödemeler,
kullanım amacına bakılmaksızın doğrudan gelir vergisi istisnası kapsamına
alınmaktadır.

• İşverenlerce çalışanların 1.000 Türk Lirasına kadar elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerin ödenmesi amacıyla sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna edilmekte ve bu ödemelerin sigorta prim kesintisine tabi tutulmaması sağlanmaktadır.
Yurt dışındaki onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabının
ücretleri gelir vergisinden istisna edilmektedir.
Gerçek kişilere tanınan ve uygulama süresi 31/12/2022 tarihinde sona erecek olan
bireysel katılım yatırımcısı indirimi uygulamasının süresi, 31/12/2027 tarihine kadar
uzatılmakta ve ilgili yılda gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılabilecek
tutar güncellenmektedir.
Sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi
sermayenin dışmda farklı unsurları da barındıran şirketlerin, sermayelerini azaltmaları
durumunda, sermayenin hangi unsurunun ne kadar tutarda azalacağı ve azaltıma konu
edilen bu unsurlar üzerinden nasıl vergileme yapılacağı hususu netleştirilmektedir.
Yabancı paralarını ve altın hesabı bakiyelerini Türk lirası mevduat ve katılma
hesaplarına dönüştüren mükelleflerin elde etikleri faiz ve kâr payı gibi kazançlarına
sağlanan kurumlar vergisi istisnası uygulamasının, 2022 yılı sonunda sona erecek olan
uygulama süresi 2023 yılının sonuna uzatılmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumuna gayrimenkullerin elektronik ortamda satışı da dahil olmak
üzere her türlü satışı ve diğer iş ve işlemlerin yürütülmesine ilişkin düzenleme yapma
yetkisi verilmektedir.

• Öğrenim kredisi alan öğrencilerin; borçlarım iki yıl sonra başlamak üzere kredi aldığı
kadar sürede, aldıklan miktar tutarında ve aylık dönemler halinde ödemelerine imkân
tamnmaktadır.

Evrensel posta hizmeti gelirlerinin yılda bir kez hesaplanarak ödenmesi, böylece hizmet
sağlayıcılarına kolaylık sağlanmaktadır.

Önemli bir kısmı temel ihtiyaçlara tekabül eden elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi

abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan küçük tutarlı borçların, icra takiplerinin
sonlandırılmasını özendirmek amacıyla bu alacakların “değersiz alacak” kategorisine
alınması ve işletme kayıtlarından çıkarılabilmesi sağlanmaktadır.
Küçük tutarlı alacaklarla ilgili yapılan icra takiplerinin sonlandıniması amacıyla yapılan
bir diğer düzenleme ile de varlık yönetim şirketlerince takip edilen ve anaparası belli
tutan aşmayan alacakların, anaparasımn yarısı Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden
karşılanarak ödenmek suretiyle kalan kısmının, vekâlet ücreti, faiz ve benzeri ek
yükümlülüklerin takibinden vazgeçilmesi sağlanmaktadır.
Diğer taraftan;

Anayasa Mahkemesinin 2020 ve 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunlarının
taşıtların cinslerinin ve bedellerinin yıl içerisinde belirlenmesine yönelik hükümlerine
yönelik iptal kararlan doğrultusunda Taşıt Kanununda değişiklik yapılması,
65 yaşını doldurmuş yoksul yaşlılar ile engellilere bağlanmakta olan yaşlı ve engelli
aylıkları ile ilgili ödemeler gerçekleştikten sonra kişilerin ölüm, gelir değişikliği, engel
durumu değişikliği gibi sebeplerle durumunda değişiklik olduğunun tespit edilmesi
nedeniyle yapılan yersiz ödemelerden kaynaklı alacaklar ve bunların fer’ilerinin terkin
edilmesi,

Üniversitelerin tıp fakültelerinin son sınıfında bulunan öğrenciler ile diş hekimliği
fakültelerinin dördüncü yılım tamamlayıp beşinci yılına geçen öğrencilere bu dönemde
öğretim üyesi rehberliğinde yaptıkları uygulama çalışmaları karşılığında net asgarî
ücrete endeksli ödeme yapılması imkâmmn sağlanması,
Bankacılık sektörü ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun denetim ve

gözetimine tabi diğer fînansal kuruluşların ihtiyaç duyduğu kanuni düzenlemelerin
hayata geçirilmesi ve söz konusu kuruluşların düzenleme ve denetim çerçevesinin daha
etkin hale getirilmesi hedefi çerçevesinde; Teknolojinin yoğun kullanımıyla değişen ve
dönüşen bankacılık sektöründe, yalmzca dijital ortamda hizmet veren yeni nesil şubesiz
bankalara verilen sınırlı faaliyet izinlerine ilişkin düzenleme çerçevesinin
netleştirilmesi; Bankaların müşterilerine sundukları hizmetlerin güvenli ve kesintisiz bir
şekilde sürdürülmesinde önemli yeri bulunan destek hizmeti kuruluşları ile diğer hizmet
sağlayıcılardan alınacak hizmetler için uyulması gereken usul ve esasların belirlenmesi
yetkisinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna verilmesi; gelişen teknoloji
karşısında finansman şirketlerinin iş yapış şekillerinin teknolojiye uyum sağlaması ve
bu şirketlerin rekabet gücünün artırılması bakımından, finansman şirketlerinin
kullandırdıkları kredi tutarlarım doğrudan aktarmak mecburiyetinde olduğu satıcılar ile
önceden yapmaları gereken “genel sözleşmelerin” yazılı şeklin yanında elektronik
ortamda da kurulabilmesine imkân sağlanması; 6361 sayılı Kanuna tabi şirketlerin
kuruluş izninde aranan şartların ya da bu şirketlerin ortaklarınca kurucularda aranan
şartların kaybedilmesi halinde. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna bu
durumdaki şirketlerin faaliyet iznini iptal edebilme yetkisinin verilmesi.
Götürü bedel sözleşme hükümleri gereğince, 2022 yılı götürü bedel sözleşme tutarından
aşağıda kalan tahakkuk tutarları arasmdaki fark kamu üniversite hastanelerinin 2023
yılındaki alacaklarından mahsup edilecek olup, bu durum 2023 yılında sağlık
hizmetlerinin sürdürülmesinde aksaklıklara neden olabileceğinden, 2022 yılında
verdikleri sağlık hizmeti bedelinin götürü bedel sözleşme tutarından düşük olması
durumunda aradaki farkın terkin edilerek kamu üniversite sağlık hizmeti sunucularının
fînansal sürdürülebilirliğinin desteklenmesi,

Kaçak akaryakıtınil özel idaresi bulunmayan yerlerde defterdarlık yerine yatırım izleme
ve koordinasyon başkanlığına teslimi ve kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin düzenleme
yapılması.

Eşya piyangosu ve çekiliş düzenlemek üzere Milli Piyango İdaresinden alman izin
bedellerine ilişkin hükümlerin güçlendirilmesi ve ayrıca düzenleme hak ve yetkisi

İdareye verilmiş olan şans oyunları, her türlü eşya piyangosu, müşterek bahis veya

benzeri oyunları yetkisiz olarak oynatanlara, yurt dışındaki oyunlann internet yoluyla
Türkiye’den oynanmasına imkân sağlayanlara, para nakline aracılık edenlere,
oynamaya teşvik edenlere ve gerekli izni almakla birlikte yükümlülüklerini tam veya
süresinde yerine getirilmeyenlere uygulanacak yaptırımlar getirilmesi,
666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan avukatlık vekâlet ücreti
düzenlemesinin; dayanağım oluşturan 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Yetki Kanunu
kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması
nedeniyle, söz konusu hüküm yeniden düzenlenmesi,
Finansal tabloların güvenilirliğinin, işletmelerin faaliyetleri ile ilgilenen kişi ve
kuruluşların işletmeler hakkında doğru bilgi edinmelerinin sağlanması açısından önemi
dikkate alındığında, işletmelerin kamuya açıkladıkları finansal tablolardaki bilgilerin
doğruluğunun ve yasal düzenlemelere uygunluğunun düzenli olarak denetlenmesi,
denetim standartlarının tek elden belirlenmesi ve Türkiye’deki bağımsız denetim
alanındaki dağımk yapının ortadan kaldırması amacıyla kurulmuş olan Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Kanununda değişiklikler öngörülerek bu
kapsamda, ulusal ve uluslararası güncel düzenlemelere uyum sağlanması amacıyla yeni
hükümler ihdas edilmekte, Kurul’un görev ve yetkilerinde değişikliğe gidilmekte.
Kurum nezdinde eğitim vb faaliyetleri yürütmek üzere Merkez kurulmakta, bağımsız
denetim kuruluşları ve bağımsız denetçiler nezdinde Kurum tarafından gerçekleştirilen
inceleme sürecine ve idari yaptırımlara ilişkin uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlara
yönelik değişiklikler yapılması,
COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasım önlemek amacıyla 11/3/2020
tarihinden itibaren alman tedbirlerin ihlal edilmesi sebebiyle verilen idari para
cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi yine salgın sebebiyle ödenen kısa çalışma ödeneği
ile nakdi ücret desteği Ödemelerinde hatalı işlemlerden kaynaklanan tüm fazla ödemelerin
terkin kapsamına alınması,
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulunda seçim ile işbaşına
gelen özel sektör temsilci sayısında turizm tesisleri sayıları göz Önünde bulundurularak
bölgelere göre değişiklik yapılması ve artırılması,
Turizm payı alınan mükellefler ile bu mükelleflerden alınan pay oranlarının yeniden
düzenlenmesi.
Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna konu alanlarda haksız rekabetin

önlenmesi, kayıt dişiliğin azaltılması ve haksız ticari kazançlara engel olunması
amacıyla mezkur Kanuna aykırılık ile müeyyide arasında ölçülülüğün sağlanması ve
mevzuatın uygulanabilirliğinin artırılması hedeflenerek idari para cezasının tutarlarımn
güncellenmesi,
amaçlanmaktadır.

MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Gelir Vergisi Kanununun yürürlükte olan 9 uncu maddesinin birinci

fıkrasımn (9) numaralı bendi uyarınca, yenilenebilir enerji kaynaklarından en üst düzeyde
istifade etme hedefi doğrultusunda elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi amacıyla, sahibi

oldukları veya kiraladıkları meskenlerde, 6446 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi hükümlerine
göre lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında kurdukları, çatı ve cephe uygulamalı

yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ve kurulu gücü azami 25 kW (25 kW dahil) olan,
elektrik üretim tesisinden ürettikleri elektrik enerjisini son kaynak tedarik şirketlerine satan
gerçek kişiler, gelir vergisinden muaf esnaf kapsamındadır.
Günümüzde, özellikle çevresel etldler dikkate alındığında, enerji ihtiyacımn
yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması artık bir tercihten ziyade zorunluluk haline
gelmiştir. Bu amaçla maddeyle, sahibi olunan veya kiralanan konutlarda halen 25 kW’lık sımr
dahilinde sağlanmış olan teşvikin sımrı 50 kW olarak yeniden belirlenmektedir.

MADDE 2- Mevcut uygulamaya göre, işverenler tarafından çalışanlara işyerinde veya
müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna

edilmiştir. îşverenlerce işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda ise

çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin ilgili yıl için belirlenen tutan (2022 yılı için 51
TL’yi) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere
yapılması şartıyla bu ödemeler istisna kapsamında değerlendirilmektedir.

Ödemenin bu tutan aşması halinde aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak

nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilmektedir.
Ayrıca, yemek bedelinin yemek kartlanna/çeklerine yüklenmek suretiyle kullandırıldığı
durumlarda ise yemek bedelinin maddede yer alan haddi aşmayan kısmının yemek verme
hizmeti sağlayan işletmelerde kullamiması kaydıyla gelir vergisinden istisna olup, bu
kartlann/çeklerin yemek hizmeti vermeyen market gibi işletmelerde alışveriş yapılmasında
kullanıldığı durumlarda ise söz konusu istisnadan faydalanılamamaktadır.
Yapılan düzenlemeyle, yemek bedelinin çalışanların banka hesabma yatıniması ve
çalışanlarca bu tutarlarm yemek hizmeti veren işletmeler dışında da kullamiması durumunda,
anılan istisnadan faydalanılmasına imkân tamnmaktadır.

Maddeyle yapılan diğer bir düzenlemeyle, yurt dışmda yapılan inşaat, onarım, montaj işleri
ile teknik hizmetlerde, hizmet erbabımn yurt dışmda çalıştırılmasını teşvik etmek amacıyla, yurt
dışında bu işlerde çalışmak üzere götürülen ve fiilen yurt dışında çalışan hizmet erbabına yurt
dışından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri gelir vergisinden ve dolaylı olarak damga
vergisinden istisna edilmektedir.

MADDE 3- 193 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin uygulama süresi 31/12/2022
tarihinde sona ereceğinden, yapılan düzenlemeyle anılan maddenin uygulama süresi
31/12/2027 tarihine kadar uzatılmaktadır. Ayrıca, yararlamlacak indirim tutarı olan “1.000.000
Türk lirası”, “2.500.000 Türk lirası” olarak güncellenmektedir.
MADDE 4- 2020 ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunlarının taşıtların cinslerinin
ve bedellerinin yıl içerisinde belirlenmesine yönelik hükümleri, 237 sayılı Kanunun 9 ve 10
uncu maddelerini ilgili yılda uygulanamaz hale getirdiği, anılan hükümlerle tanınan yetkilerin
bütçe kanunlarıyla mevcut kanun hükümlerinin açık ve zımnen değiştirilemeyeceği esasıyla
bağdaşmadığı gerekçesiyle 8/8/2022 tarihli ve 31917 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Anayasa Mahkemesi’nin 24/2/2022 tarihli ve E. 2020/32, K. 2022/18 sayılı ile 24/2/2022 tarihli
ve E. 2021/26, K.2022/19 sayılı Kararlarıyla iptal edilmiştir.

Güvenlik önlemli binek ve servis cinsi taşıtlar, genellikle yurtdışı temsilciliklerimiz için
satın alma suretiyle edinilmekte ve taşıtların bedelleri ülkelere göre farklılık göstermektedir.
Bu sebeple, ortalama bir azami satın alma bedeli belirlenmesi mümkün bulunmamaktadır.

“Diğer Taşıtlar” ise genellikle kullanım amacına göre donanım ve malzemeler eklenerek üst
yapılı olarak edinilmekte olup, 237 sayılı Taşıt Kanunu kapsamındaki tüm idarelerin yıl
içerisinde edinecekleri bu nitelikteki taşıtların bütçe hazırlık sürecinde cinsleri ve bedelleri
öngörülememektedir.

Maddeyle Anayasa Mahkemesi’nin mezkur iptal kararına istinaden, güvenlik önlemli
binek ve servis cinsi taşıtların bedellerinin, “Diğer Taşıtlar” kapsamındaki taşıtların ise
cinslerinin ve bedellerinin yılı bütçe kanunlarında belirlenen esaslara göre yıl içerisinde
belirlenmesine imkân sağlamak amaçlanmaktadır.

MADDE 5-16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri
Kanununun 16 ncı maddesinde yapılan değişiklik ile öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcunu
aldıkları miktar kadar ödeyecekleri, öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcunu iki yıl sonra
başlamak üzere kredi aldığı kadar sürede ve aylık dönemler halinde ödeyecekleri, öğrenim
kredisi almış borçluların çalışmadığının Sosyal Güvenlik Kurumundan teyit edilmesi koşuluyla
ve en fazla üç defa olmak üzere erteleme talep etmesi halinde; ilk yıl herhangi bir ilave olmadan,

sonraki yıllarda ise her yıl için verilen miktara TÜFE oramna göre değişiklik göstermekle
birlikte en fazla yüzde on ilave edilerek kredi borcu hesaplanacağı düzenlenmektedir.

MADDE 6- Öğrenim ve katkı kredisi geri ödemelerine ilişkin taksitlerin zamanında
ödenmemesi durumunda yapılacak işlemlere dair düzenlemeleri içeren 351 sayılı Kanunun 17
nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…tekrarında ise tamamı…”

ibaresi. Anayasa Mahkemesinin 8/9/2022 tarihli, 2022/67 Esas ve 2022/103 Karar sayılı
kararıyla iptal edilmiş olup, ilgili kararda yer alan iptal gerekçelerinin karşılanmasını teminen
351 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde gerekli değişiklikler yapılmaktadır. Bu kapsamda,
öğrenim ve katkı kredisi borcu taksitlerinin zamanında ödenmemesi veya eksik ödenmesi
halinde, öğrenim ve katkı kredisi borcu için öngörülen son taksitin vade tarihine kadar
bekleneceği ve son taksitin vade tarihi sonrasında ödenmemiş borçların ilgili vergi dairesine
gönderileceği düzenlenmektedir. Süresinde ödenmeyen öğrenim ve katkı kredisi taksitlerine
vadesinden itibaren 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı hesaplanacaktır.
MADDE 7- Maddeyle, maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kredi almakta olan
veya kredi borcunun ödeme zamanı henüz başlamamış kişilere öğrenim ve katkı kredisi olarak
verilen tutarlara endeks hesaplanmayacağı, kredi geri ödemesi devam eden veya borçlan vergi
dairesine takip için bildirilmiş olan kişilere öğrenim ve katkı kredisi olarak verilen tutarlara
ilave edilmiş olan endeks tutarlarının ise terkin edileceği düzenlenmiştir.
Ayrıca, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilen endeks tutarları dâhil taksit
tutarları, gecikme zammı gibi alacakların iade edilmeyeceği düzenlenmekte ve takip için vergi
dairesine bildirilmiş olan ancak maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan

kredi borçlanma içindeki endeks tutarları terkin edildikten soma bakiye talcsit tutarlarıma vergi
daireleri nezdinde tutulması ve vadelerinde ödenmemeleri durumunda vergi dairelerince bu
taksit tutarlarının takibine 6183 sayılı Kanun kapsamında devam olunacağı düzenlenmektedir.
MADDE 8- 2022 sayılı Kanun ile aylık bağlanan kişilerin ekonomik koşullarma göre
kendisine ödenen yaşlı ve engelli aylığını tüketerek elden çıkarmak zorunda kalan, günü gününe
ve güçlükle geçinen kimselerden olduğu bilinmektedir. Yaşlı ve engelli kişiye yersiz ödenen

aylıkların, 2022 sayılı Kanunda yer alan nedenlerle geri alınması gerekmektedir. Ancak

yürütülen takip ve tahsil işlemlerinde, alacağın borçludan tahsilinin mümkün olamadığı ve
alacağın tahsili için harcanacak emek ve mesai karşılığında elde edilecek bir kamu menfaatinin
bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle maddeyle söz konusu alacakların ve fer’ilerinin terkin
edilmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 9-4/7/2012 tarihli ve 6353 sayılı Kanunun 35 inci maddesi ile 2547 sayılı

Yüksek Öğretim Kanununa eklenen ek 29 uncu maddeyle üniversitelerin tıp fakültelerinin son
sınıfında bulunan öğrencilere bu dönemde öğretim üyesi rehberliğinde yaptıkları uygulama
çalışmaları karşılığında ilgili kurumların bütçesinden on iki ay süreyle 4.350 gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık ücret ödenmesi
öngörülmüş idi. Tıp fakültelerinin son sınıfında bulunan öğrencilere tanınan bu haktan, diş
hekimliği fakültelerinin dördüncü yılını tamamlayıp beşinci yılına geçen öğrencilerin de
faydalanması öngörülmektedir. Bunun yanı sıra ödenecek tutar net asgarî ücrete endekslenerek
artırılmakta ve güncellenmesine de imkân tanınmaktadır. Ayrıca, Gülhane Askeri Tıp
Akademisi 6756 sayılı Kanun ile kabul edilen 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile

Sağlık Bilimleri Üniversitesine devredildiğinden ayrıca belirtilmesi gereği kalmadığından
madde metninden çıkartılmaktadır.

MADDE 10- 2634 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan
değişiklikle, ücretsiz girişli günübirlik tesis ile 9 uncu maddenin (b) bendinde belirtilen altyapı
tesislerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılması halinde, bu tesislerin kamu yararı
için yapıldığı ve kâr amacı da bulunmadığı göz önüne alınarak, ağaçlandırma ve bakım bedeli
ile orman köylüleri kalkındırma gelirinin yanı sıra tesisin bütünleyici unsuru olan denizle

bağlantısını sağlayan kıyı kullanımlarından Devlet îhale Kanununun 75 inci maddesinden
doğan bedellerin de alınmaması ve ayrıca, ücretsiz girişli günübirlik tesislerin üçüncü kişilere
devredilmemesi ve işlettirilmemesi öngörülmektedir.
MADDE 11- Uygulamada karşılaşılabilecek tereddütlerin önlenmesini teminen, daha
Önce Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan ücretsiz girişli günübirlik tesisler ile 9 uncu
maddenin (b) bendinde belirtilen tesisler için ağaçlandırma ve bakım bedeli ile orman köylüleri
kalkındırma gelirinin yanı sıra tesisin bütünleyici unsuru olan denizle bağlantısını sağlayan kıyı

kullanımlanndan Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesinden doğan bedellerin de tahsil
edilmeyeceği, varsa tahsil edilenlerin ise iade edilmeyeceğine ilişkin olarak değişiklik
yapılmaktadır.
MADDE 12- Tarım ve Orman Bakanlığınca konaklama ve kış turizm merkezlerindeki
günübirlik ile mekanik tesis hattı amaçlı yapılan kiralama sözleşmeleri ile ön izin ve kesin izin

verilen, bu izne bağlı olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca irtifak hakkı
tesis edilen veya kullanma izni verilen yatırımcı ve işletmecilerin sözleşmelerinin Kanunun 8
inci maddesine uyarlanması için 28/7/2022 tarihine kadar olan başvuru süresinin uzatılarak,
turizm amaçlı tahsislerle ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile Kültür ve Turizm

Bakanlığının uyguladığı mevzuattan kaynaklanan farkhiıklann ortadan kaldırılması ve bu
tahsislerin Kültür ve Turizm Bakanhğmca tek elden ve belirli standartlar dahilinde
yürütülmesine imkan sağlamak üzere, süresi içerisinde başvuruda bulunamayan yatınmcılarm
yeniden başvuruda bulunması imkam getirilmektedir.

MADDE 13- Ülkemizde, engellilerin evde bakımına yardımın uygulaması; 2006 yılında
başlatılmıştır. Bu yardım için hane içerisinde kişi başına düşen aylık gelirin, asgari ücretin aylık

net tutarının 2/3’ünden az olması gerekmektedir. Hane içerisinde kişi başına düşen gelir, asgari
ücretin net tutarının 2/3’ünü geçtiği takdirde ise 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun ek 7
nci maddesi kapsammda evde bakım desteği kesilmekte ve varsa yapılan yersiz ödemelerin
tamamı yasal faizi ile birlikte geri alınmaktadır.
Bununla birlikte, yersiz yapılan ödemeler çoğunlukla kişinin kusurundan değil sağlık
kurulu raporlarında yer alan engel oranlarının değişmesinden veya önceden öngörülemeyen ve
süreklilik arz etmeyen gelir elde edilmesinden kaynaklanmaktadır.
Sağlık kurulu raporlarında yer alan engel oranlarının değişmesinin nedeni, çoğunlukla
engelliliğin tespit edilmesine ilişkin mevzuatta belirlenen engel oranlarının, mevzuatın
değişmesiyle birlikte değişikliğe uğramasıdır. Bu durumda, kişinin engel durumunda herhangi
bir değişiklik meydana gelmemekte, ancak engelliliğin ölçülmesi, değerlendirilmesi ve
tespitine ilişkin mevzuatın ekinde belirlenen oranlar değiştiğinden yeniden sağlık kurulu raporu
aldığı takdirde engel oranı değişmektedir. Bu da yersiz ödeme yapıldığı gibi bir çıkarım
yapılmasına neden olmaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde kanun hükmü gereği tahsil edilmesi gereken tutarların
tahsilinin hem güç olduğu, hem hakkaniyete uygun düşmeyeceği değerlendirilmektedir.
Nitekim bu amaçla daha önce 2828 sayılı Kanuna eklenen geçici maddelerle de bu tutarların
iki kez affı yoluna gidilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, kişinin kusurundan kaynaklanmayan ve kanunda belirlenen
sınırın aşılması veya engel durumunu bildirir sağlık kurulu raporlarında yaşanan sorunlar
nedeniyle ortaya çıkan ve tahsil edilmesi gereken tutarların, hedef grubun sosyoekonomik
durumları ve yapılan yersiz ödemeler için kişilere kusur atfedilememesi göz önünde
bulundurularak tahsili yoluna gidilmemesi gerekmektedir.
Bu nedenle, daha önce 18/1/2017 tarihli ve 6770 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle 2828
sayılı Kanuna eklenen geçici 15 inci maddeyle yapılan uygulamanın tekrarı amaçlanmaktadır.
MADDE 14- Yapılan düzenleme ile Yeni Koronavirüs (Covid-19) sebebiyle gerçekleştirilen
kısa çalışma başvurulanmn alınması, değerlendirilmesi ve ödenmesine ilişkin işlemler ile nakdi
ücret desteği ödemelerinde de Bakanlık ve Kurum personeline herhangi bir sorumluluk
yüklenmemesi. Yeni Koronavirüs (Covid-19) sebebiyle ödenen kısa çalışma ödeneği ile nakdi
ücret desteği ödemelerinde hatalı işlemlerden kaynaklanan tüm fazla ödemelerin terkin kapsamma
alınması, tahsil edilenlerin ise iade veya mahsup edilmemesi, kısa çalışma uygulanan dönemde

4857 sayılı îş Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasmın (II) numaralı bendinde yer alan
sebepler hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkanimasına istinaden oluşan fazla ve
yersiz ödemeler ile ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına konu olmuş kısa çalışma ödeneği
ile nakdi ücret desteği ödemelerinin terkin kapsamı dışında tutulması, ceza soruşturması veya
kovuşturması sonucu soruşturmaya yer olmadığına dair karar veya beraat kararı verilenler
hakkında terkin hükümlerinin uygulanması amaçlanmaktadır.
MADDE 15- Turistik kolaylıklar kapsamında taşıt getiren kişilerin taşıtsız olarak yurt

dışma çıkmaları durumunda taşıtı gümrük gözetimine bırakmaları ya da gümrük idaresine
müracaat ederek veya e-Devlet üzerinden taşıtın başkası tarafından kullanılmayacağına ilişkin
taahhütname vermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde 4458 sayılı Gümrük Kanununun 238 inci
maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmaktadır.
Ancak, söz konusu cezanın bahse konu fiil için orantısız şekilde yüksek olduğu

değerlendirilmekte; keza, taşıt hak sahibi yurt dışındayken taşıtın kullamiması durumunda hem
hak sahibi hem de kullanan kişi adına ayrıca anılan madde uyannca para cezası uygulanmaktadır.
Bu doğrultuda 4458 sayılı Gümrük Kanununun 241 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır.

MADDE 16- Turistik kolaylıklar kapsamında taşıt getiren kişilerin taşıtsız olarak yurt
dışına çıkmaları durumunda, taşıtı gümrük gözetimine bırakmamaları ya da gümrük idaresine
müracaat etmemeleri veya e-Devlet üzerinden taşıtın başkası tarafından kullamimayacağına
ilişkin taahhütname vermemelerine ilişkin 241 inci maddenin altıncı fıkrasının (e) bendinde
yapılan düzenlemenin, bu düzenlemeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğünden önce işlenip, tahsili
gerçekleşmemiş fiiller hakkında da uygulanması temin edilmektedir.

MADDE 17- Günün teknolojisine uygun inovatif yeni iş modelleriyle bankacılık
faaliyetinde bulunmak isteyen yeni nesil dijital (şubesiz) bankalar gibi oyuncuların riskini
sınırlandırmak bakımından dünya örneklerinde olduğu gibi söz konusu oyunculara sınırlı veya
kısıtlı faaliyet izni verilebilmesi önem arz etmektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 10
uncu maddesine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından aksi
kararlaştırılmış olmadıkça. Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen bütün faaliyetleri aynı
maddenin son fıkrasındaki sınırlamalar çerçevesinde kapsayacağı belirtilmiş olmakla birlikte,
bu hüküm muğlaklık arz etmekte ve Kurulun bankalara faaliyet konuları bazında sımrlı veya
kısıtlı faaliyet izni verip veremeyeceği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Bu çerçevede maddeyle, Kurulun, bankalara faaliyet konuları bazında smırlama veya
kısıtlamalar getirmek suretiyle de faaliyet izni vermeye yetkili olduğunun netleştirilmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE 18- 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile bankalara destek hizmeti sunan

kuruluşlara ilişkin usul ve esas belirlemeye yönelik BDDK’ya kanun ile doğrudan verilmiş bir
yetki bulunmamakta olup, maddeyle bu yetki eksikliğinin giderilmesi amaçlanmaktadır. Bu
kapsamda, bankaların müşterilerine sundukları hizmetlerin güvenli ve kesintisiz bir şekilde
sürdürülmesinde önemli yeri bulunan hizmet sağlayıcıların uymaları gereken usul ve esasların
belirlenmesi yetkisinin Kurula verilmesi sağlanmış olacak ve böylelikle bu yetki kapsamında
belirlenmiş usul ve esaslara uyulmaması halinde Kanunun 148 inci maddesi uyarınca ilgili
hizmet sağlayıcıya doğrudan idari yaptırım uygulanabilmesi de hukuki zemine kavuşmuş
olacaktır.

Söz konusu maddeyle ayrıca, 5411 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin dördüncü
fıkrasında yer verilen en az beş banka ya da finansal kuruluş tarafından kurulacak şirketlerin
tabi olacağı usul ve esasları belirleme yetkisinin Kurulda olduğunun da netleştirilmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE 19- Maddeyle, 5411 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde yapılan değişiklikle
uyumlu olarak, sınırlı faaliyet izni verilen durumlarda bu smırlama veya kısıtlamalara
uymayanların ya da 5411 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin son fıkrasındaki kısıtlamalara
uymayanların tabi olacağı idari yaptınmın caydırıcı hale getirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 20- Maddeyle, Sosyal Güvenlik Kurumunun gayrimenkullerinin iş ve
işlemlerine ilişkin genel çerçevenin belirlenebilmesi, Kuruma bu konuda yönetmelik çıkartma
yetkisinin tanınması ve ilgili mevzuat hükümleri arasındaki uyumsuzlukların giderilmesi
amacıyla yasal düzenleme yapılmaktadır.

MADDE 21- Sosyal Güvenlik Kurumu ile Götürü Bedel Üzerinden Sağlık Hizmetleri
Alım Sözleşmesi ve Usul Esasları kapsamında; üniversite sağlık hizmeti sunucuları ile 2022
yılı global ödeme tutarları belirlenmek suretiyle sözleşmeler imzalanmıştır.
Yeni Koronavirüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle; üniversite sağlık hizmeti
sunucularınca hizmetin ifasında mali güçlük yaşanmaması ve hizmetlerinin

sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla ek sözleşmeler ile üniversite sağlık hizmeti
sunucularına ek bütçe desteği sağlanmıştır.
Pandemiyle mücadele sürecinde üniversite sağlık hizmeti sunucuları tarafından verilecek

sağlık hizmetlerinin seyrindeki süregelen belirsizlik nedeniyle 2022 yılı toplam tahakkuk
tutarlarının, 2021 yılı verilerine göre belirlenen 2022 yılı götürü bedel sözleşme tutarlarına göre
düşük olması beklenmektedir.
Götürü bedel sözleşme hükümleri gereğince, 2022 yılı götürü bedel sözleşme tutarından

aşağıda kalan tahakkuk tutarları arasındaki fark üniversite hastanelerinin 2023 yılındaki
alacaklarından mahsup edilecektir. Bu durum da kamu üniversite sağlık hizmeti sunuculannca
2023 yılında sağlık hizmetlerinin sürdürülmesinde aksaklıklara neden olabileceğinden, 2022
yılında verdikleri sağlık hizmeti bedelinin götürü bedel sözleşme tutarından düşük olması
durumunda aradaki farkın terkin edilmesi ile kamu üniversite sağlık hizmeti sunucularımn
finansal sürdürülebilirliğinin desteklenmesi amaçlanmıştır. Terkin edilen bu tutarların, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesine bu amaçla tahsis edilecek ödenekten karşılanması
amaçlanmaktadır.

MADDE 22- Ülkemizdeki ekonomik büyümede ve kalkınmada önemli bir payı olan
sermaye şirketleri, faaliyetlerinin reel olarak büyümesi sonucu gereken fon ihtiyacının
giderilmesi veya yeni yatırımlarının finansmanı amacıyla sermayelerini artırabilmektedirler. Bu
şirketler vergisel düzenlemelerin sağlamış olduğu avantajlar ve enflasyonist dönemlerden
olumsuz şekilde etkilenebilen sermayelerinin güncellenmesi ihtiyacı başta olmak üzere çeşitli
nedenlerle de sermaye artırımına gidebilmektedirler. Sermaye artırımı ortaklarca şirket
bünyesine konulan ayni veya nakdi sermaye şeklinde olabileceği gibi işletme faaliyetleri
sonucu oluşan kârlar, yeniden değerleme fonları, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan
fonlar, Kurumlar Vergisi Kanunu başta olmak üzere özel kanunları uyarınca ayrılması gereken
fonlar gibi çeşitli kaynakların sermayeye aktarılması suretiyle de olabilmektedir.
Ekonomik ve ticari aktivitenin bir sonucu olarak sermaye şirketleri muhtelif nedenlerle
de sermayelerini azaltabilmektedirler. Bunlardan en bilinenleri şirketlerin içinde bulundukları
ekonomik ve finansal durum sebebiyle bir kısım sermayelerinin atıl kalması, geçmiş yıl
zararlarının sermaye azaltımı suretiyle itfa edilerek bilanço ve mali tabloların daha sağlıklı hale
getirilmesi veya sermayeye ilave esnasında vergilendirilmeyen bazı kaynakların sermaye
azaltımı yoluyla işletmeden çekilmek istenmesidir.
Sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi
sermayenin dışında diğer unsurları da barındıran şirketlerde sermaye azaltımının sermayenin

hangi unsurlarından yapıldığı hususunda idare ile mükellefler arasında görüş aynlıklan
yaşanabilmekte, vergi kanunlarında bu hususu açıkça düzenleyen bir hüküm bulunmaması
nedeniyle söz konusu durum zaman zaman yargı yoluna taşınan ihtilaf haline de
gelebilmektedir.
Yapılan düzenleme ile sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek
olan ayni veya nakdi sermayenin dışında farklı unsurları da barındıran şirketlerin sermayelerini
azaltmaları durumunda, sermayenin hangi unsurunun ne kadar tutarda azalacağı ve azaltıma
konu edilen bu unsurlar üzerinden nasıl vergileme yapılacağı hususunun netleştirilmesi
amaçlanmaktadır.

Önerilen düzenlemeye göre; sermayeye aktarılan çeşitli kaynakları aktarıldığı tarihten
itibaren;

– Beş yıl boyunca sennaye azaltımı yapmayan kurumlarda, bu sürenin sonunda sermaye
azaltılmışsa, işletmeye konulan nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların
toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye
unsurları tespit edilerek vergilendirme yapılacaktır.
– Beş yıldan önce sermaye azaltımı yapan kurumlarda ise azaltılan sermayenin öncelikle;
Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya
sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi
kesintisine tabi tutulacak hesaplardan,
Daha sonra sadece kâr dağıtımına bağlı tevkifata tabi hesaplardan,
Son olarak ise vergiye tabi olmayan nakdi ve ayni sermayeden,
oluştuğu kabul edilerek vergilendirme yapılacaktır. Yapılan sermaye azaltımında
seımayeye eklenen kaynakların bazılarının beş yıllık süreyi aşması bazılarının ise aşmaması
durumunda ise söz konusu kaynaklardan Öncelikli olarak sermayeye ilave edilme tarihi beş yılı
geçmemiş olanların çekildiği kabul edilecektir.

Örneğin 10 milyon Türk lirası sermayesi olan bir kurumun, bu sermayesinin 7 milyon
Türk lirasının ortaklar tarafından işletmeye nakden konulduğu, 2 milyon Türk lirasının geçmiş
yıl kârlarının sermayeye ilavesinden 1 milyon Türk lirasımn ise enflasyon düzeltmesi olumlu
farklarından kaynaklandığı varsayıldığında, kurumun geçmiş yıl karları ile enflasyon
düzeltmesi olumlu farklarım sermayesine ilave ettiği tarihten itibaren beş yıl boyunca sermaye
azaltımına gitmemesi durumunda, bu sürenin sonundan itibaren yapılan sermaye azaltımında
nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması
suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilecektir. Bu şartları
haiz Kurumun sermayesini 2 milyon Türk lirası azaltması durumunda; azaltıma konu edilen
tutarın 1 milyon 400 bin Türk lirasımn nakdi sermayeden, 400 bin Türk lirasının sermayeye
ilave olunan geçmiş yıl karlarından, 200 bin Türk lirasının ise sermayeye eklenmiş enflasyon
düzeltmesi olumlu farklarından kaynaklandığı kabul edilecektir. Ancak, bu kaynakların
sermayeye ilave edilmesinden itibaren beş yıl içerisinde Kurum tarafından sermaye azaltılması
durumunda azaltıma konu edilen tutarın 1 milyon Türk lirasının sermayeye ilave olunan
enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 1 milyon Türk lirasının ise geçmiş yıl karlanndan
kaynaklandığı kabul edilecektir.
Böylelikle sermayeye ilave olunan kaynakların en az beş yıl boyunca sermayede kalması
özendirilerek, işletmelerin öz kaynaklarının güçlü kalması teşvik edilmektedir.
Geçmiş yıl zararlarımn mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, azaltıma
konu edilen sermaye unsurları da maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen
hükümler kapsamında tespit edilecektir. Ancak bu tutarlar üzerinden kâr dağıtımı veya ana
merkeze aktarılan tutar kapsamında vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Öte yandan, maddenin son fıkrasıyla Hazine ve Maliye Bakanlığına maddenin
uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi verilmektedir.
MADDE 23- Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesinin ikinci, üçüncü,
dördüncü ve beşinci fıkralarına göre mükelleflerin 2022 yılı sonuna kadar yabancı paraların ve
altın hesabı bakiyelerinin Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi
kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çeviren mükelleflerin bu kapsamda
açılacak mevduata tahakkuk ettirilecek faiz ve kâr payları ile diğer kazançları istisna kapsamına
alınmıştır.

Yapılan düzenleme ile Türk lirasına çevrilmesi gereken yabancı paraların ve altın hesabı
bakiyelerinin Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi
kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çevrilmesi gereken son tarih 31/12/2023
olarak belirlenmektedir.

Ayrıca söz konusu maddenin dördüncü fıkrasının son cümlesinde yapılan değişiklik ile
Cumhurbaşkanına istisnayı, 31/12/2023 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap
dönemleri sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya
birlikte uygulatma konusunda yetki verilmektedir.

MADDE 24-12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve

Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik

Yapılmasına Dair Kanunun 1 inci maddesinin beşinci fılcrasıyla büyükşehir belediyesi bulunan
illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır.
28/3/2013 tarihli ve 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 59 uncu maddesiyle 21/3/2007 tarihli
ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa eklenen 16/A maddesiyle de kaçak
akaryakıtın tasfiyesine ilişkin iş ve işlemlerin il özel idaresi bulunmayan yerlerde
defterdarlıklar tarafından yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır.
Daha önceden Maliye Bakanlığının hizmet birimi olan Milli Emlak Genel Müdürlüğü,
1 sayılı Cumlıurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 99 uncu ve

101 inci maddelerinde yer alan düzenlemeler uyarınca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanhğımn hizmet birimi olarak düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeler uyarınca daha
önce defterdarlıklar bünyesinde yer alan ve akaryakıt tasfiyesi ile ilgili iş ve işlemleri yürüten

Milli Emlak Genel Müdürlüğüne bağlı milli emlak birimleri de Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığına bağlanmıştır.
Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, 6360 sayılı Kanunla büyükşehir
belediyesi bulunan illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırılması sebebiyle anılan

Kanunun 34 üncü maddesiyle 14/2/1985 tarihli ve 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Yüksek
Disiplin Kurulu ile İl Yatırım ve Hizmetlerine İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanuna
eklenen 28/A maddesiyle büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde kurulmuştur. 2/7/2018
tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 18 inci maddesiyle söz konusu maddede
değişiklikler yapılmış, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının kuruluş, görev ve

yetkileri ile diğer hususlar 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin İçişleri Bakanlığının
teşkilatına ilişkin Dokuzuncu Bölümünde yer alan 273 üncü maddede düzenlenmiştir. Mezkûr
madde uyarınca yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, büyükşehir belediyelerinin
bulunduğu illerde kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım ve hizmetlerinin etkin olarak
yapılması, izlenmesi ve koordinasyonu, acil çağrı, afet ve acil yardım hizmetlerinin
koordinasyonu ve yürütülmesi, ilin tamtımı, gerektiğinde merkezi idarenin taşrada yapacağı
yatırımların yapılması ve koordine edilmesi, temsil, tören, ödüllendirme ve protokol
hizmetlerinin yürütülmesi, ildeki kamu kurum ve kuruluşlarına rehberlik edilmesi ve bunların
denetlenmesini gerçekleştirmek üzere valiye bağlı olarak kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel
bütçeli olarak kurulmuştur.
Maddeyle, kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin olarak uygulamada yaşanan

tereddütlerin giderilmesi amacıyla söz konusu iş ve işlemlerin il özel idarelerinin
sorumluluğunda bulunması ve tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerinin bulunduğu yerlerde
merkezi idareye ilişkin benzer görevleri ifa etmek üzere yatırım izleme ve koordinasyon
başkanlıklarının kurulmuş olması sebebiyle kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin iş ve işlemlerin
Hazine ve Maliye Bakanhğımn taşra teşkilatı olan defterdarlıklar yerine söz konusu
başkanlıklar tarafından yerine getirilmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 25- Maddeyle, kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin iş ve işlemlerin il özel
idaresi bulunmayan yerlerde defterdarlıklar yerine yatırım izleme ve koordinasyon
başkanlıkları tarafından yerine getirilmesi, söz konusu akaryakıtın satışı halinde satış
bedellerinin genel bütçeye gelir kaydedilmek yerine ilgili il özel idaresinin veya yatırım izleme
ve koordinasyon başkanlığının bütçesine gelir kaydedilmesi ve teşkilatlarına ilişkin ilgili
mevzuatta bazı bakanlıkların adında yapılan değişiklikler dikkate alınarak ibare değişiklikleri
yapılması amaçlanmaktadır.
MADDE 26- Maddeyle, kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin iş ve işlemlerin il özel
idaresi bulunmayan yerlerde defterdarlıklar yerine yatırım izleme ve koordinasyon
başkanlıkları tarafından yerine getirilmesini sağlamak üzere yapılan düzenlemelere ilişkin geçiş
hükümleri düzenlenmekte, bu kapsamda defterdarlıkların veya çevre, şehircilik ve iklim
değişikliği il müdürlüklerinin mülkiyetinde bulunan ve kaçak akaryakıtın tasfiyesi için
kullanılan her türlü tesis, depo, araç ve gereç ile diğer tüm teknik teçhizatın bulunduğu yerdeki
yatınm izleme ve koordinasyon başkanlığına devredilmesi ve söz konusu devirler gerçekleşene
kadar kaçak akaryakıtın tasfiyesi için gerekli işlemlerin ilgili defterdarlık veya çevre, şehircilik
ve iklim değişikliği il müdürlüklerince yürütülmeye devam edilmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 27- Maddeyle, karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer
kredi borçlarını zamamnda ödeyemedikleri için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine
bildirilen kişilerin ve kredi müşterilerinin maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmesi
halinde geçmiş ödeme performanslarına ilişkin olumsuz kayıtların dikkate alınmayacağı
hususunda düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 28- 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda
ve Yem Kanunu Kanununun 27 nci maddesinde içme-kullanma sularının teknik ve hijyenik
şartlara uygunluğu, kalite standartlarının sağlanması, kalite standartlarının izlenmesi ve
denetimi ile ilgili usul ve esasların Sağlık Bakanlığınca belirleneceği, bu esaslara uygunluk
bakımından belediye veya il özel idarelerinin sorumluluğunda bulunan içme sulanmn Türkiye
Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılacak veya yaptırılacak her türlü tetkik ve tahlil

bedellerinin ilgili belediye veya il özel idaresince karşılanacağı öngörülmüştür. Î1 özel
idarelerinin sorumluluğunda bulunan içme sularının Sağlık Bakanlığınca yapılan tetkik ve tahlil
bedellerinin Ödenmesinde birikmiş faizlerin de etkisiyle güçlük yaşanması sebebiyle 30/9/2022
tarihine kadar ödenmemiş olan alacak tutarlarının ferîleriyle birlikte terkinine ve mahkemelere
veya icraya intikal etmiş ihtilâfların sona erdirilmesine ilişkin hüküm getirilmektedir. Ayrıca,
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 1/2/2018 tarihli ve 7078 sayılı Kanun ile kabul edilen 694 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılarak Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü adı altında Sağlık
Bakanlığının bir hizmet birimi olarak düzenlendiğinden “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” yerine
“Sağlık Bakanlığı” denilmektedir.
MADDE 29- Maddeyle, gelişen teknoloji karşısında finansman şirketlerinin iş yapış
şekillerinin de teknolojiye uyum sağlaması ve bu şirketlerin rekabet gücünün artıniması
bakımından, finansman şirketlerinin kullandırdıkları kredi tutarlarını doğrudan aktarmak
mecburiyetinde olduğu satıcılar ile önceden yapmaları gereken “genel sözleşmelerin” yazılı

şekilde kurulabilmesinin yanında uzaktan iletişim araçları yoluyla mesafeli olarak elektronik
ortamda da kurulabilmesine imkân tanınması amaçlanmaktadır.
MADDE 30- Maddeyle, 6361 sayılı Kanuna tabi şirketlerce kuruluş izni için aranan

şartların ya da söz konusu şirket ortaklarınca kurucularda aranan şartların kaybedilmesinin, bu

şirketler için faaliyet izninin iptalini gerektirebilecek eylemler arasında olduğu düzenlenmekte,
böylelikle bu gibi haller ile karşılaşılması halinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kuruluna söz konusu şirketlerin faaliyet iznini iptal edebilme yetkisi verilmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE 31- Maddeyle, hizmet sağlayıcılarının hali hazırda geçerli olan “cari yılda,
üçer aylık dönemlerde geçici kurumlar vergisi kapsamında, toplam dört defa beyanname verme
ve ödeme yapma” yükümlülükleri yılda bir kereye indirilmek suretiyle, iş ve işlemlerin
sadeleştirilmesi, alacağın takibinde verimlilik ve hizmet sağlayıcıların yıllık nakit akışında
fmansal kolaylık amaçlanmış olup bu çerçevede birinci fıkranın (a) bendinde değişiklik
yapılmaktadır.

Ayrıca bu Kanun hükümlerine göre yetkilendirilmiş posta hizmet sağlayıcılanmn bu
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki yükümlülüğünü yazılı ek süreye rağmen
yerine getirmemesi durumunda, yetkilendirmelerinin Bakanlığın talebi üzerine Kurum

tarafından iptal edilebileceğine yönelik düzenleme yapılmakta ve bu çerçevede ikinci fıkrada
değişikliğe gidilmektedir. Evrensel posta hizmet yükümlüsü olan PTT hakkında ise
yetkilendirme iptal hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir.

Süresinde ödenmeyen katkı payı alacaklarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsil
edileceği hükmü gecikme zammı uygulamasının başlayacağı tarih de belirtilmek suretiyle
netleştirilmektedir.

MADDE 32-7338 sayılı Kanunla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 inci

maddesinde yapılan değişiklikle geçici kurumlar vergisi dönemlerinin dört dönemden üç
döneme indirilmesi sonucu, evrensel posta hizmeti gelirlerinde gelir kaybı yaşanmaması ve
dolayısıyla kamu gelirinin korunması amacıyla geçici düzenleme yapılması amaçlanmaktadır.
MADDE 33- Maddeyle, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında

Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapılmakta ve maddeye yeni fıkra
eklenmektedir.

Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde düzenlenen müeyyidenin
caydırıcı olmaması nedeniyle Kanunun uygulamasına ilişkin yapılan ikincil düzenlemelere
konu alanlarda haksız rekabet artabilmekte, kayıt dişilik ve haksız ticari kazançlar ortaya
çıkabilmektedir. Yapılan değişiklikle, bu olumsuzlukların ortadan kaldırılmasını teminen,

aykırılık ile müeyyide arasında ölçülülüğün sağlanması ve mevzuatın uygulanabilirliğinin
artırılması hedeflenerek idari para cezası tutarları alt ve üst sımrları belirlenerek
güncellenmektedir. Ayrıca, Kanuna dayanılarak Bakanlıkça belirlenen kurallar, alman tedbirler
ve yapılan ikincil düzenlemeler için birbirinden farklı idari para cezalarının öngörülmesi
uygulamada belirsizliğe sebep olduğundan, bu belirsizliğin ortadan kaldırılması amacıyla,
Bakanlıkça belirlenen kurallar, alman tedbirler ve yapılan ikincil düzenlemelere aykınhklara
karşı aynı idari para cezası öngörülmektedir.
Aym fıkranın (h) bendinde yapılan düzenlemeyle, denetime tabi olanların daha yüksek
meblağlarda ceza ile karşılaşacağı düşüncesiyle denetimi engelleyici faaliyetlerde
bulunmasının önüne geçilmesi ve bu sayede Kanun kapsamında gerçekleştirilen denetimlerin
etkinliğinin ve mevzuata uyumun artırılması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, öngörülen idari
para cezalarının alt ve üst sınırları belirlenerek güncellenmektedir.
Bununla birlikte, idari para cezası muhatabının ölçeği, işlenen kabahatin niteliği ve
niceliği gibi hususlar dikkate alınmaksızın herkes için aynı tutarda idari para cezası
uygulanması, aykırılık ile müeyyide arasında orantısızhğa ve adaletsizliğe neden olmaktadır.
Nitekim küçük ölçekli bir işletme için uygulanacak ceza yıkıcı etki doğurabilirken büyük
ölçekli bir işletme için aym tutardaki ceza hiçbir caydırıcılık unsuru içermeyebilmektedir. Bu
orantısızlık ve adaletsizliğin ortadan kaldırılması ve caydırıcılığın sağlanabilmesi amacıyla

maddeye eklenen fıkrayla; fiilin içeriği, müeyyidenin muhatabı gerçek veya tüzel kişilerin
ekonomik büyüklükleri, aykırılık neticesinde elde edilen menfaatin ve neden olunan zararın
büyüklüğü gibi unsurlar dikkate alınarak değişikliğe konu cezalar alt ve üst sınırları belirlenerek
düzenlenmekte ve bu sayede somut olay adaletinin sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 34-6585 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) ve (h) bent
hükümlerine ilişkin ceza artırıldığı için, maddeyle; artırılan cezanın tekraren 2023 takvim yılı
için yeniden değerleme oranında artırım uygulanmaması temin edilmektedir.
MAlDDE 35-11/07/2019 tarihli ve 7183 sayılı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme
Ajansı Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında Türkiye Turizm Tanıtım ve
Geliştirme Ajansımn karar alma organı olan Yönetim Kurulu başkamnın Tanıtma Genel
Müdürlüğünden sorumlu Bakan Yardımcısı olarak belirlenmesi düzenlenmiştir. Aynı

maddenin dördüncü fıkrasında ise İcra Kurulu belirleme yetkisi Bakan Yardımcısına
verilmiştir. Ayrıca ülkemizde kamu-özel sektör iş birliği ile yönetilen ve ağırlıklı olarak seçimle
işbaşına gelen özel sektör temsilcilerinden oluşan Yönetim Kurulunun Bakanlık turizm
işletmesi belgeli bileşik tesisler ve konaklama tesislerinin bulundukları bölgelerdeki sayıları
dikkate alınarak Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgelerinin temsilci sayıları artırılmıştır. Ayrıca
turizm payı alınan Bakanlıktan turizm işletme belgeli yeme içme ve eğlence tesisleri ile deniz
turizmi tesislerinin temsilini sağlamak üzere ülke çapında seçimle üç yıl süreyle belirlenecek
bir üye ile temsil edilmesine ilişkin hüküm getirilmiştir. Söz konusu değişiklik ile Türkiye
Turizm Tamtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulunda seçim ile işbaşına gelen özel sektör
temsilci sayısı artırılmış ve Yönetim Kurulunda işletmelerin belge türü bakımından temsili
sağlanmıştır.
MADDE 36- Kanunun 6 ncı maddesinde yapılan değişikliklerle; Turizm Payı ile ilgili
olarak 1/1/2024 tarihinden geçerli olmak üzere turizm payı oranları yeniden düzenlenmiş, söz
konusu maddeyle tanıtım faaliyetlerinin artmasına bağlı olarak ülkemize gelen ziyaretçi sayısı
ile turizm gelirindeki artış ve buna bağlı olarak gün geçtikçe büyüyen turizm sektörünün turizm
payı alınmasına esas cirolarında meydana gelecek büjmme ile bir arada düşünüldüğünde, turizm
payı alman işletmelerin turizm payı oranları azaltılmıştır. Bakanlık turizm işletme belgeli deniz
turizmi araçlarından turizm payı alınmasına ilişkin düzenleme yürürlükten kaldmlmıştır. Buna
bağlı olarak yapılan değerlendirmeler neticesinde, turizm alamnda etkinlikleri ve elde edilen
gelirleri bakımından turizm payı alınan mükellefler ile bu mükelleflerden alman pay oranlarının
yeniden düzenlenmesi gereloniştir. Ayrıca yine aynı maddeyle Bakanlıktan turizm işletme
belgeli deniz turizmi araçlarından turizm payı alınmasına son verilmiştir.
MADDE 37- Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile seçim
sürecine girilmiş olsa dahi, seçime yönelik iş ve işlemlerde gecikmeksizin uygulanacağı,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yönetim Kurulu üye seçimlerinin yapılmasına 30 günden az
süre kalması halinde seçimlerin iki aya kadar erteleneceği ve seçimin yapılmasına ilişkin usul
esasların Bakanlıkça belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

MADDE 38- Kanunun 6 ncı maddesinde yapılan turizm paylannm alınmasına ilişkin
geçici madde düzenlenerek Bakanlıktan belgeli deniz turizmi araçları bakımından 31/12/2022
tarihine kadar turizm payı ödemelerine ilişkin düzenleme getirilmektedir.
MADDE 39- Maddeyle, eşya piyangosu ve çekiliş düzenlemek isteyen başvuru

sahiplerince İdarece alınmakta olan izin bedellerine yönelik muhtelif itirazların yapılmakta

olmasının yanısıra, Milli Piyango İdaresi Yönetim Kurulunun izin bedelleri ile ilgili
kararlarının iptali istemiyle idari yargıda İdare aleyhine hukuki süreç başlatılması nedeniyle
İdarece alınan izin bedelleri ile ilgili hükümlerin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 40- Milli Piyango İdaresinin yetkisi dahilindeki şans oyunları ile üçüncü kişiler

tarafından bir mal veya hizmetin pazarlanması faaliyetleri kapsamında, ancak, İdareden izin
alınması koşuluyla düzenlenebilen karşılığı nakit olmayan (eşya) piyangolarımn yasadışı veya
izinsiz olarak düzenlenmesi veyahut gerekli izin alınmakla birlikte yükümlülüklerinin tam veya
süresinde yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak yaptırımı düzenleyen 320 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 52 nci maddesinin yürürlüğünün kanunlaşma şartına bağlanmış
olmasına karşın, bu güne kadar söz konusu madde kanunlaşmadığından, başta internet ortamı

ve sosyal medya platformları olmak üzere İdarenin yetkisi dahilindeki şans oyunlarının yasadışı

olarak oynatılması yönündeki girişimlerin her geçen gün daha da arttığı, şans oyunlarının
tamamen güvene dayalı olmasına ve bu güvenin kazanılmasının yıllar sürmesine karşın, bazı

yazılı ve görsel basın ile internet sitelerinde ve sosyal medya üzerinden İdare ve düzenlediği

şans oyunları ve çekilişleriyle ilgili olarak hile, usulsüzlük, yolsuzluk yapıldığı, faaliyetlerinin
şaibeli olduğu şeklinde sık sık ve çok sayıda haber yapılarak ve sosyal medya platformları

üzerinden paylaşımlarda bulunulmasının İdare ve düzenlediği şans oyunlarına duyulan güveni

ciddi bir şekilde menfi olarak etkilediği, dolayısıyla şans oyunlarından elde edilen hasılatta ve
Hazineye vergi ve kamu payı olarak aktarılan kaynaklarda hedeflenen artışın sağlanmasının
mümkün olmadığı, bu durumun aym zamanda fiziki ve internet ortamında illegal olarak
düzenlenen şans ve bahis oyunlarına olan talebin artmasına sebebiyet verdiği, öte yandan
internet ortamında illegal olarak oynatılan oyunların bir çoğunun yurtdışı orijinli olarak
organize edilmesi nedeniyle haklarında Türk Ceza Kanununun 228 inci maddesindeki
yaptırımların uygulanamadığı, zira illegal olarak şans oyunu oynatan internet sitelerinin
engellenen alan adlarını kısa sürede değiştirmek suretiyle aldıkları başka internet adreslerinden
oyun oynatmaya devam ettikleri, suç ve suçlularla etkin bir şekilde mücadele edilmesi açısından
illegal olarak oyun oynatanların yam sıra söz konusu oyunlara iştirak edenlere yönelik olarak
da etkili bir şekilde yaptırım uygulanmasının gerekli olduğu, diğer yandan son zamanlarda

İdareden izin almaksızın fiziki veya internet ortamı ile sosyal medya platformları üzerinden
karşılığı nakit olmayan eşya piyangolarımn düzenlenmesi yolundaki girişimlerde büyük bir

artış gözlemlendiği, ayrıca İdarenin izni ile düzenlenen eşya piyangolarında da zaman zaman
düzenleyicilerin iştirakçi ve talihlilere karşı olan yükümlülüklerini tam ve süresinde yerine
getirmedikleri belirlenmiş olup, maddeyle yukarıda belirtilen sakıncaların bertaraf edilmesi
amaçlanmaktadır.

Öte yandan, 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer
Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İdarenin teşkilât
ve görevlerine dair usul ve esaslar yeniden düzenlenmiş olup, bu kapsamda, söz konusu

kararnamenin 285’inci maddesi uyarmca İdareye 320 sayılı KHK’de yer alan mevcut görev ve
yetkilerinin yanısıra, “her türlü eşya piyangosu, şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri
oyunları tertip etmek” görevi de verilmiştir. Bu bağlamda, maddede geçen “müşterek bahis
veya benzeri oyunlara” ilişkin cezai müeyyideler; spor müsabakaları ve at yarışları dışında

kalan müşterek bahis oyunlarım kapsamakta olup, spor müsabakaları ve at yarışları üzerine
oynanan müşterek bahislere dair hususların ilgili kurumlar tarafından kendi mevzuatları
gereğince değerlendirileceği tabiidir.

MADDE 41-11/10/2011 tarihli ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci

maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ve ek 10 uncu maddenin ikinci
fıkrasında yer alan “avukatlık vekalet ücreti” ibaresinin, 20/7/2022 tarihli ve 31898 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanmış olan Anayasa Mahkemesi’nin 1/6/2022 tarihli ve B.2022/19, K.2022/74

sayılı Kararı ile anılan düzenlemenin 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin dayanağını
oluşturan 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle
iptal edilmesi ve iptal hükmünün Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay
sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş olması nedeniyle, söz konusu hükmün yeniden
düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 42- Mevzuata aykırılıkları saptanan bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim
kuruluşlanna Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu tarafından sadece
faaliyet izninin askıya alınması veya iptal edilmesi yaptırımları uygulanmamaktadır. Bu
nedenle (e) bendindeki değişiklik ile bent metninin tüm yaptırımları kapsayacak şekilde genel
olarak yazılması amaçlanmaktadır.
Düzenlenen alan itibarıyla sadece denetim kuruluşları ve denetçiler üzerinde yetkisi olan
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun finansal tablolarımn
hazırlanması için gerekli standartlan belirlediği işletmelere yönelik de gözetim ve denetim
yetkisinin alınmasımn kamu adına etkin gözetim faaliyeti yapılmasına katkı sağlayacağı
değerlendirilmektedir. Bu nedenle (n) bendindeki değişiklik ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartlan Kuruluna bu konuda yetki verilmesi amaçlanmaktadır.
Uluslararası Muhasebe Standartları Vakfı tarafından yayımlanan standartları
mevzuatımıza kazandıran Kurum olan ve hâlihazırda Uluslararası Muhasebe Standartları Vakfı

ile Uluslararası Muhasebe Standartlarını yayımlama konusunda telif anlaşması bulunan Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından sürdürülebilirliğe ilişkin
standartların da belirlenmesi, yayımlanması ve bu konularda denetim yapacakların
yetkilendirilmesi ve gözetime tabi tutulması amacıyla (ö) bendindeki öneri ile Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kuruluna bu konuda yetki verilmesi amaçlanmaktadır
(p) bendindeki değişiklikle, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartlan
Kurulunun görev ve yetkileri arasına bağımsız denetim kapsamındaki işletmelerden bilgi
sistemleri denetimine tabi olacakların belirlenmesi ve bilgi sistemleri denetçilerinin ve
kuruluşlarımn yetkilendirilmesi, resmi sicile kaydedilmesi, çalışmalarının mevzuata
uygunluğunun inceleme ve denetiminin yapılması, inceleme ve denetimler sonucunda
gerekmesi durumunda bunlara yaptırımlar uygulanmasının dahil edilmesi amaçlanmaktadır
(r) bendi için öngörülen değişiklik ile başta muhasebe, denetim, sürdürülebilirlik, bilgi
sistemleri standartları olmak üzere Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları

Kurumunun düzenlemekle sorumlu olduğu alanlara ilişkin kurs ve eğitim programlarımn
düzenlenmesi, sınav ve tescil işlemlerinin yürütülmesi amacıyla bu alanlarda faaliyette
bulunacak özel hukuk hükümlerine tabi bir merkez kurulması amaçlanmaktadır.
MADDE 43- Maddeyle, kurumsal gelişim ve ilerlemeye yönelik olarak Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu yetki ve görevleri içerisinde birçok alanda
gerçekleştirilmesi hedeflenen yeni çalışmalar ile uygulamaya konulması planlanan çok sayıda
hedef projelerinin, daire başkanlıklannın fonksiyon ve görevlerinde sorumluluklanm ve iş
yükünü artıracağı dikkate almarak, hizmet verimliliğini artıracak yeni organizasyonel yapı ile
faaliyetlerin ayrı birim veya alt birim personeli tarafından yürütülmesi, birimler arasında görev,
yetki ve sorumluluk eş güdümünün sağlanması suretiyle, diğer düzenleyici ve denetleyici
kurumlann düzenlemeleri de dikkate almarak, iş ve işlemlerde süreklilik ve düzenliliğinin
artırılması amaçlanmaktadır.
MADDE 44- Maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yapılan değişiklikle; Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından inceleme yapılacak denetim

kuruluşlarının belirlenmesinde dikkate alınacak sürenin hesaplanmasında uygulamada
karşılaşılan karışıklıkların giderilmesi, KAYÎK denetimlerine daha fazla yoğunlaşılması ve bu

sayede Kurum kaynaklarımn verimli kullamiması ve kalite güvence sisteminin etkinliğinin
artırılması amaçlanmaktadır.
Maddenin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle; denetim kuruluştan, bağımsız
denetçiler ve bilgi sistemi yapanlar ayrı ayrı ifade edilerek her birine eylemleri dolayısı ile
yaptırım uygulanabileceği açıkça belirtilmiştir.

Maddeye eklenen sekizinci fıkra ile yaptırım uygulananlara bu yaptırımlarla veya
bunlardan ayrı olarak ilave eğitim alma zorunluluğu getirilmesinin mümkün kılınması
amaçlanmaktadır.
MADDE 45- Maddeyle, 660 sayılı KHK’ da yapılması Öngörülen değişikliklere uygun
olarak mevcut ikincil düzenlemelerde değişiklik yapılabilmesi ve/veya yeni ikincil
düzenlemeler çıkarılabilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 46- Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun yetki ve
görevleri içerisinde birçok alanda gerçekleştirilmesi hedeflenen yeni çalışmalar ile uygulamaya
konulması planlanan çok sayıda hedef projelerinin, daire başkanlıklarının fonksiyon ve
görevlerinde sorumluluklanm ve iş yükünü artıracağı dikkate almarak, hizmet verimliliğini
artıracak yeni organizasyonel yapı ile faaliyetlerin ayrı birim veya alt birim personeli tarafmdan
5dirütülmesi, birimler arasında görev, yetki ve sorumluluk eş güdümünün sağlanması için 660
sayılı KHK’da 198 olarak belirlenen toplam kadro sayısının artırılması amaçlanmaktadır.

GEÇİCİ MADDE 1- Maddeyle, işverenler tarafmdan çalışanlara elektrik, doğalgaz ve
ısınma giderlerine karşılık olmak üzere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2023
yılı Haziran ayı sonuna kadar, mevcut ücretlerine/prime esas kazançlarına ilave olarak yapılan
aylık 1.000 TL’yi aşmayan ödemelerin prime esas kazanca dahil edilmemesi ve gelir
vergisinden istisna edilmesi sağlanarak bu ödemeler teşvik edilmektedir.

GEÇİCİ MADDE 2- Maddeyle, borçlusu gerçek kişi olan ve İcra ve İflas Kanunu veya

Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklanna İlişkin Takibin Başlatılması Usulü
Hakkında Kanun kapsamında icra takibi başlatılmış olan küçük alacakların tasfiyesi amacıyla
düzenleme yapılmaktadır.
Küçük alacak olarak, 15/8/2022 tarihine kadar icra takibi başlatılmış bulunan ve her bir
takip dosyası itibarıyla asıl alacak ve ferileri dâhil 2.000 Türk lirası ve altındaki alacaklar dikkate
alınmaktadır. Bu tutarın üzerinde takip başlatılmış olmakla birlikte aynı tarih itibarıyla takip
bakiyesi bu tutar ve altına inmiş icra takipleri de küçük alacak kapsammda olacaktır.
Maddeyle küçük alacak olarak tanımlanan alacaklarından feragat eden mükelleflere bu
alacaklarım Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre değersiz alacak kabul ederek kayıtlarından
çıkarma imkâm sağlanmaktadır.
Bu şekilde kayıtlardan çıkarılan alacaklara ilişkin daha önce hesaplanarak beyan edilen
katma değer vergisi ve özel iletişim vergisi, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Gider Vergileri
Kanunu hükümlerine istinaden söz konusu vergilerden indirim konusu yapılabilecektir.
Böylece, alacaklısımn gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına veya alacakların abonelik

sözleşmelerinden kaynaklamp kaynaklanmadığına bakılmaksızın icra takibinden feragat edilen
alacaklara ilişkin daha önce yerine getirilmiş vergisel yükümlülükler telafi edilmektedir.
Ayrıca, vergi dışındaki Hazine payı, evrensel hizmet katkı payı, telsiz kullanma ücreti
gibi kamusal yükümlülükleri bulunan işletmelerin feragat ettikleri alacakları nedeniyle daha
önce yerine getirdikleri bu yükümlülüklerin belli bir oranda giderilebilmesi amacıyla düzenleme
önerilmektedir.

Bu kapsamda, Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesine göre Hazine payı
ödemekle yükümlü GSM operatörleri ve yetkilendirilmiş diğer işletmecilerin, madde

hükmünden yararlanarak alacaklanmn takibinden vazgeçmeleri durumunda, takibinden
vazgeçtikleri tutar içinde Hazine payı hesaplanmasım gerektirir alacak bulunması koşuluyla,
ilgili icra dosyasındaki takip tutannm yüzde 18’inin ödemeleri gereken Hazine paylarından
mahsup edilmek suretiyle iade edilmesi öngörülmektedir.
Benzer şekilde. Elektronik Haberleşme Kanunu çerçevesinde Bilgi Teknolojileri
Kurumu tarafından yetkilendirilen ve Evrensel Hizmet Kanunu kapsamında evrensel hizmet
katkı payı ödeme yükümlülüğü bulunan işletmecilerin ilgili icra dosyasındaki takip tutanmn
yüzde l’i, ödemeleri gereken evrensel hizmet katkı paylarından mahsup edilmek suretiyle iade
edilecektir.

Söz konusu icra takiplerinin sonlandınimasını teşvik etmek amacıyla Harçlar
Kanununun 23 üncü maddesi uyarınca icra takibinden vazgeçme nedeniyle alınması gereken

harç ile Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve
Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunda düzenlenen harcın
alınmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Maddede ayrıca, taraflann birbirinden takip giderleri ve vekâlet ücreti talep edemeyeceği
belirtilerek bu husustaki tereddütler giderilmekte, madde hükmünden yararlananların maddeyle
sağlanan imkânlar dışında ilgili idareden herhangi bir yasal yükümlülüğün iadesi, vekalet ücreti,
yargılama gideri ve benzeri başkaca bir hak ve alacak talebinde bulunamayacağı hükmü
getirilmektedir.
Son olarak maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların konunun tarafı olan Adalet
Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakaniiğmm görüşü alınmak suretiyle Hazine ve Maliye
Bakanlığınca belirleneceğine ilişkin yetki düzenlemesi, yapılmaktadır.

GEÇİCİ MADDE 3- Küçük tutarlı alacaklar nedeniyle oluşan icra takiplerinin
azaltılması amacıyla Bankacılık Kanunu kapsamında faaliyet gösteren varlık yönetim
şirketlerince, banka ve diğer mali kurum ve kuruluşlardan 15/8/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla devir ve temlik alınan ve Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla anapara takip
bakiyesi 2.500 Türk lirası ve altında bulunan bireysel nitelikli her türlü kredi sözleşmesinden
kaynaklı alacakların anapara borç tutarının yüzde ellisinin Hazine ve Maliye Bakanlığı
bütçesinden aktarılacak tutarla ödenmesi yoluyla tasfiyesi amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda yapılacak ödemeye bağlı olarak varlık yönetim şirketlerince kalan anapara
tutarı ile bu alacak nedeniyle hesaplanmış faiz, masraf, vekalet ücretleri ve benzeri alacakların
takibinden feragat edilecektir.
Madde kapsamında tasfiye edilen alacaklar nedeniyle, Hazine ve Maliye Bakanlığından
veya varlık yönetim şirketlerinden, vekalet ücreti, yargılama gideri ve benzeri başkaca bir hak
ve alacak talebinde bulunulmayacaktır.
Bu şekilde tasfiye edilen alacakların takibi nedeniyle alınması gereken harçlardan
vazgeçilmekte ve Hazine tarafından yapılan ödemeler nedeniyle varlık yönetim şirketlerinin
lehe aldıkları paralar nedeniyle banka ve sigorta muameleleri vergisi alınmaması
sağlanmaktadır.

GEÇİCİ MADDE 4- COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek
amacıyla 11/3/2020 tarihinden itibaren muhtelif tedbirler alınmış ve bu kapsamda maske takma
zorunluluğu, sokağa çıkma yasağı gibi alınan tedbirlere uyulmaması nedeniyle Umumi
Hıfzıssıhha Kanunu ile Kabahatler Kanunu kapsamında idari para cezaları uygulanmıştır.
Ancak, konu ile ilgili yeterli bilgisi olmaması nedeniyle getirilen kurallara uyamadığım ve
bunları ödemekte çok zor duruma düşeceğini belirten vatandaşlarımızın talepleri dikkate
alınarak halen ödenmemiş bulunan cezaların tahsilinden vazgeçilmesi yönünde düzenleme
yapılmaktadır.

MADDE 47- Yürürlük maddesidir.

MADDE 48- Yürütme maddesidir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

THY bir uçak dolusu valizi Zürih’te unuttu!

HIZLI YORUM YAP